28. Bölüm

471 20 5
                                    


Hastaneye bağlanan sokağın başında sıralı bulunan bir eczanenin yola bakan güvenlik kamera görüntülerini inceleyen Erdinç, aradığını bulur bulmaz amirini aramıştı. Bulunduğu eczanenin adını ve yerini tarif ederek gelmesini bekledi. On dakika sonra eczanenin bulunduğu kaldırımın kenarına park eden amirinin arabasını gördü. Koşar adımlarla içeriye girmişti. İşyerinin sahibi ile selamlaştıktan sonra hemen bilgisayarın olduğu masaya doğru yürürken;

-" Umarım doğru iz üzerindesin Erdinç."

-" Kesinlikle amirim. Kaç defa kontrol ettim. Bakın yoldan geçen arabaların hepsinin sürücüleri ve eşgalleri belirgin olarak görülüyor ve aradıklarımız onlar değil. Sadece birisi belirsiz daha doğrusu saklanıyor. Şoför ve yanındaki yolcu kapişonlu ve gözlüklü. Tıpkı hastanedeki görüntülerde gördüğümüz gibi. "

-" Evet gördüm. Aracın plakasını aldın mı?"

-" Evet amirim. Soruşturma için sizin gelmenizi bekledim. Plakayı şuraya yazmıştım, bir saniye. Evet buldum, 34 RSL 0047. "

-" Güzel. Hemen Serkan'ı arayalım. Şimdi Trafik Şube'de olması lazım."

Cep telefonundan Serkan'ın numarasını bulup aradı.

Telefon çalmaya başlayınca karşı taraftan cevap gecikmedi.

-" Buyurun amirim."

-" Alo , Serkan neredesin? "

-" Trafik şubedeyim amirim. Mobese kameralarından bir şey bulabilir miyiz diye görüntüleri inceliyorum. Hayırdır amirim ? "

-" Şimdi bırak onları. Erdinç bir iz buldu. Sana vereceğim plakayı sorgulat bakalım kim çıkacak. Adamlar şimdi bu aracı kullanıyor. "

-" Hemen . Bir saniye not defterimi alayım. Evet, dinliyorum amirim. "

-" 34 RSL 0047 siyah Ford focus , arka camları siyah film kaplı. Öğrenir öğrenmez bana bilgi ver."

-" Anlaşıldı amirim. "

Serdar, telefonu kapattıktan sonra işyeri sahibine tekrar teşekkür ederek Erdinç ile beraber hastaneye dönmek üzere yola çıktılar.

Komiser Serkan, elindeki not defterinde yazılı olan plakayı Trafik Şube'nin görevli olan polis memuruna verir.

-" Bu plakayı sorgulat bakalım ne çıkacak? Kime aitmiş öğrenelim."

-" Başüstüne komiserim. "

Memur on dakika sonra Aracın sahibi ve ona ait bilgileri bilgisayardan yazdırdığı birkaç A4 kağıdı Serkan'a getirdi. Kağıtta yazılanları inceleyen Serkan, telefonunu çıkarıp amirini aradı.

-" Amirim bilgiler elimde. Araç Mardin doğumlu Resul Candan adına kayıtlı. Burada yazan adrese göre Bahçelievler Caddesi Mardinliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak görülüyor. "

-" Yok artık. Şimdi de kürtler mi çıktı ortaya? Nasıl bir iş miş bu arkadaş? Hemen bir kontrol et bakalım. "

-" Başüstüne amirim. Çok geç olmadan oraya gidiyorum. Bakalım kimmiş bu arkadaş. Ona göre sizi tekrar ararım."

-" Haberini bekliyorum. "

Hastanedeki laboratuvarda araştırmalarına devam eden Işık, bir türlü istediği sonuca ulaşamıyordu. Tekrar tekrar örnekleri mercekte inceliyor, daha önce ki raporlara bakıyor fakat aralarındaki bağı çözemiyordu. Nasıl bir tepkime çocuktaki trombosit sayısını neredeyse yok edip immün sistemini çökertiyordu. Süreyya'ya ait kan tahlillerini yeniden eline aldı. Vücuttaki kan oranı normal olmasına rağmen kandaki trombosit oranı çok düşüktü. Kanda bulunan diğer elementler normal durumda görünürken iki maddenin değerleri normalin çok üzerinde görülüyordu. Herhalde kız son günlerde fazla diş macunu kullanıp yuttu ve fazla klorlu su içti diye düşündü. Bunu sormak için bir yere not aldı. Bunun yanında bu maddeler açık sarı ve açık yeşil renkte olan maddelerdi. Fakat kızın babası kırmızı bir duman olduğunu söylemişti. Bu renkte olan anında öldürmeyen kimyasal bir maddeyi hatırlamıyordu. Birşeyi gözden kaçırıyordu ama neyi? Başını kaldırıp duvara baktığında saatin akşam sekiz olduğunu gördü. Bugünlük bu kadar çalışma yeterli diye düşündü. Bütün raporları ve kan örneklerini toparlayıp etrafı temizlendikten sonra yukarıya servisteki odasına gitti. Elindekileri masanın kilidi olan çekmecesine yerleştirip yeniden kilitledi ve anahtarını çıkartıp çantasının küçük gizli cebine koydu. En azından kendisinin yanında güvende olduğunu bilmek biraz olsun rahatlatıyordu. Koltuğuna oturup bir müddet arkasına yaslanarak yaşadıklarını gözden geçirdi. Kocasından ayrıldığından beri kendini işine daha çok vermişti. Çocuklarını dahi az görür olmuştu. En son oğlu ile ne zaman konuştuğunu düşündüğünde, kendi kendine sitem etti. Oğlu bu hafta sınav dönemi olduğu için sürekli çalışacağını söylemişti. Telefonunu alıp oğlunu aramak istedi . Ekranda beş cevapsız arama vardı. Nasıl oldu da duymamıştı. Laboratuara girerken sesini kapattığını hatırladı. Tesadüf aramaların üçü de oğlundan gelmişti. Yine her zaman ki gibi kendisine söylenecekti. " Ne zaman arasam ve ne zaman sana ihtiyacım olsa sana ulaşamıyorum. Bundan sonra müsait olduğunda sen beni ararsın. " diyordu. Aramaların diğer ikisi Serdar'dan gelmişti. Önce oğlunu aradı fakat telefonu sürekli meşguldü. " Yine arkadaşları ile konuşuyordur herhalde. " diye düşündü . Çocukların durumunu sormak için ayrıldığı kocasını aramak istedi ama yine canını sıkacak bir şey söyler diye aramaktan vazgeçti. En son konuştuklarında birbirlerine hakaret etmemek için susup telefonu kapatmışlardı. Koltukta oturmak ve biraz dinlenmek iyi gelmişti. Bu akşam öylece ayağını uzatıp hiç birşey yapmadan dinlenmek istiyordu. En son geçen yaz birkaç günlüğüne Kıbrıs'a gidip küçük bir kaçamak yaparak dinlenebilmişti. Ortalık biraz sakinleşip bu karışıklıklar geçtikten sonra yeniden gitmeyi düşünebilirdi. Saatini kontrol ettiğinde çoktan dokuz olmuştu. Zaman nasıl da hızlı geçiyordu. Serdar'ıda aramayı unutmuştu. Adam belki de telaşlanmıştı. Cep telefonundan Serdar'ı aradı. Birkaç defa çalmasına rağmen cevap verilmiyordu. Kapının dışından gelen sese kulak kabartınca telefonun dışarıda çaldığını anladı. Aynı anda kapı vuruldu. Açıldığında Serdar izin isteyerek içeri girdi.

ÖLÜM YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin