Annem ve babamdan sonra mutlu olmayı unutmuştum. Şimdi ise önümde montunu giyen çocuğu izlemek bile beni mutlu ediyordu. Basit şeyler insanı bu kadar mutlu eder mi? Bence eder. Annemin acıktın mı diye sorması, babamın geceleri uyumadan önce kapımı aralayıp beni kontrol etmesi, sevgilimin alnıma düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırması hayatımızda yaşarken çok da değer vermediğimiz bu anların kıymetini kaybedince daha iyi anlıyoruz. Ben tüm büyük, küçük güzel anılarımı onlarla beraber kaybetmiştim. Yaşadığım her saniyede, her hareketimde eksikliklerini hissediyordum ama şimdi ormanlar kadar güzel gözlü sevgilimle yeni anılarım olsun istiyorum. İkimiz de çok mutlu olalım istiyorum. Arkasını dönüp bana gülümsediğinde içimden ettiğim şükürlerle ona yaklaşıp sok kez sarıldım. Hiç vakit kaybetmeden o da iri kollarıyla beni sarıp boynumdan koklayarak öptü.
Evden çıktığımızda Azad arabanın yanında durmuş sigarasını içiyordu. Tuna'yı görmeyi beklemediği için bir an şaşırdı ardından da dudağının kenarı yukarıya kıvrıldı. Gülümseyerek kafasıyla selam verince ben de ona selam verdim. Biraz utandım mı? Hem de nasıl. Uyuzun diline düşmüştüm artık şimdi uğraş dur. Her şeyden bir haber sevgilim benden önce Azad'a günaydın demişti bile.
"Günaydın size de. Ağzın kulaklarında bakıyorum" deyip, pis pis sırıttı şerefsiz. Kızarıklığımın boynumdan yukarı çıktığını hissederken, Azad'ın söylediği şeyle beraber Tuna'da bana dönmüş yüzüme bakıyordu.
"Nerdennnn nereye... Siz değil miydiniz ya daha birkaç gün öncesinde tekme tokat birbirini döven. Şimdi hayırdır?"
"Azaddd!!! Bunları konuşmasak mı şimdi?"
Dişlerimin arasında Azad'ı uyarır gibi konuşsam da nafile, illa uğraşacak benimle adam.
"Niye ya merak ettim. Neticede benim işim senin güvenliğin. Etrafındaki herkesle ilişkini öğrenmem lazım. İş için yani..." deyip göz kırpınca, Tuna aramızdaki muhabbeti bilmediği için bakışları bir Azad'a bir de bana kayıyordu. Ona bir adım daha yaklaşıp elinden tuttuğumda ikisinin de bakışları elime odaklamış yüzleri gülmüştü.
"Tuna'yla ben birlikteyiz." dediğimde, sevgilimin yeşil gözlerindeki parlamayı gördüm.
"Hele şükür kalın kafan çalıştı Ege. Aklın başına gelmiş. Aferin. Aferin. Hadi binin arabaya çifte kumrular'' deyip gülünce, ''Azaddd!!" diye söylendim.
Tuna hala şaşkın şaşkın bize bakarken binmesi için kapıyı açtım. Yol boyunca aynadan Azad, göz kaş işareti yapmış, bir huzur vermemişti. Okulun önüne geldiğimizde hep beraber arabadan indik. Herkesin gözü üçümüzün üstündeydi tabi. Gördükleri alışık oldukları bir tablo değildi sonuçta.
Azad "Tuna bana numaranı verir misin?" deyince, Tuna ilk başta anlamadı.
"Neden?"
"Artık sevgilisiniz. Ege'nin güvenliği için onun hayatındaki herkesle ilgili bilgiye sahip olmam gerekiyor. Sen de en ufak bir sıkıntılı durumda beni arıyorsun. Senin bu deli sevgilinin burnu boktan çıkmıyor. Eğer ona gerçekten değer veriyorsan bu dediğimi yaparsın. Yoksa bu ilişkinin akıbetini ben belirlerim." deyip göz kırptığında, Tuna'nın yüzü adamın sinir bozucu laflarıyla kasılmıştı.
"Sen kimsin ki benim ilişkim hakkında böyle konuşuyorsun?" diye sordu sinirle. Ortam birden gerilmişti. Tuna'nın tavrı Azad'ın hoşuna gitse de bunu çaktırmadan konuşmaya devam etti.
"Benim kim olduğumu sevgilin sana detaylıca anlatır. Hadi bakalım şimdi içeriye girin" dedi. Bir anda böyle sert sert konuşmasına sinir olmuştum Azad'ın ama ona ne söylersem söyleyeyim karşımda laftan anlamayan bir odun olduğunu bildiğim için bir şey söylemeden Tuna'yı kolundan çekip okulun içine doğru yönlendirdim.
"Ne diyor Ege bu adam? Kim o ya bizim ilişkimizle ilgili karar verme yetkisine sahip?"
"Sakin olur musun biraz herkes biz bakıyor. Yine kavga edeceğimizi sanıyorlar. Senin gizli yerine çıkalım orada anlatırım her şeyi." Bir şey demeden öfkeli yeşillerini bana dikmiş, kafasını sallayarak yürümeye devam etmiştik.
*****
Azad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGE [BxB]
Teen FictionAilesini kaybeden deli gencin içindeki öfke aşkla soğur mu? 🌈 +18 14.11.2022