BÖLÜM*21

185 15 22
                                    

#Ben hep bir şeylerden korktuğum için geride durdum, geride durduğum her şey acı verdi.

Bölüm Şarkısı: Lucia - Silence

İyi okumalar.

♣️

Bir yerde okumuştum; bir evreden bahsediyordu. Toparlamaya çalıştıkça diğer taraftan dökülür, sıkı sıkıya tuğun şey tuzla buz olur, kırıklarını birleştireyim dersin daha çok dağılır.

Kendimi bir yere ait görmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki; her an her ev yıkılacak gibi, girdiğim her ortam kara deliğin içine karışıp yok olacak, her düşünce bir dalgaya kapılacak ve her insan bir balonun patlaması kadar çabucak yok olacak gibiydi benim için. Ve balonlar patladığında çocuklar ağlardı; evet çocuk değildim ama bir çocuk kadar hassas bir kalbim vardı. Bunu benden başka kimse bilmiyordu çünkü yıkılacak korkusuyla hiçbir eve girmedim, kara delikten korktuğum için hiçbir yerde varlığımı belli etmedim, dalgaya kapılıp yok olur diye hiçbir şey düşünmedim ve balon gibi patlayıp yok olduğunda ardında onunla olan anıları bana acı verir diye hiç kimseyi tanımak istemedim.

Ben hep bir şeylerden korktuğum için geride durdum, geride durduğum her şey acı verdi.

Kimseye kendi isteğimle anlatamayacağım kötü anılarımı yaklaşık yarım saat önce annem benim yerime bu evdeki herkese anlatmıştı. O benim burada kalmamı istiyordu. İçlerinden birinin katil olduğu bir evde, kimsenin kimseyi yadırgamadığı bir evde güvende olduğumu söylüyordu.

Artık hiçbir şeyi umursamak istemiyordum.

'Onların intikamını almak kolay olmayacak.' demişti Barın.

Öldürdüğü adam da geçirdiğimiz kazanın aslında kaza olmadığını söylemişti. Tüm bunların peşinde gerçekte kim var bilmiyorum ama kesinlikle öğrenmek ve hesap sormak istiyordum. Şimdiye kadar aptal yerine katılmış ve bir kukla gibi izlenmiştim. Sıranın bana geçtiğini hissediyordum. Onlar için savaşmalıydım. Toprağı görmek bile canımı acıtırken onları orada yatmaya mecbur kılan insanlardan son nefesime kadar hesap sormalıydım. Buna babam da dahildi.

Onlar annem için oraya tam altı tane gül bırakmışlardı. Annemin ölümü için baş sağlığı dileyen, yanımda olan sadece Efe'ydi onun dışında şimdi bu altı insan da vardı. Ailemi kaybetmemin üzerinden beş sene geçse de ne kadar kötü şeyler yaşasam da bu biraz olsun iyi hissetmemi sağlamıştı.

Bakışlarımı güllerden ayırıp ayağa kalktım, gözyaşlarımı silip televizyona takılı olan flaşı alıp cebime attım. Odaya baktığımda arkadaki sehpanın üzerinde kırmızı güllerin olduğu bir vazo vardı... Gülleri oradan almışlardı ama bu vazo bu odaya yeni gelmişti, daha önce yoktu. Vazoya doğru yürüdüm, içinden iki tane gül alıp diğer güllerin yanına, kapının önüne gittim. Bu oda salonun ortasına baktığı için herkesi görebiliyordum ve tabii onlar da beni çok net görüyorlardı. Elimdeki güllere baktım, sonra onların indirdiği güllere, hiçbir şey konuşmadım ama bir dilek diledim.

Onların şu an bile acıları varsa eğer tüm acıları bana geçsin ve beni hiç izleyemesinler. Hatta beni tamamen unutmalarını diledim. Ne annemin ne de abimin beni bu şekilde güçsüzken görmelerini istemezdim.

Elimdeki iki gülü de diğer güllerin yanına indirdim. Biri abim diğeri annem içindi.

Siz hep iyi olun, dedim içimden. Ben ayakta, dimdik durmaya çalışacağım anne. Sözünü çiğneyip onların yanından ayrılmayacağım, söz veriyorum.

Bakışlarım beni izleyen insanlara kaydığında hepsinin gözlerine teker teker baktım. Barın'ın gözlerine tutunduğunda gözlerim, tuhaf hissetmiştim. Artık katil olsa da onun yanından ayrılamazdım. Adımlarımı içeriye yönlendirdiğimde avuçlarımı sıkmaya başlamıştım yine. Madem ayakta ve onların yanında durmam gerekiyordu, benimle ilgili her şeyi bilmelilerdi.

GÖKYÜZÜ KAYBOLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin