-
Kelimelerle mutluluğumu nasıl ifade edebilirdim bilmiyorum ama kısacası kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum. Bastığım yer bir boşluktu ama içimde düşebilme ihtimalini çoktan yitirmiş bir inanç vardı. Eve gelmiş abimi beklerken dudaklarımda Ekin'in dudaklarının yumuşak hissiyatı vardı. Bu kalbimi gıdıklayıp dururken dişlerimi göstere göstere sırıtıyordum.
Ekin'in dokunuşu solan çiçeklerimi açtırmıştı.
Abimin gelmesine bir saat kala içimdeki sevinci Buse'yle paylaşmak istedim. Mesajlar kısmına girdikten sonra ikinci sırada yer alan onun mesaj kutusuna girdim. Odamda ileri geri hareket ederken ellerimin heyecanla titrediğin, fark ettim. Gülümsedim. "Allah'ım çıldıracağım,"
Mutluluktan...
Ben: Buse, Ekin beni öptü.
Buse'yi mesaj kutusunda yakalarken gülümsedim. Mesajım hemen mavi tık olmuştu.
Buse: Nasıl yani?
Heyecanla yerimde tepinirken derin bir nefes alıp baştan aşağı ona tüm olanları anlattım. Verdiği tepki biraz sönük kaldığı için moralim bozulurken onun nasıl olduğunu sordum. Bana verdiği cevap ise şu olmuştu.
Buse: Biraz moralim bozuk Mina, daha sonra konuşalım mı?
Ben: Elbette, yazmanı bekleyeceğim.
Mesajıma görüldü atıp çıkarken bıkkınca nefesimi verdim. Neyi vardı acaba? Onu aramak istedim. Tekrardan mesaj yerine girerken bir kere daha düşünmeden onu aradım. Kalbim heyecanla çarparken derin bir nefes aldım. Uzunca bir süre telefon çaldığında kapatmaya karar vermiştim fakat telefon açıldı.
"Alo," dediğinde tahmin ettiğimden daha ince bir ses duydum. "Şey... merhaba," Ortamdaki gerginliği nasıl azaltacağımı bilmiyordum ama benim konuşmam gerekiyordu. "Merhaba Mina," sesi oldukça tatlıydı. Yaşını bilmesem on üç derdim. "Ben seni merak ettim." Gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum. "Teşekkür ederim." Dedi kibarca. ""Sadece biraz bunaldım ama önemli değil. Daha sonra sana anlatacağım söz."
Kararsız bir şekilde dudaklarımı dişledim. "Pekala," diyerek gergince nefesimi verdim. "Sonra konuşuruz o zaman. Hoşça kal."
"Hoşça kal."
Telefonu kapattığında bir süre onu aramış olduğuma inanamadım. Ben resmen Buse'yle konuşmuştum. Bugün daha ne kadar güzel geçebilirdi ki? Abim gelecekti, üstelik Ekin... Kafayı yiyecektim. Midemde bir sürü kelebek vardı sanki. Birbirlerine çarpıp duruyordu. Yaklaşık yarım saat sonra abimi havaalanından almaya gittiğimizde anne ve babamın koluna girmiştim. "Onu çok özledim." Diye sevinçle konuştum. İlk defa bu evimize gelecek olmasının yanı sıra bir buçuk ay sonra ilk kez görüşecektik.
Benden mutlusu yoktu.
Abimi kalabalığın içinden seçebildiğimde annemlerin kolundan ayrılıp koşarak abimin yanına gittim. "Abi," diye heyecanla bağırdığımda abimde beni fark edip hemen kollarını açmıştı. "Güzellik," diyerek bana sıkıca sarıldığında gözlerim istemsizce dolmuştu. "Çok özledim seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTISIZLAR
Teen Fiction"En çok düşündüğüm ve düşünmeyi unuttuğum o noktadasın." - Mina Tuna anksiyetesi olan lise son sınıf öğrencisidir. Hayat onun için yeterince zorlayıcıyken ailesinin işi sebebiyle geldiği bu yeni şehirde, yeni okulunda tanıştığı insanlar sayesinde ha...