on beşinci bölüm: kabuğun altındaki yaralar

144 13 79
                                    

Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum ❤
_

Ekin Kaya'dan

Üşüyorum. Bedenim baştan aşağı dönüyordu. Ateşimin olduğunu anlamak zor değildi. Beynimin zonklamasıyla birlikte çok fena hasta olduğumu biliyordum. Dünün bende bıraktığı bir takım izlerdi bunlar. Mina Tuna'dan ayrılmak bir antidepresana veda etmek gibiydi. Vücudum ona alışmıştı ve şimdi yokluğunu çekiyordum.

Öksürdüğüm an odaya giren Filiz teyzemle içimden sıkı bir küfür ettim. Filiz teyzem, bizim evin yıllardır çalışanıydı. Onun ellerinde büyümüştüm ve bu yüzden de aramızda özel bir bağ vardı. "Yavrum sen iyice kötüleşmişsin o nasıl bir öküsürük öyle? İçim acıdı." Çoktan yanıma gelip tontiş ellerini yüzümün her yerinde gezdirmişti. "İyiyim ben," dedim çatallaşmış bir sesle.

"Bu sesle mi iyiyim diyorsun kendine sen?"

Yanımdan ayrılıp açık camıma doğru ilerledi. "ah yavrum ah, yine açmışsın camı. Sen hasta olmayasında kim hasta olsun? Bekle burada sana hemen ıhlamur kaynatıp geliyorum." Bir şey dememe izin vermeden yanımdan ayrıldığında kapanan cama kaydı bakışlarım. Odadaki oksijen nefes almama yetmiyordu. Kalbim defalarca parçalara ayrılıyordu sanki. Gece boyunca kabus görüp durmuştum. Kabusum Mina'nın bana sarılmasıyla başlıyordu. Evet kabustu.

Çünkü bence bir şeyi kabus yapan uyandığında hissettiğin hüzündür. Bir şeyi rüya yapan ise uyandığında hissettiğin rahatlıktır. Uyurken hissettiğin değil de uyanıkken hissettiğin gerçek olandır.

Bu yüzden de tatlı rüyalar kabusun olur.

Zorlukla yatağımdan kalkıp tekrardan cama doğru ilerledim. Üşümeme rağmen nefes almak için açtım o camı yeniden. Yine kapansa yine açardım. Üzüntüm tüm benliğimi ele geçirmişti. Elimde olan tek şey düşündükçe çıldırma eşiğine gelmekti. Kapı tıklandığında yavaşça arkamı döndüm. "Ekin," annemi görmeyi kesinlikle beklemiyordum. "Neyin var? Filiz hasta olduğunu söyledi." Endişeli halini görmek sizi yanıltmasın, bu onun için çok büyük bir şey değildi. "İyiyim, soğuk kaptım sanırım sadece."

"Boğazların ağrıyor mu?"

"Hayır,"

"Ama ağrıyabilir, kötüleşmeden önce bal verelim sana." 

Dudaklarımda buruk bir tebessüm oluştu, "Bal," diye mırıldandım sessizce. " Bala alerjim var anne." Gözlerindeki şaşkınlık ifadesi saniyeler içerisinde kayboldu. "Özür dilerim, aklımdan çıkmış. Bunu biliyordum Ekin." 

"Biliyorsundur," diyerek tekrar cama doğru döndüm. Derin bir nefes aldım. Ardından bakışlarım bahçeyi temizleyen Filiz teyzemin eşine kaydı. Bala alerjimin olduğunu annemden daha iyi hatırlıyordu belki de.  "Anne," dediğimde sesim gür çıkmıştı. "Benim için bir şeyler yapmıyorken daha az canımı yakıyorsun."

TAKINTISIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin