_
Mina Tuna'dan
İçimden birden ona kadar sayarken hissettiğim stresi geri plana atmaya çalışıyordum ama ne yazık ki yaptığım strateji beni daha çok stresin içine sokuyordu. Az önce Ekin'e yazmış olmamın verdiği etkiyle birlikte hâlâ cevap gelmediği için yerimde titriyordum. Hâlâ demiştim çünkü Ekin mesajıma ya çabuk cevap verirdi ya da saatler sonra.
Kullandığım antideprasanların verdiği etkilerinden biri de buydu. Anlık heyecanlar yaşıyordum, bunun öncesinde büyük bir strese girmiyordum. Eczaneden ilaçlarımı alırken bir ilacım yeşil reçeteli olduğu için kilitli bir kutudan çıkartmışlardı. Bu ilacın bana bu etkiyi verdiğini kısa araştırmalarımla öğrenmiştim. Söylemek isterim ki uykumu çok fazla getiriyordu ama uyuyabildiğim için bu hiç sorun değildi. Tüm bunların dışında bu cuma günü abim geliyordu. İki gün kalıp gidecek olsa bile buna razıydım çünkü onu çok özlemiştim.
Telefonuma gelen mesaj sesiyle ufak çaplı bir kalp krizi geçirsem de gelen mesaj Ekin'den değildi.
Buse: Nasılsın güzellik?
Dudaklarım iki yana kıvrıldı. Bu süreçte onunla o kadar çok konuşmuştum ki... Her şeyimi biliyordu psikiyatriste gitmem dışında. Bunu da ona yakında anlatacaktım.
Ben: İyiyimm, sen nasılsın?
Buse: Bende iyiyim, okuldan geldim şimdi.
Ben: Çok güzel, bende yarım saat önce gelmiştim. Birazdan derse başlayacağım.
Buse: Her saniye bir rakip eliyorsun.
Mesajına gülerek karşılık verdikten sonra bir süre daha konuştuk. Ekin'den hâlâ cevap gelmezken ders çalışma masama oturmuş ama hiçbir şekilde odaklanamamıştım. Aklım fikrim Ekin'den beklediğim o mesajdaydı. Ayağımı sallayıp dururken içeriden kapının açılma, ardından ise anne ve babamın sesini duydum. "Bunları dolaba yerleştirdikten sonra yemekleri hazırlarız."
Odamdan heyecanla çıkıp mutfağa adımlarken, "Neler yapacaksınız?" Diye sordum merakla. "Abinin ve senin sevdiğiniz yemekleri. Babanı tüm gün mutfakta tutacağım yarın. Abin için işten izin aldık." Mutlulukla gülümsedim ve içimden gelen bir dürtüyle anneme sarıldım. "Oy benim güzel kızım." Annem saçlarımı okşarken bir kedi gibi ona sokuldukça sokuldum. "Baba birkaç soru var yapamadığım dinlendikten sonra bakar mısın?" Ekin olsaydı ona sorardım ama şimdi Ekin yoktu... En azından şimdilik. Onu tekrardan kazanmak istiyordum.
Biraz anne ve babamla vakit geçirdikten sonra odama çekildim. Hızla telefonumu elime alıp mesaja bakarken büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım çünkü Ekin mesajıma görüldü atmıştı. Tüm heyecanım ve mutluluğum altüst oldu. Yatağımın üstüne otururken gözlerimdeki yanma hissini kapatarak geçirmeye çalıştım ama kapattığım anda gözyaşım yanağıma doğru süzülmüştü. Mesajdan çıkıp telefonumu bırakırken Ekin'in mesajıma neden cevap vermediği hakkında türlü türlü senaryolar döndü kafamda. En az acı vereni kendini benimle konuşmamak için tutması olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTISIZLAR
Teen Fiction"En çok düşündüğüm ve düşünmeyi unuttuğum o noktadasın." - Mina Tuna anksiyetesi olan lise son sınıf öğrencisidir. Hayat onun için yeterince zorlayıcıyken ailesinin işi sebebiyle geldiği bu yeni şehirde, yeni okulunda tanıştığı insanlar sayesinde ha...