BÖLÜM*18

105 16 7
                                    

#Ölümün eşiğinde bana nefes olan adam.

Bölüm Şarkısı: Kodaline - All I want

İyi okumalar.

♣️

Saat gece bire geliyordu. Barın, bana söyleyeceklerini bitirdikten sonra gitmiş ve hâlâ geri dönmemişti. Diğerleri ise odalarına çekilmiş, muhtemelen uyuyorlardı. Doruk'ta hâlâ ortalarda yoktu. Damla, misafir odasına hem kendisi için hem benim için yer ayarlamıştı. Yine onun odasında kalmayacağım için içim biraz olsun rahattı. Oturduğum yataktan kalkıp mutfağa gitmek için odadan sessizce çıktım. Perdeler kapalı olduğu için salon tamamen karanlıktı. Telefonumun ekranını açarak yavaş yavaş ilerledim. Sonunda ses çıkarmadan mutfağa vardığımda lambayı yakıp mutfak dolaplarından bir bardak çıkarıp su doldurdum. Bunu yapmak kendimi tuhaf hissetmemi sağlıyordu ama çok susamıştım. İkinci bardağı da doldurup içtikten sonra bardağı makineye atıp arkamı döndüğümde onu karşımda görmemle korkudan çığlık atacaktım ki, elleri hızla dudaklarıma kapandı ve, "Şşşt." dedi. "Herkes uyuyor, sessiz ol."

Ellerini dudaklarımdan çekmesi için çırpınıp ondan kurtuldum ve iki adım uzaklaşarak elimi kalbime koyup, "Manyak mısın sen? Hem bir anda arkamda beliriyorsun hem de sessiz ol diyorsun!" dedim sessizce ona kızarak. Boş gözlerle bana bakıyordu sadece. Bir süre öylece yüzüme baktıktan sonra üzerime doğru bir adım attı, bir adım geriye gittim.

"Yarın benimle o adamın yanına geleceksin."

"Hangi adamın yanına?" dedim bir adım daha geriye atarken. Kimi kastettiğini biliyordum, sadece korkuyordum.

"O gün yakaladığım adamın." dedi üzerime doğru bir adım daha atarken.

"Hayır." dedim korkuyla.

Olduğum yerde durmuştum.

"Ya yine bir şey yapmaya kalkarsa, ya beni yakalarsa?" dedim hissettiğim korkuyla bir adım daha geri atarken. Bu defa o olduğu yerde durdu ve bir süre bana baktıktan sonra,

"Ben varken kimse sana bir şey yapamaz." dedi anlayamadığım bakışların ardından.

'Ben varken kimse sana bir şey yapamaz. ' diye tekrar ettim içimden.

Bu cümleye çok yabancıydım. Güven içeren her şeye çok yabancı...

Ondan güven bekleyemez ve ona güvenemezdim.

"Beni neden onun yanına götüreceksin." diye sordum son cümlesini gözardı ederek.

Çünkü biliyordum, istese de bana yardım edemezdi.

Kimse beni koruyamazdı.

"Sadece sen olursan konuşacak. Doruk ne yaptıysa konuşmadı, ölümün eşiğine getirdim yine konuşmadı. Sadece sana konuşabilirmiş." dediğinde akşam yaptığı konuşmanın aynısını tekrar etmişti.

"Bunu neden yapıyorsunuz? Beni tanımıyorsunuz bile. Neden sizde benim peşime düşmüşken bir başkasının bana kötü davranmasına, alıkoymasına karışıyorsunuz ki?" dedim içimdekileri tutamayarak.

O adamın sadece bana söyleyeceği şeyi çok merak ediyordum, çok da korkuyordum.

"Sadece merak," dedi ve omuz silkip yanımdan geçip gitti.

Bir insan sadece meraktan bu kadar şey yapamaz...

Yapmamalı.

Daha fazla orada öylece dikilmeyi bırakıp tekrar odaya dönüp kendimi uyumaya zorladım. Uykuya dalmadan önce telefonumdaki saat üç buçuğu gösteriyordu.

GÖKYÜZÜ KAYBOLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin