BÖLÜM*11

98 12 1
                                    

İyi okumalar.✨

♣️

Bu sabah biraz geç uyanmıştım. Şu an saat neredeyse öğlen 12.00'a geliyordu ve henüz kapı kilidi için gelmemişlerdi. Onların geç kalacağını düşünerek valizimden siyah kot pantolon, beyaz boğazlı kazak ve sıfır kol siyah ceketimi çıkarıp banyoya gittim. Üzerindekiler fazla kirli olmadığı için kuru bir yere indirdim ve hızla üzerimi giymeye başladım. Kazağımın uçlarını pantolonumun içine koydum ve daha sonra siyah ceketimi üzerime geçirdim.

Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Yerdeki kıyafetlerimi de alıp tekrar odama döndüm. Kıyafetlerimi valize yerleştirip valizi kapatıp kapının girişine götürdüm. Tekrar odaya dönüp kapının arkasındaki açıkta duran siyah şapkamı aldığım sırada kapı çaldı. Saate baktığımda 12.10'u gösteriyordu. Çilingirlerin geldiğini düşünsem de tedirginliğimi engelleyemedim. Şapkayı almadan kapıya doğru gittim.

"Kimsiniz.? diye seslendim.

"Kapı için geldik, çilingir."

Rahatlamaya çalışarak kapıyı açtım.

"Aylina Çakır?"

"Evet, benim."

"Kapı kilidi için gelmiştik. Yuvayı tamamen değiştirmek istediğinizden emin misiniz?"

"Evet, yuva ve anahtarın değişmesini istiyorum ne kadar sürer?"

"Bir saatten az sürer." dediğinde geç kalmamayı umuyordum.

Ben onları kapıda yalnız bırakıp içeriye geçtim ve bir süre odamda oturdum. Telefonumdan saate baktığımda yarım saatin geçtiğini görünce kalkıp yatağımın üzerindeki beyaz çarşafı düzenledim. Sırt çantama koymam gereken eşyaları ayarlarken, "Kapı hazır, gelip kontrol edin lütfen." diye seslendiklerinde çantamı bırakıp yanıma sadece cüzdanımı alarak yanlarına gittim.

Adam denemem için anahtarı elime verdiginde anahtarı yuvaya takıp kontrol ettim. Hiçbir sorun yoktu.

"Herhangi bir sorun yok." dedim. Cüzdanım açarken, "Ne kadar vermem gerek?" diye sordum "150 TL."
Ücreti ödedikten sonra iyi günler dileyip evden ayrıldılar. Kapıyı kapatıp kilidi tekrar kontrol etme gereği duydum. Tekrar odama dönüp çantama alacağım her şeyi aldıktan sonra çantamı sırtıma taktım ve kapının arkasındaki şapkayı da kafama geçirip odayı gözden geçirdim. Herhangi bir şey yapmamıştım. Geriye kalan her şey yerindeydi, olmaması gerekenlerde...

Bir süre duvardaki yazıda gözlerimi gezdirsem de en sonunda valizimi de alıp evden ayrıldım. Uzun yolda valizimi arkamdan sürükleyerek otobüs durağına doğru ilerliyordum. Bir süre sonra durağa varır varmaz otobüs geldi ve hemen bindim. Neyseki çok dolu değildi. Boş koltuklardan birine oturup valizimi yanıma aldım ve tekerlekleri yüzünden kaymaması için ayağımı önüne koydum.

Otobüse binmek, arabaya binmekten daha kolaydı benim için. Hem kalabalık, hem çok fazla ses vardı. Bu yüzden yarım saatten fazla uzaklıkta olan bir yere gideceğim zaman mecburen otobüs kullanıyordum. Bunun dışında her yere yürüyerek gidiyordum fobim yüzünden.

Gideceğim yer uzak olduğu için kulaklıklarımı takıp başımı cama yasladım ve gözlerimi kapattım. Yaklaşık bir saat sonra otobüsten inmiş ve on dakikalık yürüyüşten sonra restoranı bulmuştum. Oldukça büyük ve fazlasıyla lüks bir yerdi. Beni burada işe alacaklarini düşünmesem de denemekten zarar gelmezdi.

Koca restorana bakmayı bırakıp içeriye girdim. İçerisi de dışarısı kadar şatafatlıydı. Ben öylece içeriyi incelerken garsonlardan bir yanıma gelip, "Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.

GÖKYÜZÜ KAYBOLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin