Mutlu günler

1K 27 1
                                    

Herşey ne kadar da güzel başlamıştı. Çok değil sadece sekiz ay kadar önceydi. 2013-2014 Eğitim yılının başladığı ilk günü idi. Evden çıkarken oğlu ile şakalaşıp öğrencileri fazla yormaması konusunda anlaşmaya varmışlardı.

Halbuki kendisi onların daha iyi bir doktor olabilmeleri konusunda daha özverili davranıp yeni bilim insanları yaratmayı umut ediyordu. Belki de kendi kişisel hırsı nedeniyle oğlunun onlar için üzüldüğünü gözlerinden okuyabiliyordu.
Evden uzaklaşırken gayet mutlu hissediyordu. Kocası ve kızı sabah erkenden çıkmışlardı. Pelin bugün üniversiteye başlayacaktı. Kendisi ile aynı okulda olmasını ne kadarda çok isterdi fakat Pelin aynı fikirde değildi. Her zamanki gibi anne kız olarak anlaşamıyorlardı.

-"En azından okulda beni rahat bırak." deyip tamamen farklı bir dal olan İç Mimarlık okumaya karar vermişti Pelin.

-"Kendi düzenimi kendim yaratabilmek istiyorum." demişti .

Halbuki ne kadar çok isterdi onunla aynı bölümde olmayı, bildiği ve öğrendiği herşeyi ona aktarmayı. Onunla aynı dili konuşmayı ve aynı konulardan bahsetmeyi.
Pelin'de kendisi gibiydi hırslıydı, kararlıydı ve kendi yolunu çizmek istiyordu.
Bugün yapacağı açılış konuşmasına odaklanmaya karar verdi. Son ayrıntıları asistanı ile dün konuşup gerekli slaytları kendisine mail olarak  atmasını söylemişti. Okula yaklaşırken her gördüğünde hayranlıkla bakakaldığı binaya tekrar baktı.

Osmanlı İmparatoru Sultan II. Abdülhamid tarafından 400,000 altın harcanarak yaptırılan, İstanbul'un gürültüsünden uzak olması nedeniyle tercih ettiği ve Anadolu yakasında yapılmasını istediği Mektebi Tıbbiye-i Şahane adıyla hizmet veren Osmanlı mimarisi ile özdeşleşmiş bu güzel bina, 1983 yılında şimdi ki adıyla Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak hizmet vermekteydi. Bina tüm heybeti ile karşısında duruyordu.
Yıllar önce bu binanın kapısından ilk girdiğinde nasıl heyecanlandığını dün gibi hatırlıyordu. Çok güzel yılları geçmişti burada, en iyi arkadaşlarını yine burada bulmuştu.

"Çiçeğim " diye adını verdiği kırmızı BMW marka arabasını park yerine bırakıp binaya girdi. Odasının kapısında asistanı karşılamıştı.
- "Günaydın Işık hanım."
- "Günaydın Ece."
- "Efendim saat 10:15'te açılış konuşması ve Tıp Fakültesi 1'nci sınıf öğrencilerinin ilk dersine girişiniz var. Gerekli olan slayt gösterileri bilgisayara nakledildi. Konuşmanızla beraber ekranda olacak. "

- "Saat 12:00'de bölüm dekanı ile öğle yemeğinde buluşacaksınız."

- "Öğleden sonra saat 15:00'de dün konuştuğumuz üzere T.C Sağlık Bakanlığından Prof. Dr. Ahmet Güneş ve Prof. Dr. Cenk Kaya ile toplantınız var."

- "Teşekkürler Ece."

Odasına yerleşip bilgisayarı açarak mailleri kontrol etti. Mehmet'i arayıp Pelin'in, üniversitedeki ilk gününde nasıl olduğunu sordu.

- "Çok heyecanlı ve mutlu görünüyor. İlk defa sadece kendisinin karar verebildiği birşeyi yapmanın mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyorum." dedi Mehmet.

Telefonu kapattıktan sonra yapacağı konuşmanın son şekline bakıp gözden geçirdi.

Saat 10:00 gibi Ece, kapısını çalarak ilk ders için zamanın geldiğini hatırlattı.
Bu onun için oldukça gurur ve heyecan verici idi. Yavaş yavaş ağır adımlarla binanın sağ tarafındaki anfiye doğru yol aldı.

Sınıfın kapısından dışarıya kadar gelen seste ;

"Sevgili öğrenciler 2013-2014 dönemi Tıp Fakültesi 1'nci sınıf ilk dersini vermek üzere kürsüye Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Allerji İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Işık Yağmur Toprak'ı davet ediyorum. "

Sınıftan koca bir alkış geliyordu. Bu tarifsiz duyguyu nasıl anlatacağını bilemiyordu. Kürsüye yaklaştı ve konuşmaya başladı.

-"Sevgili öğrencilerimiz öncelikle Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ailemize hem şahsım hemde okulumuz adına hoş geldiniz demek istiyorum. Bu ayrıcalıklı okulu seçtiğiniz için hepinize teşekkür ederiz."

- " Bugüne kadar sizlerden gördüğünüz dersleri ezberlemeniz ve sorulan soruları cevaplamanız istendi. Fakat şimdi sizden üretmeniz, araştırmanız ve bu bilgileri paylaşmanız istenecek. "

- "Bize göre insanlar ikiye ayrılır. Hekim olanlar ve diğerleri. Siz şu andan itibaren çok kutsal olan hekimler sınıfında olacaksınız. İnsanlarımıza şifa vereceksiniz. Sizden ricam burada öğretmenlerinizi yani bize göre ustalarınızı iyi dinlemenizi, öğrenmenizi ve bundan sonraki ustalarımız olmanızı istiyorum. Tekrardan hoş geldiniz arkadaşlar. "

Yarım saat süren konuşmasından sonra odasına geçti.

Saat 12:00'de bölüm dekanı ile öğle yemeğinde buluştuktan sonra öğleden sonraki toplantısına hazırlanmak için odasındaki koltuğuna oturdu.

Daha önce Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan ivedi bir toplantı talebi olmamıştı.
Gelecek olanlardan Ahmet Güneş'i öğrencilik yıllarından tanıyordu. Yüksek Lisans programını Amerika'da beraber yapmışlardı.

Önemli olan konunun ne olduğunu merak etmişti. Sağlık Bakanlığı yetkilileri tam vaktinde saat 15:00'de kapıdan içeri girmişlerdi.
Kısa bir karşılama merasiminden sonra söz alan Prof. Dr. Ahmet Güneş

-" Işık hanım, nasılsınız görüşmeyeli? "

- " Teşekkür ederim Ahmet bey, sizler nasılsınız? "

- " Teşekkür ederim, efendim sözü fazla uzatmadan  hemen konuya girmek istiyorum. 
İki ay kadar önce Amerika'da bulunduğumuz bir konferans sırasında, bir tesadüf eseri Kenya'dan gelen bir doktor, yaptığı araştırma sonuçlarının bulunduğu bir Usb 'yi gizli olarak bize verdi.

Bu sonuçlara göre El Kaide terör örgütünün Kenya'daki uzantısı olan Eş-şebap'ın yaptığı gazlı bir saldırıdan sonra özellikle çocuk ölümlerinin yaşandığı ve nedeninin bulunamadığı belirtiliyordu. "

- " Bu çok kötü, peki ben ne yapabilirim? "

- " Kenya'lı doktor bizlere incelenmiş olan tahlil sonuçlarının birer kopyasının bulunduğu usb'yi verdikten sonra ne yazık ki konferansın yapılacağı ertesi gün odasında ölü olarak bulundu.
Ankara'ya döndükten sonra yaptığımız araştırmalarda bir sonuca varamadık, sadece yüksek oranda immün eksikliği gözlemledik."

- "Şimdi heyecanlanmaya başladım. "

- " Bunu yalnızca sizin çözebileceğinizi düşünüyoruz. Biliyorsunuz güney sınırımızda bir savaş var ve maalesef orada olanlar bir şekilde aynı örgüte bağlı."

- " Tahlil sonuçlarını verebilirseniz gerekli araştırmaları yapıp raporumu size iletirim. "

- " Tabi ki Cenk bey size bir kopyalarını verecek. Yalnız sizden ricamız, bu sadece siz ve biz ikimiz arasında kalması. Bu konuyu bilen insanlar bir elin parmaklarını geçmez."

- " Hiç merak etmeyin, sonuçlarını alır  almaz bir rapor halinde  uygun olan en kısa zamanda size ileteceğim."

-" Teşekkürler.  Biz sizden haber bekliyoruz o zaman. "

ÖLÜM YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin