Melodi Çiçek'ten
_
Perdenin arkasında gizlidir hayatlar. Baktığında görmezsin, hissetmeye başladığında görürsün. Bu yaşıma kadar kendimi iyi bir sihirbaz sanırdım çünkü o kadar enerjik ve mutlu biriydim ki insanlar hasta olduğumu öğrendiğinde gözlerime "hiç düşünemezdim" der gibi bakardı. Buruk bir tebessümle karşılık verirdim her zaman. Ama o buruk tebessümüm bile o kadar gizliydi ki bilemezlerdi üzgün olduğumu.
Benim gülümsemelerim hiçbir zaman dürüst değildi.
On yaşımdayken hastanede olduğumu anımsadım. Yanımda annem ellerimi gitmemden korkar gibi sıkıca tutmuş, babam ise on adım ötemde bir doktorla konuşuyordu. Hayatımın en gerici dakikalarıydı, elbette bunun bir sebebi vardı. Doktorla konuştukça babamın elleri titriyor anneminkisi ise soğuklaşıyordu. Çocuk aklımla az çok olayları kavradığımı hatırlıyorum. Babam doktorla konuşmayı bitirdiğinde bana bakmıştı. Hem de gözünden akan birkaç damla yaşla...
Tam olarak hayatımın en gerici anının sebebi bu değildi.
Asıl sebebi annemin bana daha önce şunu demiş olmasıydı, "Baban yalnızca çaresiz olduğunda ağlar."
İşte o zaman demiştim kendime.
Melodi.
Melodi.
Sen öleceksin.
Esila'yla olan tartışmamızın ardından otobüse binmiş kendimi en güvende hissettiğim yere gidiyordum. Bugün hastaneye gitmem gerekti fakat o ortamı kaldıramayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi. Bir miktar üzgün. Esila'nın üstüne bu kadar çok gittiğim için pişmandım ama verdiğim kararlardan dolayı bana karışmamalıydı. Beni anlamalıydı çünkü ben onu anlıyordum.
Telefonumun çaldığını duyduğumda sakince elime çevirdim bakışlarımı. Arayan Efken'di. Muhtemelen bugün ki canlı müziğine gelip gelmeyeceğimi sormak için arıyordu. Bu yüzden telefonu açmadan sessize aldım. Bugün yalnızca tek başıma kafa dinlemek istiyordum. Yaklaşık yirmi dakika sonra otobüs ormanda durduğunda hızlıca indim. Daha sonra ise on dakika bir yürüyüşün ardından göl kenarıma gelmiştim.
Sadece birkaç insanın olduğu bu yer şu anda tek huzur bulacağım yerdi.
Hemen çimenlerin üzerine oturup bağdaş yaptım. Şimdiden biraz olsun iyi gelmişti. Çantamdan okuma kitabımı çıkartıp yeşil saçlarımı topuz yaptım. Sürekli olarak saç rengimi değiştiren biri olarak yeşil saçımda en uzun kalan renkti. Her zaman doğa kızı olmuştum. Yeşilin huzur veren bir görüntüsü vardı.
Dün başladığım kitabın bugün biteceğini umut ediyordum.
Ve öyle de oldu, geçen bir buçuk saatin ardından yalnızca yirmi sekiz sayfam kalmıştı. Biraz ara vererek telefonu elime aldığımda Ufuk'tan iki dakika önce gelen mesajı gördüm. Ufuk benim diğer yarım gibiydi. Çocukluğumun o zor günlerinde hep yanı başımda olmuştu. Bazen önümde ve arkamda da ama her seslenişimde "buradayım " diye bağırırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTISIZLAR
Teen Fiction"En çok düşündüğüm ve düşünmeyi unuttuğum o noktadasın." - Mina Tuna anksiyetesi olan lise son sınıf öğrencisidir. Hayat onun için yeterince zorlayıcıyken ailesinin işi sebebiyle geldiği bu yeni şehirde, yeni okulunda tanıştığı insanlar sayesinde ha...