Ege
Sırtıma örtülen sweatshirtü elime aldım. Bu neydi ki şimdi? Kim niye benim üzerime bir şey örtsün ki! Daha fazla düşünmeden sıranın üzerine koyup kantine doğru yürüdüm. İçeri girdiğimde Deniz' lerin grup en köşedeki masaya çökmüş, surat ifadelerinden ciddi bir şey konuştukları anlaşılıyordu. Yanlarına gitmeyip otomattan kahve alarak bahçeye çıktım. Tadı bok gibiydi. Zaten benim de tadım yoktu.
Yağmur çiselediği için boş olan bahçenin tam ortasına geçip kafamı göğe kaldırdım. İçime çektiğim soğuk havayla rahatlamıştım. Her nefes alışımda ağzımdan çıkan buhar aklıma sigarayı getirince, etrafa bir göz gezdirip binanın arka tarafına doğru yürüdüm. Kuytuda kalan duvara sırtımı yaslayıp paketten çıkardığım dalı dudaklarıma yerleştirdim ki çakmak nerede lan? Hay ben böyle işi sikeyim ya! Önümdeki teneke kovaya tekmeyi geçirip arkamı döndüğümde karşımda gördüğüm yeşil gözlerle olduğum yerde dondum kaldım. O da benim gibi karşılaşacağımızı beklemiyordu sanırım. Surata bak surata nasıl da şaşırdı. Gözlerimi ondan ayırıp yanındaki iki çocuğa baktım, bizim sınıftan değillerdi. Bakışlara bak salakların. Şurada üçü bana dalsa ne güzel olurdu. Günlük terapi ihtiyacım karşılanırdı.
'' Ateş var mı?'' diye sordum bana bakan üçlüye. İçlerinden uzun olan sarı kafa üzerime doğru yürüdü.
''Yakarım seni!'' derken yüzünden dün olanlar için bana kızgın olduğu anlaşılıyordu da buna ne oluyor amına koyayım sanki onunla kavga ettim.
'' Yakmazsan adam değilsin! ''
'' Siktir git buradan almayayım seni ayağımın altına!''
'' Alsana sarışın, hoşuma gider.'' dediğimde, sarışın sinirlenip gömleğimin yakasından tuttu.
Başlıyoruz.
'' Oğlum bak git bize dar ederim sana bu okulu!''
'' Etsene ya nasıl oluyor merak ettim şimdi.'' dememle sarışın yumruğunu tam yüzüme geçirecekken yeşillerin sahibi arkadaşının kolunu tuttu.
'' Bırak uğraşma şununla!'' dedi, bıkkın bir sesle bana bakmadan.
Şununla mı? Eşya mıyım ulan ben piç! Sensin lan şunun! Niye sinirleniyorum ki bu salağa şimdi. Bir de trip at istersen Ege! Sarışın yakamdaki ellerini beni ittirerek çekerken sinirden iki parmağımla burun kemerimi sıkıp gözlerimi kapadım. İçime soğuk havayı çekip gülmeye başladım. Sarışın umurumda filan değildi. Nankör piç üşüme diye sweatimi verdim lan ben sana sen kalkmış bana ''şunun'' diyorsun!
" Yine delirdi amına koyayım elimde kalacak hadi gidelim!'' dediğinde sarışın, arkasını dönüp diğer arkadaşıyla beraber yürümeye başladılar. Yeşillerin sahibi olduğu yerde durmuş beni izliyordu.
Gülmeye devam ederken yeşillerine bakıp kafamı ne var anlamında salladım. Yanıma doğru adım attığında gülüşüm yüzümden silindi. Yine çok yakındık. Gözleri yüzümün her yerini tarıyordu. Sanki ezberliyormuş gibi. Ben de onun gözlerini takip ediyordum. Biz neden hep susuyoruz. Bu susma bana neden bu kadar iyi geliyor. Bana baktıkça göğsümdeki ağırlık yavaş yavaş kalkıyor sanki.
Yeşil gözlerini yine yakından görüyordum. Bu mesafeden daha güzeller. Orman gibi. Tam ormanında kayboluyordum ki cebinden çıkarttığı çakmağı bana uzatıp ne olduğunu anlamadan elime tutuşturdu.
"Üstün ince hasta olursun. " dedi ve gitti.
Elimde çakmağıyla sik gibi ortada kaldım. Yaşandı bitti saygısızca...
Ne yaşandı şimdi ne oluyor amına koyayım. Gidişini izlerken elimdeki sigarayı dudaklarıma götürüp yaktım. Allah için o güzel gözlere de bir sigara içilir! Birkaç kere gümüş rengi zipponun kapağını açıp kapadığımda sesi çok hoşuma gitmişti.Sigaramı içip içeri girdiğimde arka sıradaki yeşil, elini çenesine dayamış camdan dışarıyı izliyordu. Ona bakarak yerime oturdum. Üşümüştüm dışarıda ve şu an kimin olduğu umurumda olmayan sweati omuzlarıma örttüm.
" Neredesin Ege ya seni bekledik kantinde."
" Sigaraya çıktım."
" Akşam gidiyoruz bak kesin geliyorsun."
Israrlarından kurtulmak için kafamı olur anlamında salladım. Hiç gitmek istemiyordum ama ev geceleri çok sessiz oluyordu ve tek başıma boğuluyordum. Omuzlarımdaki sweatshirtü Deniz'lere gösterdim.
" Bu sizin mi? " diye sorduğumda hepsi hayır diye kafa salladılar. Aslı üzerimdekini tutup çekerken "<Iıyy niye bilmediğin birinin şeyini giyiyorsun, iğrenç! " dediğinde, elinden sweatshirtü kurtardım. Hiç de iğrenç değildi aksine çok güzel kokuyordu.
"Bırak! Dokunma!"
"Ayy iyi tamam be yemedik."
"Gizli hayranlarından birinindir kesin."
"Yine başlama kızım ya! " diye söylendi Ozan, sırasına otururken.
Derslerde uyuyarak da olsa sonunda günü bitirmiştim. Sweati üzerimden çıkarmayıp üstüme deri ceketimi giyerken kolum arkamdaki bedene çarptı.
"Pard--"
Arkamı dönmemle gözlerim yeşilleriyle karşılaştı. Birkaç saniye bana baktıktan sonra kafasını sallayıp
sınıftan çıktı. Hint dizisi mi çekiyoruz amına koyayım ne bu karşılaşmalar, uzun uzun bakışmalar filan. Ama çok da güzel bakıyor şerefsiz...****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGE [BxB]
Teen FictionAilesini kaybeden deli gencin içindeki öfke aşkla soğur mu? 🌈 +18 14.11.2022