49. Deli bebeğim

4.2K 191 27
                                    

Evin önünde bir süre daha onun kollarının arasına sığındım. Başıma bıraktığı minik öpücükleriyle sakinleşiyordum.

"Biraz daha iyi misin?"

"Hı hı..."

Yüzümü avuçlarının arasına alıp burnumdan öptü.

"Güzel bir kahvaltı yapalım. Bu sabahı unutturacak kadar güzel bir gün geçirelim. Tamam mı?"

Kollarımı ona sarıp bu sefer ben onu öptüm. Onunki gibi masum bir öpücük değildi. Dudaklarına yapıştığımda bir an şaşırsa da karşılık vermekte hiç gecikmedi.
Nefes nefese birbirimizden ayrıldığımızda içerideki o gergin ortamı çoktan geride bırakmayı başarmıştık.

"Teyzen ikinci turu atmadan hadi gidelim."

Yol boyunca evde olanların konusunu açmayıp birbirimiz hakkında konuştuk. Okuldaki o sessiz adam gitmiş yerine konuşkan, hayat dolu bir adam gelmişti. Onun bu halinin sadece bana özel olduğunu bilmek güzel.
Gerçi sahnedeki kışkırtıcı halini de yalnızca ben görmek isterdim ama neyse bu olaya da bir ara el atacağım, aklımın bir köşesine yazdım.

Masadaki her şeyden biraz biraz tabağıma koyarken ben de oturmuş onu izliyordum. Yeşillerini örten gür kirpiklerine, dolgun dudaklarına kısacası yüzünün her yerine bakarak bile doyabilirim. Ona böyle bakarken aklıma dün yaşadıklarımız geldi. Rrrrrrrr... Düşününce bile içim titriyor gel de yükselme bu çocuğa.

"Bana yiyecek gibi bakacağına önündekinden yemeye başlamaya ne dersin?"

"Öyle bakmıyorum! " Bir bilse ona bakarken şu an aklımdan geçenleri.

"Yaaa tabi... Hiç bakmıyorsun gerçekten." Yüzündeki alaylı tavırla pis pis gülerken daha fazla inkar edemezdim. Bakıyorum amına koyayım ne yapayım yani....

Hem yiyip hem de muhabbet ederken ikimizin de gözleri masada çalan telefonuma kaydı.

Ekranda Azad'ın adını gören Tuna elindeki çatalı masaya bırakıp, gözlerini devirerek sandalyesine yaslandı. Açıkçası hala Azad'ı kıskanması bana saçma geliyordu. Ama ben ne dersem diyeyim yakın zamanda pek değişen bir şey olacak gibi de görünmüyor.

Daha fazla çaldırmadan telefonunu elime alıp açtım. Açar açmaz Tuna'nın da duyması için hoparlörü de açtım. Güven benim işim...

Bir anda Azad'ın gergin sesi masaya bomba gibi düştü

"Neredesin sen!?"

Tuna'yla aynı anda göz göze geldiğimizde kaşlarını çattığını fark ettim.

"Dışarıdayım. Ne oldu?"

"İyi misin? Bak bir delilik yapma, hemen bana yerini söyle yanına geleceğim!"

Anlaşılan teyzem olan biteni hemen yetiştirmiş Azad'a.

"Ben iyiyim. Bir şey yaptığımda yok merak etme."

"Az önce teyzen aradı. Bir şeyler saçmalayıp beni bile delirtmeyi başardı. Sen onun söylediklerine takılma tamam mı?"

Ooo Azad Bey'e bak sen! Çalışan çizgisinden çıkmış bir de beni savunuyor.

"Sen böyle delirir miydin ya? Bak bu beni şaşırttı... "

"Egeee! İstersen delirdiğimde neler olabileceğini üzerinde uygulamalı göstereyim!" demesiyle Tuna, sessiz bir şekilde küfür edip, sinirle başını başka tarafa çevirdi.

İkisinin arasında kalmak beni de germeye başladı.

"T-tamam ya delirme. Takılıyorum sadece."

"Neredesin şu an? Konum at gelip alayım seni. Bir süre buralardan uzaklaşırız."

EGE [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin