BÖLÜM*13

88 11 0
                                    

İyi okumalar.

♣️

Gece, uzun geçecekti.

Hissedebiliyordum.

Damla. O kız gittikten sonra bir süre odada ayakta dursam da daha sonra üzerimdeki yeleği çıkarıp koltuğun üzerine indirdim ve kanlı kıyafetlerimle oturdum. Her üç saatte bir demişti. Yeleğimin cebindeki telefonumu çıkarıp saate baktım. 22.30'du, 01.30'da pansumanı değiştirmem gerekecekti. Bakışlarım ona kaydı. Terliyordu. Elleri, yüzü ve yarasının çevresi kurumuş kanlarla çevriliydi. Onun bu görüntüsü, zihnimde anıların pimini çekmek ister gibi duruyordu. Ona daha fazla bakmak istemediğim için oturduğum koltuğa rahatsızca sırt üstü uzandım. Bakışlarım tavanla buluşurken oldukça boş hissediyordum.

Nereye gideceğim?

*Gidecek yerimiz yok Aylina.

Ne yapacağım?

*Sadece kaç Aylina.

Daha fazla dayanabilir miyim?

*Sonuna kadar dayanacağız... Aylina.

Nasıl devam edeceğimi bilmiyordum. Çevremde güvenebileceğim tek bir insan bile yoktu. Beni dinleyecek, anlayabilecek tek biri... Bu insanlar kimdi? Benden ne istiyorlardı? Neden sürekli peşimdelerdi? Neden kaçmaya devam etmek zorundaydım? Ne kadar oldu bilmiyorum ama uzunca bir süre sadece düşündüm. Çünkü tek yapabildiğim düşünmekte. Elimden başka bir şey gelmiyordu. Uzandığım yerde hâlâ tavanda olan bakışlarımı ona çevirdim. Ona baktığımda kaşlarım çatılmıştı.

Uyanık mıydı?

Hayır, uzun süre uyuyacağını söylemişti Damla. Hissettiğim tedirginlikle ayağa kalkıp bir kaç adımda yanına gittim. Terden sırılsıklam olmuştu ve sanırım kabus görüyordu. Başını sallayıp konuşmaya çalışıyordu. Yanakları kızarmıştı. Çekinsem de ona yardım etmek zorundaydım.

O bana yardım etmişti, ne kadar kötü davransa da.

Ayrıca Damla denen kız da ona bakarsam beni buradan götüreceğine dair söz vermişti. Bu yüzden ona yaklaşmak istemesem de elimi alnına koyup ateşine bakmak istedim. Evet, sadece istedim çünkü ateşler içinde yanıyordu resmen. Elimi alnına koyduğum an sıcaklığı hissetmiştim. Ne yapmam gerektiğini düşündüm. İlaç? Hayır hayır, saçmalama. Uyuyor. Uyandıramazdım. Şu an yapabileceğim tek şey ıslak bez ile vücudunu silmek ve serinletmekti. Tamam, evet bunu yapmam gerekti.

Adımlarımı yabancı olduğum evde aşağı kata yönlendirdim. Lambalar yanıyordu neyse ki. Hızla mutfağı bulup dolapları kurcaladım ve içine su katabileceğim bir kap aradım. Sonunda işime yarar bir şey bulduğumda içine su doldurdum ve alıp tekrar odaya döndüğümde su dolu kabı yatağının yanındaki sehpanın üzerine indirip banyoya gittim ve rastgele bir havlu alıp yetecek kadarını kestim. Tekrar odaya döndüğümde mırıldanıyordu. Hemen yanına gidip havluyu ıslatıp sıktıktan sonra, önce kanlı olmayan yerleri silmeye başladım.

Havluyu önce yüzünde gezdirdim. Daha sonra boynunu sildim, havluyu tekrar yıkayıp sıktım ve omuzlarını sildikten sonra ellerini silmeye başladım. Kan, bezle beraber ellerime de bulaşıyordu. Kandan kurtulmak için bezi tekrar yıkadım ve diğer elini tutup onu silmeye başladım. Sonunda ellerindeki kandan kurtulduğunda sadece gözündeki ve yaranın yanındaki kan lekeleri kalmıştı. Bezi suya atıp telefonumdan saate baktım. Saat 12:00'dı. Sadece yarım saat kalmıştı pansuman için. Banyodan suyu değiştirdim ve tekrar yanına döndüm. Göğüsündeki kanları temizledikten sonra bezi kenara indirdim ve masanın üzerindeki pansuman eşyalarından gerekli olanları yanındaki sehpaya getirdim. Eldivenleri elime takıp korkarak da olsa yaranın üzerindeki pansumanı açtım, ona baktığımda kabusundan kurtulduğunu gördüm. Başını hareket ettirmiyor veya konuşmaya çalışmıyordu. Çıkardığım kana bulanmış pansuman bezini kenara koyup batikonu döktüm ve fazla yakmamasını umarak kendimi bakmaya zorlayıp dikişlerin üzerinde gezdirmeye başladım. Ben sürer sürmez acıyla iç çekti ve, "Acıyor." dedi.

Elini yaranın üzerine getireceği sırada son anda elini tutup yana indirdim. Uyanık mıydı? Gözleri kapalıydı. "Bitti." dedim. Elimdeki bezi yaranın üzerinde iyice gezdirdikten sonra havluyu tekrar alıp yaranın etrafındaki kurmuş kanları da temizledim. Gazlı bezle yaranın üzerini kapatıp bandı yapıştırdım ve geri çekelim. Son kez yüzündeki teri sildikten sonra tekrar ateşine bakmak için eğildim. Elimi alnına koyduğumda, "Anne." dedi.

Olduğum yerde kaldım.

"Lütfen gitme. Söz veriyorum uslu duracağım."

Sesi acı çekiyormuş gibiydi. Bu ses tonu nerede duysam tanırım.

"Söz veriyorum anne."

O tekrar konuştuğunda kendime gelip elimi alnından çektim ve doğruldum. Ateşi biraz olsun düşmüştü, şimdilik yapabileceğim tek şey buydu. Uyanırsa ilaç içebilirdi. Odadaki kanlı bezleri ve kanlı suyu alıp banyoya gittim. Bezleri çöpe attıktan sonra suyu döküp yeniden doldurdum. Kesik havlu parçalarından işime yarayacak olan bir tane yanıma alıp tekrar onun yanına gittim. Havluyu ıslatıp sıktıktan sonra alnına yerleştirdim. Daha sonra aşağıya inip mutfaktan bir sürahi su ve bir bardak alıp tekrar yukarıya çıktım. Sürahi ve bardağı sehpaya indirip onun yanına gittim. Dizlerinin üzerine kadar örtülü olan çarşafı boğazına kadar çektim ve alnındaki bezi tekrar değiştirip koltuğa oturdum.

Saate baktığımda 01:30'a geldiğini gördüm. Oturduğum koltuktan kalkıp camdan dışarıya baktım bir süre. Tek tük evler ve oldukça fazla ağaçlık alan vardı. Ormanın içine yapılmış evler gibiydi. Ama çok fazla sokak ve ışıklandırma da vardı. Ve bazı evler harabeye çevrilmiştir. Hatta çoğu harabe gibiydi. Neden böyle bir yerde ev yaparlardı ki?

O gün, buradan yalnız başıma çıkıp gittiğimde o çocukların söylediği şeyler....

'Bu bölgeden tek başına çıkabileceğini mi sandın?'

'Buraya nasıl geldin?'

'Bu bölgeden değilsin, seni daha önce hiç görmemiştim.'

Tüm bunlar ne demekti? Bölgeden kasıtları neydi?

Hiç birini anlayamıyordum ama iyi olmadığı açıkça ortadaydı. Düşünmeyi bırakıp onu kontrol ettim tekrar. Alnındaki bezi kaldırdım ve ateşini tekrar kontrol ettim, biraz daha düşmüştü. Bezi son kez yıkayıp sıktıktan sonra tekrar alnına yerleştirdim ve kendime bir bardak su doldurup içtim. Acıktığımı hissediyorum ama şu an yemek yiyebileceğimi sanmıyordum. Zaten burada yemek yemekte istemiyordum. Boş bardağı yerine indirip koltuğa oturdum. Yorgundum, oldukça yorgun hissediyordum. Kendimi ne kadar uyanık kalmaya zorlasam da bir süre sonra oturduğum yerde uykuya yenik düşmüştüm.

⌛️

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?🌸

Yıldıza basarak oy vermeyi unutmayın lütfen.🫶

GÖKYÜZÜ KAYBOLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin