Sabah

897 23 5
                                    


Adana Yeni Numune Hastanesi'nin Onkoloji Servisindeki doktorların odalarının bulunduğu bölüme gelen iki bilgisayar teknisyeni, orada olan hemşire'ye yaklaşarak;

-" Günaydın, hemşire hanım."

-" Günaydın, buyurun nasıl yardımcı olabilirim? "

-" Biz, iletişim teknik destek bölümünden geliyoruz. Dr. Ali Başaran'ın bilgisayarında uygulamalardan kaynaklanan bir sorun varmış galiba. İç yazışmaları görüntüleyemiyormuş, onu düzeltmek için buradayız."

Karşısında duran iki adamı ilk defa gören hemşire, yakalarına takılı olan başhekim tarafından imzalanmış fotoğraflı görevli kartlarını gördükten sonra doktorun odasına girmelerine izin vermişti.

İçeriye giren iki görevli yaklaşık onbeş dakika kaldıktan sonra, işlerini bitirdiklerini söyleyip oradan ayrıldılar.

Hastahaneden çıkıp araçlarına bildiklerinde cep telefonundan sorumlu oldukları şeflerini aramışlardı.

-" Efendim, bilgisayar incelendi çocukla ilgili tüm dosyalar silinmiş.

Fakat aradıklarımızı maillerde bulduk. Tahlil ve tetkiklerin hepsi "toprakisik4745@ gmail." adresine gönderilmiş.

Hesap İstanbul, Marmara Üniversitesi, Prof. Dr. Işık Yağmur Toprak adına kayıtlı görünüyor. Tüm dosyalar iki gün önce gönderilmiş."

Telefonun diğer ucunda olan Büyükelçi John Espenza;

-" Anlaşıldı, merkeze dönebilirsiniz. Bundan sonrası ile ben ilgilenirim."

-" Peki efendim. "

John Espenza hiç vakit kaybetmeden Farouk'un cep telefonunu arayarak ;

-" Farouk, hemen yola çıkıyorsunuz. Hedef İstanbul'da Marmara Üniversitesi, Profesör Doktor Işık Yağmur Toprak.

Bütün tahliller ona gönderilmiş. Kız ve babası da ona yönlendirilmiş. Doktor Ali'nin de oraya gittiğini düşünüyorum.

Araba ile gidin, fazla dikkat çekmenizi istemiyorum. Ayrıntılar için daha sonra ararım. "

-" Peki efendim, hemen hazırlıkları yapıp çıkıyoruz. "

########

Sabah erkenden hastahaneye gelen Dr. Işık, hem Başkomiser Serdar Doğan'ı hem de Ali ve beraberinde getireceği küçük hasta kız ve babasını bekliyordu.

Garip duygular içerisindeydi. Bir yanda yarım kalmış bir araştırmanın eksik parçası olan bir hasta, diğer yanda sadece kendisinin bildiği en az iki kişinin öldürüldüğü tehlikeli olaylar.

İlk olarak Başkomiser gelmişti. Eda'yı görmeden önce doktor ile konuşmak istemişti.

-" Günaydın Işık hanım. "

-" Günaydın, hoş geldiniz. Buyurun, bende siz gelmeden, biraz sonra gelecek olan hastamın dosyasına bakıyordum. "

-" Umarım, durumu kötü değildir."

-" Suriye'li küçük bir kız çocuğu. Nasıl olduğunu gelince göreceğiz. Bir öğrencim rica etti, onun için bir bakıp yardımcı olmak istedim."

-" Kızımın söylediği kadar varmış, altın gibi bir kalbiniz var Işık Hanım. "

-" Teşekkür ederim, iltifat ediyorsunuz Serdar Bey. Kusura bakmazsanız bir telefon açmak zorundayım. Bu saate kadar gelmiş olmaları lazımdı."

-" Rica ederim, ne demek buyurun. " dedikten sonra beraberinde getirdiği gazetesini okumaya başlamıştı.

Doktor Işık, telefonundan Ali'nin numarasını çevirdikten sonra üçüncü çalışta açılmıştı.

ÖLÜM YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin