Bir Gün Büyücünün Yardımcısı Oldum

Ava'nın Günlüğü

20 kasım parlayan güneş yılı

Her şey gayet iyi gidiyor Kıdemliler bana oldukça iyi ve ilgili davranıyor ve artık tamamen iyileştim...
Aaron benimle konuşmaktan çekiniyormuş gibi geliyor bu nedenle ne olduğu beni endişelendiriyor, sadece içimi kemiren bir yalnızlık var..ne yapsam kaçamayacağım bir yalnızlık... Bugün rüyamda birini gördüm o kadar gerçekçiydiki rüya olduğunu yatağımda olduğumdan anlamıştım...
Gözlüklerim vardı.. Kahverengi şaçlarım güzel ve farklı bir yüzün üzerime asla bu dünyadan olamayacak tuhaf kıyafetler vardı.. Ve nedense rüyamda bile yalnızdım... Uyandım ve derin bir şekilde uzun bir süre ağladım...

29 Kasım parlayan güneş yılı

Gittikçe rüyalar arttı ve her şey birbirinin devamı niteliğinde korkutucu bir boyuta ulaştı.. Bir şekilde sanki başka bir yere bir şeyleri bekliyormuşum gibi hissetmekten alı koyamıyorum...
Aaron uzun süredir kütihneden yada odası dediği yerden hiçbir şekilde çıkmadı. Dün saraya ani bir ziyaret yaptı imparator bir nedenden dolayı görmek istedi... Benden bir şeyleri, aslında milyonlarca şeyi saklıyor olması beni kırıyor ve bir o kadar meraklandırıyor...kulede herkesin keyfi yolunda ve öğretmenlerde bir o kadar bilgili ve tatlı insanlar... Aaron bir sebeple büyü ve tarih kitaplarını bana veriyor anladığım kadarıyla oldukça gizli olanları... Tarihiyle ve efsaneleriyle hakkında bir sürü bilgi edindim... Ayrıca büyücüler kılıç ve asalarını kullanmalarını inanılmaz ilgi çekici buluyorum.. Belki bir gün aarone neden onlar gibi olamadığı sorarım...

3 Aralık parlayan güneş yılı

Aaron saraydan geldiği gibi ağır bir ruh halinde sanki gözlerimin önünde git gide çökütordu ve hiçkimse buna müdahale edemiyordu.. Onun için yapabileceğim en ufak bir şey bile var mıydı bilemiyorum ama sadece onun için endişeleniyorum.. Gözlerindeki sürekli kasvetli ve solgun o bakışlarıyla beni parlıyordu... Sanki sürekli ölmeyi bekleyen bir insan gibi..

31 Aralık parlayan güneş yılı

Aaron büyü kullanamayacak olsamda kılıç kullanabileceğimiz söyledi... Kendimi korumanın bir faydası olabileceği düşündüm en azından kimseye sıkıntı çıkarıp yine uzun bir süre uyumadım değil mi!?
Bügün dolunay yılına geçiyorduk... Aaronu kısaca anlattığına göre geçtiğimiz yıllarda bir sürü insan denek olarak kullanılıp canince hayatını kaybetmiş iki inanışa göre kimileri bunun dolunayın yaptığını bir çeşit lanet olduğunu düşünüyor. Kimileri ise dolunayın hayatta kalanları kurtardığını, bazılarını ise daha fazla acı çektirmeden huzura kavuşturduğunu söylüyor...
Aaron bu günden korkuyor gibi görünüyordu... İsmini sadece bugünden ve derin bir yas sürecinden alan bu koca yıl herkesin yüreğine acı ve korku salmış... Kavrayabildiğim kadarıyla sadece bir efsane değildi...

O gün ilk defa Aaoronun ağladığını görmüştüm.. Beni uzaklaştırmadan gözlerinden sakince göz yaşları döküldü.. Dolunayda parlayan göz yaşları harika ve büyüleyici görünüyordu...
Sonradan efsane kitaplarını karıştırırken bu konu hakkında bir şey öğrendim...
Yıllar ve asırlar öncesinden bir efsaneydi.

"Güç zirvesine ulaşıp gözleri kör ettiği zaman. Onlar bir hata yapacaklar bu hata yeri göğü birbirine katan bir hata olacak... Karanlığın tepesinde ortaya çıkan umutla dolan ışık yeri ve göğü tekrardan birleştirecek ve her şey okula berbaer yere gömülüp unutulacak. Ey gücün sahibi olmak hunarsız silüyet yaptığını öğreten o bembeyaz saf ışığa ve güneşin emaneti alan bakışlara hizmet et zamanı gelince tekrardan ğöge erişip seni yok edecektir... "

Bahsi geçen dolunay bir insan olmalıydı Bembeyaz şaçları ve altın gözleriyle.. İki yılı birbirine bağlayan bu günde ortaya çıkan ve yok olan bu gücü temsilen anlatılan bir efsane tesadüfi olamazdı..
İçimden bir ses Efsane ki dolunay diye tabir edilen insanı Aaoronun tanıdığı ve yüzden acı çektiğini söylesede ona hiçbir şey sormadım...
Sadece yanımda olmak istedim...
Senin dolunayın olamasam da şu an o parlak ışığa beraber bakıyoruz değil mi...