" Üşüdün mü? "
" Biraz "
" Gel "
Kollarını bana sarıp,kafasını boynuma gömdü. Sahilde tek tük insan vardı onlar da bizden çok uzaktaydılar. O yüzden rahattık.
"Off off çok üşümüşsün ya..."Oyuncu bir tavırla konuşup beni içine sokmak ister gibi daha da sıkı sarıldı.
"Üşüme ayağına sarılmak istediğini anlamadığımı sanma"
"Hadi ya! O kadar mı belli ettim?"deyip güldüğünde, boynuma yakın dudakları tenime değince içim bir hoş oldu. Hemen ona doğru dönüp kollarımı beline doladım.
"Bana istediğin zaman sarılabilirsin. Bahaneye ihtiyacın yok." deyip çenesine ufak bir öpücük bıraktığımda yeşilleri parladı.
"Peki başka şeyler de yapabilir miyim?"
"Hımm... Bunu bir düşüneyim"
Dudaklarını dudaklarıma bastırıp uzun bir öpücükten sonra kesik kesik birkaç kere daha öptü.
Yeşillerinde eriyip bitmeden göz temasımızı kessem iyi olacak.
Telefonuma gelen art arda mesajların titreşimine küfredip Tuna dan bir kolumu ayırarak telefonu cebimden çıkardım.
Tabi ki Azad.
"Bir sorun mu var?"
"Yok ya! Azad işte. Merak etmiş"
Azad'ın adını duyar duymaz kasıldı bedeni.
"Şuna bir cevap vereyim yoksa durmayacak"
"Ver tabi ver. "
Kollarını benden ayırıp bir adım geriye çekildiğinde montundan tutup gitmesine izin vermedim.
"Ya yapma böyle. Konuşmuştuk bunu. Lütfen bok etmeyelim günümüzü "
Çatık kaşları hemen düzelip gülümsemesi yüzüne yayıldı. Allah'ım bu çocuğun şu halleri yok mu?
Azad:
Neredesin?
Ne zaman geleceksiniz?
Ege?
Saat kaç oldu?
O telefonu süs olsun diye mi yanında taşıyorsun?
Sana izin veren aklımı sikeyim!
Ege!
Sabrımı zorlama! Hemen eve gel!
Ege: Geliyoruz.
****
Off yine delirmeye başlamış Azad efendi. Şimdi eve git işin yoksa bir ton tribini çek.
"Ne diyor?"
"Merak etmiş. Eve çağırıyor."
Saat 23:00' e geliyordu. Birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile.
"Hadi gidelim. Gidelim de rahatlasın beyefendi."
O kendi kendine soylenirken aklıma Tuna'yla birlikte uyuyacağımız gelince kafamda şimşekler çaktı. Ben bu çocukla nasıl aynı yatakta uslu uslu duracağım ki?
"Ne oldu? Ne düşünüyorsun?"
"Hiççç. Hiç ya bir şey düşünmüyorum. Dalmışım."
Kolunu omzuma atıp beni iyice kendine doğru çekerek yürümeye başladık. İleride taksilerin olduğu yerden bir taksiye atlayıp doğruca Azad'ın evine gittik.
Azad, meymenetsiz suratıyla kapıyı açtığında gözleri ilk Tuna'yla sıkı sıkıya tuttuğumuz ellerimize kaydı.
"Hele şükür evin yolunu bulabildiniz. "
"Vaktin nasıl geçtiğini anlamadık."
"Sana eve gelmen için belli bir saat söylemedim Ege. Senden tek istediğim bana nereye gittigini haber vermen. "
"Off tamam ya unuttum işte bir daha olmaz. İçeri almayacak mısın bizi? Yoksa kapıda azarlamaya devam mı edeksin?"
"Geçin içeri!"
Azad arkasını dönüp içeriye girdiğinde biz de peşinden girip hemen montlarımızı fortmantoya astık.
"Bu adamla aynı yerde durmak bile çok zor. İnsanı geriyor. "
"Benim için dayanamaz mısın? Hem bak beraberiz"
Boynumdan tuttuğu gibi beni kendine çekip dolgun dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir dakika kalbim...
"Senin için yapmayacağım şey yok sevgilim"
Ben ona aşık aşık bakarken onun birden aklına bir şey gelmiş gibi benden ayrılıp panikle ceplerini karıştırmaya başladı.
"Siktir! Abime haber vermeyi unuttum Ege!"
"Çok kızar mı?"
"Kızar mı? Keser beni keser. İçerideki odundan tek farkı kibar olması onun dışında çok sinirlidir ama aramız çok iyi. Habersiz bırakmadığım sürece rahatım."
"Hadi ya dışarıdan bakılınca fazla..."
Daha cümlemi bitiremeden koridorun sonunda bizi izleyen Azad "Süs bebeği " diyerek cümlemi tamamladiğında ikimizin de kafası aynı anda ona doğru döndü.
Yüzünde pis bir sırıtışla omzunu kapıya yaslamış bize gülüyordu şerefsiz.
"Sen orada durmuş bizi mi izliyorsun?"
Tuna'nın sinirlendiği sesinden belli olsa da Azad onu umursamadan " İki dakika sevgililik işlerinize ara verin de içeriye geçin. Sen de abine haber ver!"
Elindeki telefonu sinirle sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı ama yine de benim için bir şey söylemiyordu.
"Hadi sen abini ara. Merak etmesin sevgilim"
Kafasını sallayıp abisini ararken ben de içeriye geçtim. Azad elinde birasıyla ayaklarını sehpanın üzerine uzatmış oturuyordu.
Benim peşimden içeriye Tuna girip hemen dibime oturduğunda Azad pis pis gülmeye devam etti.
Biraz muhabbet biraz nasihat filan derken saat iyice ilerlediğinde Azad, oturduğu yerden kalkıp " Ege sen içerideki odada yatarsın. Sevgilin de burada yatar."
Ne! Bunu yapamazsın pis herif.
"Ben Tuna'yla yatarım burada rahat edemez."
"Hayır "
"Ne demek hayır ya! Ben onunla yatmak istiyorum! Başka yerde yatmam banane!"
Azad kahkaha atıp, saçlarımı karıştırdı.
"Tamam lan yat yat! Gece gece bebek gibi amma sızladın. Yalnız sadece uyuyacaksınız. Evimde sizin ergen aksiyonunuzun izlerinin olmasını istemiyorum. TAMAM?!"
Yüzümün kızardığına adım gibi emindim. Bok herif bilerek beni utandırmaya çalışıyordu hemen de tuzağına düştüm.
Azad, odadan çıkar çıkmaz Tuna gülümseyerek bana sokulup, boynumu öptü.
"Sen benimle yatmayı çok mu istiyorsun bakayım?"
Al işte! Senin ben ebeni s2m Azad.
Cevap vermeyip kafamı çevirince ellerini devreye sokup bedenimde dolaştırıp öpmeye devam etti.
"Seni yerim çocuk. Şöyle utanmıyor musun? Bayılıyorum şu hallerine. "
Her dokunuşunun bende bir yerleri uyandırdığının farkında değildi. Elimden tutup ayağa kaldırdı.
"Hadi yatalım sevgilim. Yoksa burada dayanamayıp..."
Cümlesini tamamlayamadan derin bir iç çekti.
"Y-yatalım."
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGE [BxB]
Genç KurguAilesini kaybeden deli gencin içindeki öfke aşkla soğur mu? 🌈 +18 14.11.2022