EGE [BxB]

28. Eline Verdim

Yemek boyunca birbirimizi tanıyacak sorular sormuştuk. İlk baştaki çekingen hava giderek dağılmış yerini gülüşlere bırakmıştı. Aslında ne o ne de ben bu kadarcık şeyden çekinen tipler değildik. Onun sahnedeki kendine güvenen halleri aklıma gelince karşımdaki utangaç adama bakıp gülmek istiyordum. Gerçi benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu. Hatta ondan daha fazlam bile vardı.

'' Ne yapalım başlayalım mı çalışmaya?'' diye sordu Tuna.

Sıkıldı mı acaba? Ne güzel muhabbet ediyorduk neden hemen çalışmak istedi ki.  Yüzüm düşmüştü. 

''Olur başlayalım. Odam yukarıda.'' deyip yürümeye başladım o da arkamdan geliyordu. Ne kadar sıkıldıysa artık bir an önce halledip gitmek istiyordu sanırım. Sokayım proje ödevine! Salaksın Ege adam zaten bunun için geldi kendi kendine iki güldü diye hemen gelin güvey oldun.

Kapımı açıp girmesi için kenara çekildiğimde içeri girip hemen etrafta göz gezdirdi. '' Odan güzelmiş''

''Teşekkürler'' deyip yanından geçip odanın terasa açılan kapısını açtım. Her yemekten sonra sigara isteğim tavan yaptığı için biran önce sigara içmek istiyordum zaten modum düşmüştü şu an bana tek iyi gelen şey sensin sevgili zehirim.  

''Odamda sigara içmiyorum terasa çıkacağım sen de içmek ister misin ?'' deyip, paketi ona doğru uzattığımda bana yaklaşıp bir dal sigarayı içinden aldı. ''Hadi içelim'' deyip benimle birlikte terasa çıktı. Cebimden onun bana verdiği çakmağı çıkartıp önce kendi sigaramı yaktım. Gözlerindeki anlık bir parlamayı gördüm. Muhtemelen çakmağını gördüğü için. Geri isterse bok verirdim. Onun sigarasını yakmak için çakmağı ona doğru uzattığımda iki eliyle ellerimin üzerine hafifçe dokunup sigarasını ateşe yaklaştırıp derin bir nefes çekti. Ardından gözleri çakmağa gittiğinde dumanını yana doğru üfleyip gülümsedi. O nasıl duman üflemek şerefsizin oğlu...

'' Hala bunu mu kullanıyorsun?'' Bana verdiği çakmağı işaret ederek sordu. 

 ''Sen vermiştin''

'' Ben verdiğim için mi kullanıyorsun?''

Bunu sorarken kaşları şaşkınlıkla yukarıya kalkmıştı. Bu ne demek şimdi herhalde sen verdiğin için kullanıyorum. Ama şimdi bunu deyip de haya sokmaya gerek yok.

'' Yok ya öyle cebimde kalmış'' Hay ben senin bulduğun bahanene sıçayım Ege.

''Hımmm... öyle mi? Şaşırdım. Benden nefret ediyor gibiydin. Atmışsındır diye düşünmüştüm.'' Pis pis sırıtıyor bir de!

'' N-Nefret etmiyorum'' Kekeledin mi sen Ege. Kekeledin mi? Sigarayı üzerimde söndüreceğim  valla şimdi. 

'' Bana öyle gelmedi. İlk günden beri yumrukların üzerimde.'' Yalan değil az dayağımı yemedi kerata. Ama kaç kere daha özür dilemem gerekir ki. Beni de onun belalı aşığı kemerle  boğuyordu ben bir şey dedim mi!Hıhh...

''Nefret ettiğim için vurmadım. Bir sürü sebebi var ama nefret bunlardan biri değildi''

''Tamam önemli değil geri de kaldı zaten. O zaman ben alayım çakmağımı benim için değerli'' deyip, elini elimdeki çakmağa doğru uzatınca birkaç adım geriye gidip çakmak olan elimi havaya kaldırdım.

''Yok öyleee alayım filan. Vermeseydin en başından Tuna Bey'' 

'' Alla alla alamayacağımı mı sanıyorsun Ege Bey?''

''Sıkıyorsa gel al ''dememle üzerime doğru yürüdü ondan kurtulmak için bir sağa bir sola kaçtığımda beni yakalamaya çalışıyordu. Az önceki düşen modum yerine gelmişti. En sonunda beni kıstırdığında kaçacak yerim kalmıştı. Bir elini duvara dayamış kaçmamı engellerken diğer eliyle de arkama sakladığım kolumu çekiştiriyordu. İkimiz de gülmekten o anki yakınlığımızın farkında değildik. Elimi çakmakla birlikte yumruk yapmıştım. Tuna elimi tutmuş canımı yakmadan parmaklarımı açmaya çalışıyordu. Daha fazla direnemeyeğimi anladığımda hemen duygu sömürüsü yapmaya karar verdim.

''Al tamam al '' deyip eline verdim. Kafamı eğip sesimi yumuşatarak ''Sevmiştim bu çakmağı. Açılıp kapanınca çıkardığı ses çok güzeldi. Sen vermiştin...'' deyince yüzüne bakmamış kafamı eğerek vereceği tepkiyi bekliyordum. 

****

Yılan Ege