İdlib - Suriye'nin kuzeybatısında bir kent..
El Nusra cephesi gizli Karargahı.
Bölge sorumlusu Ebu Hasan'ın odası.-" Efendim, yukarıdan bir postanız var. Şeyhimiz bu silahı denemenizi ve sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde raporunuzda belirtmenizi bekliyor."
-"Ne farkı varmış diğerlerinden? "
-" Emir bu şekilde efendim."
-"Tamam bana Bin Halim'i çağır."
Emir eri hızlı bir şekilde odadan çıkarak karargah binasına gidip Bin Halim'i çağırır.
Bin Halim, beş dakika geçmeden kendisini çağıran şeyhinin odasının kapısını çalıp içeriye girer.
-" Bin Halim. Gel bakalım. Otur şöyle. "
-" Buyurun efendim."
-" Şimdi sana bir görev vereceğim. Yanına iki kişi alıp bu roketi kenar mahallelerin birinde denemeni ve sonuçlarını bana bildirmeni istiyorum. "
-"Emredersiniz efendim ."
-" Yalnız bunu kullandığını hiç kimse bilmeyecek ve kimse sizi görmeyecek. Görev bittikten sonra ise beraber gittiğin adamların konuşmamalarını sağlamanı istiyorum. Tabiki bunun karşılığını alacaksın. Anlaşılmayan bir durum var mı?"
-"Hayır efendim. "diyerek odadan çıktı Bin Halim.
Dışarıya çıktığında gözlerinde bir ışık belirmişti, görevi bitirdikten sonra alacağı ödülü düşünerek yüzünde bir tebessümle karargaha doğru yürümeye başladı.
Dışarıdan bakıldığında duvarlarında mermi izleriyle kaplı virane bir yapı olan binaya girdiğinde gözlerini daha sonra kolaylıkla ilgilenebileceği Almanya'dan yeni gelen kendilerini "islam için gerekirse şehid oluruz" diyerek örgüte yeni katılan iki kişiye doğru çevirdi.
- "Siz ikiniz Jamal ve Karim gelin benimle. "
- "Söyle kardeşim, ne oldu?"
-" Çok şanslısınız, Şeyhimiz sizin için bir görev verdi. Allah kabul ederse çok mukaddes bir görevi yerine getireceksiniz."
İki arkadaş birbirlerine sevinçle baktılar. Henüz yeni gelmelerine rağmen, Allah adına birşeyler yapacakları için dua ediyorlardı.
-"Tamam bırakın şimdi sevinmeyi, bu görev çok gizli olacak. Esad'ın komutanlarından birisi yarın bizim bölgelerden birine gizlice gelecek. Bizde onu iyi bir şekilde karşılayacağız. Anladınız değilmi?"
- "Evet kardeşim anladık. "diye cevap verdi ikisi.
- "Hadi gidin şimdi dinlenin, yarın uzun bir gün olacak."
Ertesi sabah uyandıktan sonra yapacakları iş için hazırlanan adamlar son kontrollerini yaptılar.
Plakası sökülmüş beyaz ve arkası açık bir land rover' in arkasına oturmuş olan Bin Halim ve iki silahlı adam yollarda atılan bombaların etkisiyle açılmış çukurlara düşüp çıkarak karar verilen mevkiye ulaşırlar.Duvarlarında "Esad'a ölüm." yazan her tarafı mermi izleriyle dolu bir binanın üst katına çıkarak etrafı gizlice kontrol ettiler.
Nereye ateş edeceklerini ve ne zaman olacağını kararlaştırmışlardı. Bin Halim 'den gelecek komutu bekliyorlardı. Sonunda zamanı geldiğinde roketatar'ı sabitleyerek nişan aldıktan sonra ateş ettiler.Roket havada hızlı bir şekilde süzülerek gideceği yere on metre kala havada patladı. Bin Halim buna o anda bir anlam veremedi. Fakat sonra baktığında etrafı ince bir kırmızı duman tabakası kapladı. Aşağıda insanlar bir panik içerisinde sağa sola kaçışıyorlardı. Görünürde hiç yaralanan olmamıştı. Sadece nefes almakta zorluk çeken ve öksüren insanları görüyorlardı...
-"Bu da neydi şimdi? "diye kendi kendine söylendi Bin Halim.
- "Ne oldu kardeşim? "diye sordu Jamal.
-" Bilmiyorum, hemen toparlanın gidiyoruz. "
Karim ve Jamal eşyaları toparlayıp görünmeden arka tarafa doğru yürümeye başladılar.
"Şimdi tam zamanı " diye düşünen Bin Halim ceketinin iç cebinden çıkardığı susturucusu takılmış Browning marka 7.65 mm silahını merdivenlerden henüz inmeye başlayan Karim ve Jamal'a doğru çevirip tetiğe bastı. Ne olduğunu anlamayan iki arkadaş, acıyla merdivenlerden yuvarlanarak canlarını orada verdiler.
İnandıkları uğruna canlarını vermek için tüm zorlukları aşıp Suriye'ye gelen, Allah adına cihad etmeyi düşünen iki arkadaş maalesef hiç beklemedikleri bir sonla kahpece öldürülmüşlerdi.-"Çekilin yolumdan. "diye söylenen Bin Halim, cesetlerin üzerinden atlayarak hızlıca arkada bekleyen arabaya doğru koşmaya başladı.
Araba vardığında şoför,
- "Diğerleri nerede? "diye sordu.
- "Baskın yedik, bizi bekliyorlardı. Ben zor kurtuldum, çabuk çabuk. "diyerek oradan hızlıca uzaklaştılar.
Doğruca karargaha gitmeye çalışan beyaz land rover, çukurlara her girdiğinde yalpalayan Bin Halim, hala neler olduğunu anlayamamıştı. Vardığında Şeyh'e bütün olan biteni anlatacaktı.
Karargaha varır varmaz doğruca şeyhin bulunduğu odaya gidip kapısını açtığında geldiğini gören şeyh ;
-"Bin Halim, görev tamamlandı mı? "
- "Evet efendim, fakat anlamadığım bir şey oldu. Roket gideceği yere on metre kala havada patladı ve sadece kırmızı bir duman çıkardı. "
- "Güzel, demek ki başardılar. Bu yeni bir silah Bin Halim. Bunun adı "Cehennem Ateşi". İnsanları yavaş yavaş öldüren bir silah. " diye gözlerinin içi parlayarak söylemişti Şeyh.
![](https://img.wattpad.com/cover/39700824-288-k68048.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM YOLU
Actionİşine hastalık derecesinde bağlı bir doktor. Suriye'deki iç savaştan kaçan bir baba ve kızı. Onların peşinden gelen ve attıkları her adımı takip eden, öldürmekten bir an olsun çekinmeyen bir ölüm makinesi.