Azad'ın etkili konuşmasından sonra ne kadar geleceğimi söylesem de yine de gitmek istemiyordum. Kesin o yürüyen botoks bir şekilde bize laf sokacak hepimizin morali bozulacaktı. Resmen laf işitmeye gidiyorduk. Yol boyunca suratımın beş karış olmasını minnoş yeşil gözlü erkeğimin öpmeleri bile düzeltememişti.
Evin önüne geldiğimizde adımlarım geri geri gidiyordu. Tolga ile Tuna elele önümüzde durup zili çalarken Tuna da benjm elimi tutmuştu. Kapı açılana kadar ayakkabımın burnunu stresten yere vuruyor sık sık üflüyordum. Kapının açılma sesini duyduğumda yavaş yavaş kafamı kaldırınca kapıyı bize açan yardımcıların olacağını düşünsem de yanılmıştım.
Botokslarına rağmen yüzüne gülümsemeyi yerleştirmiş teyzem açmıştı kapıyı.Gülüyordu di mi o?
"Hoş geldiniz, buyurun..."
Kesin birazdan edeceği hakaretlerden dolayı neşesi yerindeydi cadının.
Azad ile Tolga önden girip teyzemle tokalaşırken geride yeşillimle ben kalmıştık. Yeşilimi sanki üzecekmiş gibi düşündüğüm için onu yavaşça arkama çekerken teyzemin gözleri beni görmeden Tuna'yı bulmuş bir de üstüne ona "Hoş geldin Tuna" deyip elini uzatınca yeşillim hiç bekletmeden tokalaşmıştı cadıyla.
"Sen de hos geldin Ege" derken gözlerini benden kaçırıp "hadi geçin içeri çocuklar " diyerek Kapıyı kapattı.
Zaten bok gibi olan moralimin daha da içine sıçmıştı.
Omuzlarım düşmüş halde içeriye geçtiğimizde Azad ile göz göze gelince beni yanına çağırdı.
"Ne bu suratının hali?"
"Niye geldik ki sanki eve gitmek istiyorum."
"Tamam biraz daha dayan söz ters bir şey olursa eve götüreceğim seni"
Cevap vermedim ama sessizce kafamı sallayıp stresle parmaklarımla oynamaya başlayınca yeşil gözlüm elimin üzerinden tutun beni durdurdu.
Bir de eğilip yüzüme bakarken güzel güzel gülümsemesi yok mu? Ölen adamı diriltir şerefsiz."Tekrardan hoş geldiniz hemen yemeğe geçelim mi hem yer hem sohbet ederiz beyler"
Herkes kabul edip masaya geçtiğinde teyzem baş köşeye kurulmuş Azad ile Tolga yan yana otururken ben de Tuna'm ile yan yana oturmuştum. Teyzem tam solumda kalıyordu çaktırmadan baktığımda Azad'a bir şeyler soruyordu ama ne konuştuklarını bile anlamadım.
Yemekler servis edilirken teyzem servisi yapan kadına "Hazır mı?" Diye sorunca kadın "evet efendim, hemen getiriyorum" deyip mutfağa doğru gitti.
Herkes yemeğine başlamışken elinde büyük bir tabaklar içeriye gelen kadının elleri arasındaki güzelliğin kokusuyla bakışlarım oraya kitlendi.
Ulan yoksa....
Kadın tabağı hemen teyzemin yanında tutarken yediğimiz yemek lerle çok alakasız olan ıspanaklı börekten teyzem bir dilim alıp tabağıma bıraktı.
Geldiğimizden beri ilk defa gözlerimin içine bakan teyzem gülümseyerek senin için yaptım dediğinde içim bir hoş oldu.
Herkese ikimize bakıyordu.
"Teyzecim... Sana ve Tuna'ya öyle kötü şeyler söylediğim için çok özür dilerim. Ben sadece korktum. İlişkiniz bu topraklarda kabul görmüyor. Benim de durumum ortada, hayatım fazla göz önünde eğer duyulursa herkes üzerinize gelir, sizi yok yere üzerler ve seni koruyamam diye panikledim. Sevginizi hafife aldığım için çok pişmanım. Ben sadece seni kimsenin üzmesini, birini seviyorsun diye acı çekmeni istemedim o yüzden saçma sapan davrandım. Size öyle davrandıktan sonra da hemen pişman oldum bir de araya yurt dışı işim çıkınca işler daha da kötü oldu. Bu sürede iyice düşündüm. Sizi destekliyorum teyzecim. Ben de dahil kimsenin sizi üzmesine izin vermeyeceğim. Sen ve Tuna beni affedebilecek misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGE [BxB]
Novela JuvenilAilesini kaybeden deli gencin içindeki öfke aşkla soğur mu? 🌈 +18 14.11.2022