İtiraf etmeliyim bu seferkinin ne olduğunu idrak etmem imkansızdı... Gördüğüm anılarda biraz uyurum ve anılarım net rüyalar halinde gelirdi.
Ama bu seferki korkunç bir boyutu
Diyebilirim... Yaklaşık 5 dk önce duvara sadece dokunduğunu hatırlıyorum ve kafamda ani bir acı
Öldüm mü.... Çok mümkün değildi saraydaydım...
Gözlerimi geçmişin bir partında açınca her şeyin bir ilizyonun içinde olduğunu anladım.Bir kadın sallanan sandalyesinde masal okuyordu... Çok huzurlu ve güzel bir ses tınısına sahipti.
"... Ve sonra günışığı ona sormuş... Ne yapmam gerekiyor. Yanlışımı nasıl düzeltebilirim... Nolur bana olmasada halkıma
-ışığımı senden alsamda en karanlığı soğuğu ve jasveti aydınlatan benim.. Senin yaptığın hatayı örtmek benim görevimdir sevgili gün ışığı ama şunu unutma ben affedip aydınlatsamda..
Gözün kör oluğun zaman bende karanlığı aydıtlamayacağım. "Masal okunan kişi küçük sevimli siyah saçlı kırmızı gözlü inanılmaz güzeliğe sahip bir çocuk vardı...
-babam benide o deneklerin yanına yolladığı zaman beni özleyecek misin anne...
-evet... Benim meleğim... Gün ışığı açgözlü olsada sen ay ışığım olacaksın...
-ben gitmek istemiyorum...
-özür dilerim lucas.. Annen çok güçsüz... Üzgünüm...
-babam neden böyle bir güç istediği için birçok canı yok sayan biri... O imparator halkını düşün-
-lucas tatlım... Baban iğrenç biri biliyorum ve güçsüz annen yüzünden böyle acı çekiyorsun...
Babana öğretilen ölümsüzlüğün gerçek güç olduğu ve bunun için her şeyi yapacak kadar acınası... Bu nedenle benim gibi bir kuzeyliyle evlendi... Benim manam oldukça fazla biliyorsun. Seninde öyle lucas çok güçlüsün benden çok daha fazla bu yüzden senide kullanıyor...
Zamanı gelince baş kaldırıp parlatacaksın... Senin görevi ay ışığını korumak...o gelince anlayacaksın lucas.. Baktığında anlayacaksın... O geldiğinde ona yardım et ve koru...Lucas... Bu ismi x e ben vermiştim anlattığı masallardan dolayı.. Ama aslında kendi hikayesini anlatıyordu değil mi gün gelince onu olamam için... Bunu hiç fark etmiş olmamak için ne kadar acıydı
Demek lucas aslında prensmiş.. Ama başından beri denek olmak için doğmuş lucas her şeye rağmen inanılmaz güçlü ve dimdikti,
Her şeye rağmen...Kadının şaçları bembeyazdı.Benim gibi benimde annem böyledir belkide..
Bu durumda deneklerin asıl nedenini öğrenmiş oldum... Dahası lucasın geçmişini de irdelemiştim ve bir diğer
lucasın kahin olduluşu annesinden geçen bir ruhsal güçtü...
Bu göz kamıştıran gizemli kadın kuzeyi olduğunu söylemişti belkide benimde annem yada babam gerçekten ordandı bu bayana daha farklı bir ilgi duymaya başlamıştım...Nedenini öğrenince bir diğer öğrenmem gereken şey sonuçtu.. Her şey nasıl normale dönmüş ve her şeye rağmen neden beni öldürmek istiyorlardı.. Bir diğer sorun şu an vücudumun baygın olmasıydı...
Ssvunmasızlıpın böyle korkunç bir şey olduğunu ilk defa bu kadar idrak etmiştim.Kadın kalktı ve lucas öpücük kondurdu...
-çok fazla insna ölümü ve acısı çekiceksin... Hayatta kalacaksın lucas
Lütfen iyi ol... Unutma benim korumam ve gücüm seninle olucak...Gördüğüm görüntüde hareket edebilen bir hayaletim...
Yürüyüp onlara yakınlaştım... Kadına daha yakından bakmak istiyordum... Bir şeyleri bilen bir kahin... Bana dokunursa burda olmasam bile...
Bana lucasın şu an nerede nasıl olduğunu söyleyebilse...Elimi ona doğru uzattığımda sakin mutlu ama bir o kadar çaresiz o yüz korkuyla birden bana baktı...
Gözlerimin içine... Aaron mana gücünü çok kullandığında saçının beyaz ve gözlerinin o yakut kırmızısı
Bu kadında da vardı...Gözlerimin içine birden baktı ve bakıştık... Ben burda değildim ama...
-sen kimsin?!
Bana soru mu soruyordu...
Ben bile bu cevabı bilmiyordumki...
Birden ağzımdan bir isim çıktı..-ı-ıren...
Bu ismimin nerene geldiğini bilmiyordum ama beynim bu kadını tanıyordu... Bir ihtimal içimden bir ses w.e.l.c.o.m.e kitaplarını yazanın olduğunu söylüyordu... Efsanelerin ve tekniklerin kitabı aynı zamanda şifrelerle yol gösteren bu kitaplar... Bir çeşit çıkış yolu olmuştu..
Bana dehşetle bakan kadının gözlerini asla unutmayacaktım...
Üstünde kıpkırmızı kadife kıyafetiyle asil, güçlü kişiliği ve duruşu... Kazınmıştı... Beni görüşü kelimelerin ötesinde bir şekilde beni korkutmuştu...Bir anda nefes nefese duvarın önünde uyandım... Işınlanma tarzı bir şey yaşamış gibi bir anda geri gelmiştim...
Kafamdaki baygınlıpın acısıyla taze bir şekilde yağa kalktım...Ve derim bir nefes alıp rahatladım...
Bu sırada kütüphaneye girebilecek tek fırsatımı kaybetmiştim ama belki daha önemli bir şeyi bulmuştum.
Buna dikkat etmemiştim ama...
Bir kaç adım duvardan geriye çekilip
Tabloya baktım...Bembeyaz şaçlar kırmızı yakut gözler... Bu tablo ırene ın tablosuydu...
Bu proje bir çeşit imparatorlupun karanlığıydı... En derinlerinde karanlık bir okyanusutu.
Ama her şey bir sonuca vardığında ayakta kalan olacaktım...Evetttt lucasın annesi Irene 😳
Irene
Kuzey imparatorluklarından birinin prensesi.. Kuzey parçalanmış bir coğrafyaya ve bir sürü imparatorluğa ev sahibi yapan bir yer...
Bir çok anlamda lucasa yardımcı oldu ve Güney imparatorluğun kısa süreli imparatoriçesi..
Büyü gücü güçlü olduğu ve iki imparatorluğun iğrenç amaçları yüzünden evlendirdi..
Güney imparatoru özellikle onu şeçti..
Kuzeydeki imparatorluklarda oldukça büyü gübü üstünlük gösterdi ve inanılmaz güzelliğiyle herkesi büyüleyen biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gün Büyücünün Yardımcısı Oldum
RomanceGözlerimi tekrardan açabildiğimde "inanılmaz leydi" adlı bir romanda gözlerimi Ava karakter olarak açmıştım. Ana kadın kahramanın en iyi dostu olup onu büyücü ile tanıştıran iyi kalpli Ava, kadın kahramanı öldürmekle şuçlanıp haince bir plana kurba...