Toplantı odasındaki masanın bir kenarında Başkomiser Serdar ve İstanbul'a geri gelen Komiser Serkan vardı. Karşılarında ise dün gece yaptıkları incelemelerin raporlarını gözden geçiren Olay Yeri İnceleme şefi oturuyordu.
Kapının açılmasıyla İstanbul Cumhuriyet savcısı Mehmet Akar odaya girdi.
-" Evet beyler, söyleyin bakalım. Nedir bu kadar önemli olan? "
Serdar sözü alarak ;
-" Sayın savcım öncelikle şunu belirtmek isterim. Malumunuz üzere aradığımız iki katilden birisi Bolu otobanında ölü olarak bulunmuştu. Ve elimizdeki en belirgin ipucu maalesef bu idi. Çünkü adamın ismi, eşgali ve diğer tüm bilgileri elimizdeydi. Fakat diğerinin, özellikle cinayetleri bu adamın işlediği konusunda elimizde sağlam ipuçları var. Bu sebepten dolayı yanındaki Suriye'liyi yani Farouk Haddad'ı öldürdüğünü düşünüyoruz. Peşinde oldukları baba ve kızın tedavi için İstanbul'a geldiklerini biliyorlardı. Ve büyük bir ihtimalle hangi hastahane ve hangi doktor olduğunu da. Bu sebepten dolayı iki arkadaşımı koruma ve gözetleme yapmaları için aynı hastahanede görevlendirdim. Orada görevli doktorun, dün itibari ile evine girildiği bilgisi geldi. Yaptığımız araştırmada iki kişinin eve girip herhangi bir mal çalmadan bir şeyler aradığını tesbit ettik. Burada sözü incelemeyi yapan Olay Yeri ekibinin şefine vermek istiyorum. "
-" Buyurun. "
Sıranın kendisine geldiğini gören şef, önündeki dosyanın birkaç sayfasını çevirdikten sonra ;
-" Sayın savcım, Başkomiserim. Öncelikle olay yerinde tesbit ettiğimiz ayakkabı izlerinden bahsetmek isterim, ki bana göre ulaştığımız diğer bilgi daha da önemli. Ayakkabılardan birisi, kırk üç numara bir askeri bota ait. Yalnız bu bot öyle sıradan bir bot değil. Bunun bir benzeri bizde Genelkurmay'da mevcut. Özellikle askeri rütbelilerin kullandığı tarzda yapılmış, fakat onlardan farklı olarak spor ayakkabı kadar rahat ve ayağın burkulmasını engelleyecek kadar sağlam üretilmiş bir bot. Genellikle özel harekatçılara tabii olan bir tip. Sadece onlarda ve Amerikan hükümetinin ve CIA'in "eğit-donat" diye adlandırdığı program dahilinde Suriye'de yetiştirdiği adamlarda bulunan bir ayakkabı. Bunu özellikle vurgulamak istedim. Diğer ayakkabı izi ise normal olarak her yerde bulabileceğiniz NIKE marka bir spor ayakkabısına ait. Gelelim daha önemli olan ve ilginizi çekeceğini düşündüğüm diğer bilgiye.
Doktor'un evinde dünde Başkomiser'e söylediğim gibi evde yaşayanlar ve tahmin ederim ki Başkomiser'in biz gelmeden odaları kontrol ederken bıraktığı izden başka bir parmak izine rastlamadık. Doktor'un bilgisayarını incelemeye aldığımızda ise, dün öğleden sonra iki ve üç saatleri arasında bilgisayarın neredeyse her dosyasına bakıldığı ve daha sonra internet üzerinden tamamen kopyalandığını tesbit ettik. Kopyaların gönderildiği adres daha da önemli. IP adresinin bağlı olduğu yer Langley Virginia Amerika Birleşik Devletleri. "Odada ki herkes şaşkın bakışlarla ekip şefine bakıyordu. Dünya üzerinde bu adresin CIA olduğunu bilmeyen rütbeli yada hükümet görevlisi yoktur. Gerçi Serdar, MİT olabileceğini düşünmüştü ama CIA olacağı aklının bir ucundan dahi geçmemişti.
Serdar " Ah be Işık, ne ile uğraştığının farkında bile değilsin." diye kendi kendine düşünürken , savcının sesiyle kendine geldi.
-" Sen neye bulaştın böyle Serdar Başkomiser? Bu normal bir cinayet vakası değil. Bu konunun iyice araştırılıp raporunun bir an önce masamda olmasını istiyorum. Evet beyler toplantı bitmiştir. Siz çıkabilirsiniz. Serdar Başkomiser, sizinle konuşmak istiyorum. " diye sert çıkışan savcının söylemesinden sonra Komiser Serkan ve Olay Yeri ekip şefi toparlanıp odadan dışarıya çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM YOLU
Actionİşine hastalık derecesinde bağlı bir doktor. Suriye'deki iç savaştan kaçan bir baba ve kızı. Onların peşinden gelen ve attıkları her adımı takip eden, öldürmekten bir an olsun çekinmeyen bir ölüm makinesi.