Anıl Bolat'tan
_
"Hayır Anıl," diye bağırmıştı Esila motorumun önüne geçerken. "Bu halde asla bu lanet şeyi kullanamazsın."
"Çekil şuradan," demiştim öfkeyle. Keşke onu dinleyip acımı koynunda dindirmeye çalışsaydım. Boğazıma kadar öfkeyle doluydum o an. Her şeyin kopma noktası tam olarak o andı. Kendime defalarca küfür ettiğim, geçmişe gitmek istediğim o andı. "Çekilmiyorum, in şundan." Ağlıyordu, ah güzel kız. Benim yüzümden ne çok ağlamıştı. Şu an kahrolacağım gözyaşları o an hiç umurumda olmamıştı. Aptalın tekiydim.
Aptal.
"Ya bin ya da çekil."
Elbette Esila beni o öfkeli halimle yalnız bırakmamış ve arkama binmişti. Kollarını sıkıca karnıma dolayıp kafasını bana yasladığında, "Lütfen sakin ol," demişti hıçkırıklarının arasından. Şimdi canımı yakan cümleleri neden o an beni durdurmamıştı? Neden durup ona sarılmamıştım? Şimdi ona asla sarılamayacak durumdaydım. Motoru hızla çalıştırmıştım. Ne yağmurlu havaya ne de güzel kızın gözyaşlarına aldırmıştım.
Ve o an, daha çok gözyaşının akmasına sebep olmuştum.
Sarsıcı bir kazanın tek suçlusu olmuştum.
Ben o gün mezarımı kazmıştım.
Gözlerimi hastane odasında açtığımda önce ellerimi tutan annemi daha sonra ise yanımdaki koltukta oturun Ekin'i fark etmiştim. Aklıma direkt olarak Esila gelirken kulaklarımda çığlıkları vardı. Kazadan hemen önceki çığlığı... O anki korkum tüm korkularıma bedeldi. O anki acım tüm acılarıma bedeldi.
"Esila," diye mırıldandığımda annemin ve Ekin'in bakışları bana kaymıştı. Annem telaşla bana doğru eğilirken ben Ekin'e bakıyordum. "Ekin, Esila nerede?" "Yan odada," diye cevap vermişti solgun bir sesle. "Durumu seninkisinden daha hafif ama başına darbe aldığı için bu gece uyutacaklarmış."
"Lanet olsun," diye acıyla bağırdığımda kolumdaki sargıyı fark ettim. Acım önemli değildi, acıları önemliydi. "Ekin, onu görmem gerek, diğerleri onun yanında değil mi? En azından kapıdan göreyim." Ona bunun için yalvarmayı istemiştim o gün ama düşününce onun elinden gelebilecek hiçbir şey yoktu. "Bence bu iyi bir fikir değil." Demişti Ekin temkinli bir şekilde. "Nil hoca çok sinirli sana Anıl."
"Ekin, tek istediğim Esila'yı görmek."
"Oğlum dinle Ekin'i, haklı. Şu an Nil'de haklı, ortalık sakinleşsin biraz sonra odadan çık."
Onları dinlemedim. Zorla da olsa ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim. İnatçı tavrımdan ötürü ne annem ne de Ekin bana engel olup canımı daha çok yakmışlardı. Koridora çıktığımda tüm arkadaşlarımı ve Nil hocayı burada gördüm. Hepsi Esila için buradaydı. Hayal gerçek hatırlıyordum fiziksel olarak canımı ne kadar çok acıdığını. Kolum ve bacağım ezilmişti. Bu da yürümemi zorlaştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTISIZLAR
Teen Fiction"En çok düşündüğüm ve düşünmeyi unuttuğum o noktadasın." - Mina Tuna anksiyetesi olan lise son sınıf öğrencisidir. Hayat onun için yeterince zorlayıcıyken ailesinin işi sebebiyle geldiği bu yeni şehirde, yeni okulunda tanıştığı insanlar sayesinde ha...