on ikinci bölüm: madem çocuktum

160 14 129
                                    

Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum ❤

-

Vakit geldi geçiyor, geçsin varsın...

Şarkının sözleri beynimin içinde yankılanırken son iki gündür yalnızca dinlediğim buydu. Her şeyden soyutlaşıp odama kapanmıştım. Belki de delirecek kadar çok dinlemiştim şarkıyı. "Vedalardan bir buket al." Diye mırıldandım sessizce. Garip bir şekilde gözyaşlarım en son Ekin'in önünde akıtmıştım. O silmeyecekse gözyaşlarımı akmasının ne anlamı vardı? 

Elimi yanağıma götürüp Ekin'in yüzüme değen sıcak ellerini hissettim, ardından dudağıma götürdüm. Dudaklarıma dokunan dudakları... İlk olmasının bir önemi yoktu ama son olmasını istemiyordum. Ekin'i seviyordum. Onu o günden sonra daha çok seviyordum. Bu yüzden de, istediği gibi ondan uzak durup onu zor durumda bırakmayacaktım. Dudağından çıkan cümleler o kadar kesindi ki hiç kimse onu bu karardan vazgeçirtemezdi. Suçlusu bendim ama ben düzeltemezdim. 

Daha güçlü olsaydım bırakmazdı, daha güçlü olsaydım karşı çıkardım.

Kalbim, bozuk bir müzik çalar gibiydi. 

Ekin'e bilmeden vermiş olduğum sözü unutmamıştım ve hatta bunu annem ve babamla konuşmuştum. Yardım almak istediğimi duyduklarında gözlerindeki ışıltı silinmemişti zihnimden. Belki gerçekten de her şey daha güzel olurdu. Eski okul arkadaşlarımdan kendimi tamamen soyutlamıştım. Hem araya giren mesafeden hem de aramızdaki ilişkinin o kadar da kuvvetli olmadığındandı bu. Şu anda tek arkadaşım Buse'ydi. Yalnızca onunla konuşuyor ve ona daha çok açılıyordum.

Aynı zamanda o da bana.

Dün attığı bir mesajı hatırladım.

Çoğu zaman hatalarımın bedelini çok ağır öderken yaptığım iyiliklerin hiçbir zaman karşılığını görmedim.

Hayatımızın temel kanunu gibiydi bu. İnsan karşısındaki kişinin iyi yönlerini göremezken kendisinin de yalnızca iyi yönlerini görürdü. Bahsettiğim her insan değildi ama daha önce öyle insana rastlamamıştım. Ekin dışında... O çok farklı bir boyut gibiydi. Kalbimdeki boşluk ya da tam tersi doluluk hissi canımı acıtıyordu. Çektiğim bu şey aşk acısı mıydı? "Hayır," diye mırıldandım yatağımdan kalkarken, "Ekin acısı çekiyorum, varlığı da yokluğu da canımı acıtıyor." 

Saatin gece on ikiye geldiğini gördüğümde iç çektim. Buse'ye iyi geceler mesajı attıktan sonra ışığı kapatıp tekrar yatağıma geldim. Ve daha sonrasında veda şarkımızı zihnim susmadan söyledi. Bir süre sonra ise yoruldu. Böylece yavaş yavaş uykuya daldım.

-

Kırgınım sana, ona, buna, şuna, herkese...

Karşımdaki duvar yazısını göz ucuyla okuduktan hemen sonra adımlarımı durdurup dikkatle bakmıştım. Bizim evden bir sokak ilerdeydi. Burukça tebessüm ettim. Daha önce görmediğim bu yazı -muhtemelen dikkat etmemiştim- hoşuma gitmişti. Duvar spreyiyle yazılan bu yazının altına "bende" yazmak istedim fakat buralarda kamera olabileceğini düşünerek bu işi hiç girişmedim. Risk almaya, endişe duymama hiç gerek yoktu. 

TAKINTISIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin