Ege
Sınıf kapısını açmamla yeşil gözlerle karşı karşıya geldim. Öylece önümde duruyordu. Gözlerinin içine baktım bir kaç saniye. Niye bu kadar güzeller ki...
''Çekilir misin?'' dediğimde, hareket etmedi. Sallamayıp omzuna omzumu çarparak yanından geçtim. Arkamdan sweatshirtümün şapkasından tutup çekince, birden geriye doğru sendeledim. Arkamı dönmemle yakasına yapıştığım gibi suratına yumruğumu geçirdim. Hiç vakit kaybetmeden o da bana vurduğunda ağzımın içindeki metalik tadı hissettim. Yavşak dudağımı patlatmıştı.
Koridordaki bağrışmalarla herkes etrafımıza toplanmış bizi izlerken onun vurduğu yerlerin acısı hoşuma gitmeye başladı. Aylardır ihtiyacım olan tek şeymiş meğerse.
Ellerimi boşluğa bırakıp, iki yanımda sallandırdım. O vurdukça gülüyor, karşılık vermiyordum. Boğazımdan tutup duvara yapıştırdığında, soluklarımız birbirine karışacak kadar yakındık. Öfkeli yeşillerinden içimi görüyordu sanki. Efsunlanmış gibi başka bir yere bakamıyordum. Sık aralıklarla verdiği soluğunun sıcaklığı yüzüme çarparken, kollarına bıraktım kendimi. Bana bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken, hocalar çoktan gelip bizi müdürün odasına götürmüşlerdi. Ege, okula geleli daha 5 saat oldu oğlum ilk günden müdürün odasını boylamak büyük başarı cidden. Kendini aştın.
Keltoş bizi karşısında gördüğünde göt korkusuyla panikledi. Yanımdakini hiç umursamadan "Ege oğlum iyi misin? Revirden doktoru çağırın çabuk!" diye kükredi, arkamdaki hocalara.
"Ne yaptın lan sen it herif! Böyle mi karşılıyorsun yeni arkadaşını?"
"Ben vurdum! O bir şey yapmadı." dediğimde, keltoş hayretle gözlerini kocaman açıp bana baktı.
Yanımdaki beden duyduğundan hiç hoşlanmamış olacak ki yeşillerini bana çevirip, sinirli sinirli yüzüme baktı. Suçu üstlenmem hoşuna gitmedi anlaşılan.
"Oğlum korkmana gerek yok. Gerçek neyse bize söyleyebilirsin."
" Doğruyu söylüyorum. İstiyorsanız koridordaki öğrencilere tek tek sorun. İlk ben vurdum."
" Arkadaşına dua et! Onun sayesinde disipline gitmiyorsun. Çık dışarı, serseri! " dediğinde keltoş, yeşil gözlü çocuk yüzüme bile bakmadan arkasını dönüp sinirle odadan çıktı. Bu çocuk niye hiç konuşmuyor amına koyayım.
" Bu olayı teyzemin duymaması okulunuz için daha iyi olur hocam." dediğimde, müdür cümlemdeki imayı anlamış, gizli kalacağı için sevinmişti. Pis yalaka.
Yaralarıma pansuman yaptırıp sınıfa gittim. Arka sıra boştu. Deniz ve diğerleri hemen yanıma üşüştü.
" Ege iyi misin? Ne oldu, anlatsana."
"Yok bir şey!" deyip, çantamı topladığım gibi hızla sınıftan çıktım.
Okuldan çıktığımda korumam gelmiş kapının önünde beni bekliyordu. Bir bu eksikti amına koyayım! Babam olsa hayatta izin vermezdi bu sahneye. Utanç içinde arabaya bindim.
Okulun önünden ayrılmış arabayla biraz ilerlemiştik ki eski bir apartmanın girişinde oturmuş yeşil gözlü çocuğu gördüm. Sinirle okuldan çıkmış olmalı ki üzerinde sadece beyaz gömleği vardı. Merdivenlere oturmuş gökyüzüne bakarak sigarasını içiyordu.
"Arabayı durdur ineceğim."
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGE [BxB]
Ficção AdolescenteAilesini kaybeden deli gencin içindeki öfke aşkla soğur mu? 🌈 +18 14.11.2022