25 dakikalık süremiz başlamıştı, ilk başta burada saklanmayı devam etmeyi düşünsem de sonradan Burak, arzu ve eflalin saklandığı yerin üstünde olduğu için mutfakta saklanmaya karar vermiştim.
Aslında mutfak kulise çok ters kalıyordu ve süre geçiyordu. Bu da burağı göremeyeceğim anlamına geliyordu. Sıkıntıyla kıyafet odasından çıkacakken gözüm saklandığım yerdeki kolilere takıldı, hızlı adımlarla kolinin yanına gidip içini karıştırmaya başladım.
Erkekler için olan siyah pantolonlar, üstünde okulumuzun logosu olan beyaz gömlekler, kırmızı kolej etekler ve kravat
Aradığım şeyi bulmuştum.
Birkaç tane aldığım kravatı cebime koydum. Eğer o psikopat bana saldırırsa elimdeki tavayla bir şey yapamama ihtimalim olursa en kötü ihtimalle kravatı boğazına dolardım fazladan olanları da arzu ve eflale verirdim. Kravatları da cebime koyduğuma göre derin bir nefes verip yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim, kapıyı açıp kıyafet odasından çıktım ve sağıma soluma baktım. Solumda kimse yoktu, fakat koridorun başında yani sağımda bir sülietin buraya doğru geldiğini fark ettim. Süliet yere doğru bakarak yürüdüğü için beni fark etmedi.
Korkudan dizlerim titremeye başlamıştı, elimdeki tavayı daha sıkı tuttum, birkaç adım geri gittim.
Düşündüğüm şey olmazdı değil mi ?
Süliet başını kaldırınca yüzümeki korkunun yerini kocaman bir gülümseme aldı.
Karşıdan bana doğru gelen kişi Burak'tı.
Burak beni görünce adımlarını hızlandırıp bana doğru koşmaya başladı bende aynı şekilde.
Mutlu bir şekilde sımsıkı burağa sarıldım, o da belimi sıkıca sardı. Saçlarımı okşarken bir yandan da şükürler olsun iyisin, yanımdasın şükürler olsun diyordu.
Burak Arslan çok masum seviyordu.
Birden bire belimdeki ellerini çekip endişeyle beni süzmeye başladı.
- iyisin değil mi, bir yerinde bir şey yok
Hızlıca kafamı aşağı yukarı salladım.
" ben iyiyim de arzu ve eflali çok merak ettim, sen iyisin değil mi?"
Benim gibi başıyla onayladı, eliyle elimi kavradığında sanki ilk defa elimi tutuyormuş gibi yine karnımda kelebek hissi oldu.
- sen yanımdayken kötü hissetmem mümkün değil.
Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Burak her defasında bana iltifat ettiğinde bayılacak gibi oluyordum.
Aşk böyle bir şey miydi ?
Burağın iyi olduğunu saklandığımız kattan hiçbir ses gelmediğinde anlamıştım ve şimdi de gözlerimle şahit olmuştum. Ama aklım arzu ve eflalde kalmıştı.
Aklıma cebime koyduğum kravatlar geldi. Boşta olan elimi cebime sokup kravatı çıkarttım vs burağa uzattım.
" elimizdeki tavalara olur da bir şey olursa o psikopatla karşı karşıya gelirsek diye kıyafet odasından çıkmadan önce almıştım.
Koridor karanlık olmasına rağmen burağın gözündeki şaşkın ifadeyi görebiliyordum. Yavaşça kravatı elimden aldı
- bununla kendimizi nasıl savunabiliriz ki
Hafifçe sırıttım " Bir itiş kalkış veya boğma durumunda tavalarla bir şey yapamazsak bu kravatı katilin boynuna dolar onu etkisiz hâle getiririz nasıl fikir ? "
Burağın yüzündeki şaşkınlık ifadesi gidince gülmeye başladı
- sende az psikopat değilmişsin berfin Kaya yengeç Burcu falan mısın, mantıklı fikir ama
Gülmeye başladım, kankalarımın arasından alaya vurmaya devam ettim.
" bana psikopat diyene bak fikri mantıklı bulan da psikopat olmuyor mu? Ayrıca bilemedin yengeç değilde akrep burcuyum, ama akrep burçları da psikopat oluyor galiba "
Burak ilk başta gülerken bir anda ciddileşince benim de yüzümeki gülümseme soldu
" ne oldu alındın mı ? Şakasına söylemiştim"
- yok alınmadım, akrep Burcu olduğunu biliyorum 22 kasım doğum günün akrep Burcu oluyorsun yani şakasına yengeç Burcu musun demiştim.
Bir anda boşluğuna geldiği içim sesi küçük bir çocuk gibi masum çıkmıştı. Bir şey söyleyemediğim için hayranlıkla yüzüne bakmaya devam ettim.
- tamam öyle bakma sana üç senedir platoniktim işte o yüzden senle ilgili bildiğim bazı şeyler var, hatta bir tane defterim var içinde senle ilgili edindiğim bilgileri yazıyordum. Sınıfta dolabımda kalmış olmalı her gün mutlaka okula getiriyordum çünkü
Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi kocaman açıldı
" doğum günüm burcum da o defterde yazıyor mu?"
- evet ayrıca waffle sevdiğin, geometri dersini ve geometri hocasını sevmediğin, yüzme biliyor olman gibi şeyler de yazıyor
" Burak ben ne diyeceğimi bilmiyorum. "
- Boşver bir şey deme zaten söyledim ama utanıyorum, dizilerdeki takıntılı psikopat çocuk gibi görünüyorum değil mi ?
Gülüşlerimin arasından " tabiki de hayır sen benim gözümde hep masum seven bir sevgili olacaksın hem bende senin için etüte kalıyordum mesela " diyerek onu teselli etmeye çalıştım aynı benim gibi bana şaşırmış gözlerini bana çevirdi.
- gerçekten mi ?
" Evet normalde etüte kalmaktan nefret ediyorum çünkü zorunlu değil erkenden eve gitmek varken biz ekstra yine okulda kalıyoruz ve bu beni sinir ediyordu ama sırf seni daha çok görebilmek için etüte kalıyordum işte"
Burak birkaç saniye sessiz kaldı sonra aramızdaki sessizliği bozdu
- Ayaküstü nasıl itiraflar bunlar böyle ikimizde şok olduk
Gülmeye devam ettim, arzu ve eflalin saklandığı yerin önünden geçmemize az kalmıştı ve ben Burak'la olduğum zamanlar ne kadar mutlu olduğumu zamanın su gibi hızla akıp geçtiğini fark etmiştim.
- Eee aklında saklanacak bir yer olmalı ki kıyafet odasından çıkmışsın akıllı kız, seninle beraberken sürekli konuşmak istiyorum da
" sen iste ben sabaha kadar konuşurum" dedikten sonra sorusuna cevap verdim. " Evet aklımda bir yer var, aslında ilk önce orada kalmaya devam etmeyi düşündüm ama sonradan mutfakta saklanmaya karar verdim.
- tamam o zaman benim saklanacağım yerde bulaşıkhane olsun şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.
" Bulaşıkhane mi, orada rahatça saklanabilecek misin?"
- Bilmem büyük ihtimalle hayır, ama orada saklanacağım
" iyi de neden rahat edemeyeceğin bir yerde saklanacaksın ki "
- çünkü sevgilimin saklandığı yere yakın ve ben sevgilimin yakınlarında olmak istiyorum
Yanaklarımın kızardığını hissediyorum, utandığımı hissettiğim için gözlerimi gözlerinden çekip karşıya diktim. İleride yine karanlık bir silüet vardı, ama bir tane değil iki taneydi.
Arzu ve eflal
Karanlıktan dolayı çok net görebiliyordum ama onlar olduğundan adım gibi emindim. Elimi burağın elinden çekip kolunu dürttüm, ileri doğru bakan gözlerini bana çevirdi.
" onlar arzu ve Eflal, hadi çabuk onların yanına gidelim"
- Tamam hadi koş ben arkandan geliyorum.
Arzu ve eflale doğru koşarken arzunun bir yandan kollarını açıp bir yandan da eflale " bu berfin onu nerede görsem tanırım " dediğini işittim. Sıkıca arzuya sarıldım. Eflalde bizi izliyordu ardından Burak'ta geldi. Biz arzuyla birbirimize sımsıkı bir şekilde sarılmışken kollarını çeken ilk kişi arzu oldu ve iki elimi de tuttu.
- Berfin seni o kadar çok merak ettim ki anlatamam, iyi misin bir yerinde morluk,yara,bıçak darbesi falan yok değil mi ?
" yok yok iyiyim, bende sizi çok merak ettim ama hiçbirinizden yardım çığlığı gelmeyince iyi olduğunuzu anladım
Sonra eflale sarıldım, birbirimize hiçbir şey söylemedik sadece sarıldık. Eflalden kollarımı geri çektiğimde arzu bir bana bir burağa bakıyordu.
- eski yerinizden çıktığınıza göre yeni bir yerde saklanacaksınız galiba, nereye saklanacaksınız
" Ben mutfakta saklanacağım Burak'ta bulaşıkhanede saklanacakmış"
- Anladım, eflalle bizim aklımıza saklanacak başka bir yer gelmedi koskoca okulda aklımıza nasıl saklanacak yer gelmedi bende bilmiyorum ama biz yine aynı yerlerimize saklanacağız umarım sobelenmeyiz.
" Arzu saçmalama sobelenmek falan biz birinci turu aldık. Birinci turun kazananı biziz neden ikinci turda da aynısı olmasın ki ve olacak da biz kazanacağız ben buna inanıyorum sende inanmalısın"
Arzu hafif de olsa gülümsedi
- haklısın o zaman saklamacağınız yere gidin ve ikinci turu da alalım
Arzuyla eflale cebimdeki kravatları verdikten ve şimdilik son kez sarıldıktan sonra Burak ile saklanacağımız yerlere doğru yürüyorduk. Aklıma ilk turda Burak'la arzu ve eflalli bıraktıktan sonra beraber kaldığımız, burağın beni kıyafet odasına götürdüğü geldi.
" dejavu oldu, biz sanki bunu yine yaşamıştık"
- evet önce arzu ve eflalli sonra da seni bırakmıştım
" Ve hepimizi bıraktıktan sonra kulise tek başına gitmiştin"
- aynen öyle ama dejavu yaşamaya devam edeceksin akıllı kız, her turun sonunda saklanacağın yere seni ben götüreceğim.
- Tamam hep sen götürüsün
Bir yandan mutfağa doğru ilerlerken bir yandan da konuşuyorduk ama yolumuz az kalmıştı, Burak da bunu fark etmiş olmalı ki bana baktı
- nefret ettiğim o an geldi
" benimde "
- ne yapacağını söylememe gerek yok herhalde
" başıma bir şey gelirse avazım çıktığı kadar bağırıp senden yardım isteyeceğim, sende duyar duymaz bana yardım etmeye geleceksin " aferin akıllı kız diyerek beni kendine çekerek bana sarıldı. Bir süre hiçbir şey demeden sadece sarıldık,birbirimize sarılmak bize huzur veriyordu.
- sana yine görüşeceğiz demiştim ve yine görüştük, seni saklanacağın yere ben getirdim üçüncü turda da aynısı olacak
" bende üçüncü turda bu dediklerinin olacağını biliyorum süre azalıyor bulaşıkhaneye git aklım sende kalıyor sonra"
- tamam gidiyorum dediklerimi unutma
" unutmam mümkün mü?"
Burak gülümseyerek bulaşıkhanenin olduğu yöne doğru yürümeye başladı, yine arkasını dönüp bana elini sallıyordu. Bende gözden kayboluncaya kadar onu izledim. Sonra bende mutfağın kapısını açıp içeriye girdim. Burası da çok karanlıktı düşmemek için yavaş yavaş yürüyordum. Burada kıyafet odasındaki gibi kamuflaj yapacak bir şey olmadığı için mutfağın sonlarında oturup saklanmaya karar verdim. Böylece katil gelirse hemen yakalanmazdım.
Mutfağın sonlarına yaklaştığımda köşede olan saklanabileceğim bir yer gördüm. Tam da benim sığabileceğim bir büyüklükteydi. Oraya doğru ilerlediğimde birden bir şeye ayağım takıldı ve sert bir şekilde yere düştüm. Dirseğimi yere çok sert çarpmıştım ve canım acımıştı. Bir süre yerde acıyla ahlanıp vahlandıktan sonra yavaşça düştüğüm yerden doğrulup neye takılıp düştüğümü anlamak için etrafıma baktım.
Düştüğüm yerde hiçbir şey yoktu
Kafayı mı sıyırmaya başlamıştım ?
Karanlıkta dura dura gözlerimin arada görme bozukluğu yaşadığını düşünerek çok da önemsemedim.
Düştüğüm anda elimdeki tava da düşmüştü, ellerimle yeri yoklayarak tavayı aramaya koyuldum. Ben tavamı ararken yine o zil çalmaya başladı. Yine birden bire çalmasıyla korkudan olduğum yerde sıçradım.
Olduğumuz durumun içindeki şartlar yüzünden psikolojimin bozulmasına ramak kalmıştı.
Sinirle bir nefes verdikten sonra ellerimle yeri yoklamaya devam ettiğim sırada katil de klasik konuşmasını yapmak için hoparlörü açmıştı.
- 25 DAKİKA SÜRENİZ BİTTİ,20 DAKİKALIK OLAN SÜREM BAŞLADI 20 DAKİKA SONRA BU TUR BİTECEK SONRAKİ TURDA YİRMİ DAKİKALIK SAKLANMA SÜRENİZ OLACAK BİLGİNİZE VE BOL ŞANA İHTİYACINIZ OLACAK
Önceki turda söylediği şeylerin aynısını söylemişti, elime gelen metal şeyin tavam olduğunu düşünerek kendime doğru çektiğimde şaşkınlığımı bir süre üstümden atamadım.
Kendime doğru çektiğim metal şeyi tavamın sapı zannederken yerden yukarıya doğru açılan gizli bir geçiti açmak için kullanılan bir kapı koluydu.
Şaşkınlıktan resmen ağzım açık kalmıştı, ne zamandan beri okulumuzda gizli bir geçit vardı ?
Tesadüfen bulduğum gizli geçitten aşağı doğru baktığımda bir merdivenin aşağı uzandığını gördüm.
Aşağıda ne vardı?
Neyle karşılaşacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama şu merakım yüzünden acaba aşağı insem bir şey olur mu diye düşünmeye başlamıştım bile
Cesaretimi topladım, bunu yapacaktım korkacak bir şey yoktu. Burak buraya gelip de beni göremezse endişelenmesin diye gizli geçitin kapısını sonuna kadar açtım ve önce sol ayağımı merdivenin basamağına koydum sonra da sol ayağımı.
Yavaşça aşağı inmeye devam ettim, neyle karşılaşacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama yine de iniyordum bu deli cesaretimin nereden geldiğini bende bilmiyordum.
Ama umarım bu deli cesaretim başıma bela açmazdı.
Bir süre daha merdivenlerden inmeye devam ettim. Merdivenden indikten sonra bu sefer de karşıma yine bir maket merdiven çıktı ama bu sefer yukarıya doğru çıkıyordu.
Bu merdivenlerin beni okulun içinde bir yere götüreceği belliydi ve bu yüzden iyice meraklanmıştım. Mutfaktan başlayan bu gizli geçit beni nereye götürecekti ?
Cevabını birkaç dakika sonra öğrenecektim.
Karşımdaki yukarı çıkan merdivene de çıkmaya başladım. Etraf zifiri karanlık olduğu için adımlarımı nereye koyacağımı dikkat etmeye çalışıyordum. Burası dardı ve çok havasızdı düşersem işim daha da zorlaşırdı. Yukarı doğru çıkmaya devam ederken kafamı sert bir zemine çarptım.
Yere düşmemiştim, başımı nereye çarptığımı anlamak için kafamı kaldırdım ve ikinci gizli geçitin kapısına geldiğimi anladım.
Ellerimle üstümdeki gizli geçit kapısını itmeye başladım. Ağırdı beni biraz zorlayacaktı. En sonunda tüm gücümle ittiğimde kapı yerden yukarı doğru açıldı. Derin bir nefes vererek merdivenin son basamağına da basıp yukarı çıktım. Nefes nefes kalmıştım çünkü aşağısı çok havasızdı. Kendimi yere bıraktım ve nefes alışverişlerimin sakinlemesini bekledim.
Deli cesaretim ve merakım başıma iş açmamıştı bu yüzden mutluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı saklambaç
AdventureBerfin o gün her zaman ki gibi etüte kalacaktı Etüt için hocanın çoktan gelmiş olması gerekirdi fakat gelmemişti birden giden elektrik tedirgin olmasına neden olmuştu Dersin boş olduğunu düşünerek o ve arkadaşları eve gitmek için sınıftan çıktılar...