41. Bar

4.7K 233 15
                                    

Elime aldığım şişeyi mikrofonmuş gibi tutup " Evvvvveeeettt sayın seyirciler. Bugünün en önemli konukları da aramıza teşrif ettiler sonunda." diye bağırırken, herkes aptal aptal beni izliyordu. Beni dövmeye çalışan adamlar kısa süreli şoktaydılar sanki.

" Buyurun buyurun oturmaya mı geldiniz piste alalım sizi lütfen! " derken, Azad ve Tuna'ya bakıyordum. Tam bu sırada adamlardan biri bana doğru hamle yapacaktı ki Azad yerinden çoktan fırlayıp adamın üzerine atladığında Tuna da adamların arasına dalmıştı. Seyir zevki güzel olan bu kanlı gösteriyi izlerken tek eksiğim çekirdekti. Barın arkasında bulduğum fıstıkları avucuma doldurdugum gibi tekrar tezgahın üzerine çıkıp, olduğum yerden keyifle onları izlemeye başladım. Keyfime diyecek yoktu valla...

" Oralara iyi vurun! Ağzına ağzına!"

Tuna'nın yarılan kaşından kan akarken Azad da çizik bile yoktu. Malesef show kısa sürmüş, benim iki geri zekalı adamları paket etmiştiler. Azad bana doğru yaklaştığında soluk soluğa olduğu için kızgın boğalar gibi burun delikleri açılıp kapanıyordu. Bu hali beni çok güldürdü.

" Ne diye geldiniz ki!? Siz davetli bile değildiniz biz ne güzel eğleniyorduk arkadaşlarla. Gelir gelmez bozdunuz keyfimi he!" deyip elimdeki fıstıkları onlara doğru attım.

" Lan sen beni delirtecek misin?"

"Alla alla delirsen kaç yazar amına koyayım!" Azad, ona küfür etmemle daha da sinirlendi ama sikimde mi? Hiç değil.

"Ege hadi in şuradan." diye elini uzattı Tuna. Uzattığı eline sertçe vurdum. Keyfim kaçmış, gülen yüzümden eser yoktu şimdi.

" Sen hele... Senin ne işin var lan burada!. Yakıştırmalara doyamadığın adamla bir olmuş kahramancılık mı oynuyorsun ha?!"

"Sevgilim lüt-"

" Sus! Sus sakın bir daha bana o şekilde seslenme!"

Canım acıyordu. Hem de çok. Gözlerimin yandığını hissettiğimde, kafamı yukarıya kaldırıp dolan gözlerimin düzelmesini bekledim. Yüzüme geri oturttuğum gülümsemeyle ikisine birden bakarak "İkinizle de bu saatten sonra işim olmaz! Yüzünüzü bile görmek midemi bulandırıyor." derken suratlarının değişen hali dikkatimden kaçmamıştı.

"Ege saçmalama in şuradan aşağı hemen yoksa ben seni indirmesini bilirim!" diye bağırdığında Azad, tüm sinirimle ona dönüp, tezgahtan aldığım şişeyi ayaklarının dibine fırlatıp tuzla buz ettim. Milim oynamamıştı yerinden. Tam da bu sırada içeriye giren polisleri görünce alkışlamaya başladım.

"Oooo geç kaldınız. Asayiş berkemal polis amcam"

" İn aşağı in! İn! İn!! Alın bunu hemen! " diye beni işaret ettiginde Azad, adamla arama geçip " Hoopp durun bakalım ne öyle hemen almalar filan hayırdır! " diye diklendi polislere.

Bu ilk karakol maceram olmayacaktı yine de heyecanlanmıştım. Az önce beni işaret eden polis bağırarak " Alın bunların hepsini! Ambulans geldi mi?" diye sorarken, dövmekten bayılttığım adama bakıyordu. Harbi lan ben onu unutmuştum ya!

****

EGE [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin