Seni aklımdan söküp atsam, kalbimden söküp atamam, canım.
Seni kalbimden söküp atsam, bil ki atamamışımdır. Bilirsin, dikenlisin, korkmuyorum ama sırf dikenlerin daha derine batmasın diye dokunmayacağım sana.
Kalbim evindir senin.
İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim.
Yoldan geçerken bakarsın.
Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olmak yetmiyormuş sevgilim.
Aşka değermiş ama kalbe daha çok değermiş.
Bunu bilmiyordum ve eğer bilseydim bile senden gidemezdim. Şimdi diyeceksin ki, ama sen benden çoktan gittin.
Evet, sevgilim, gittim senden ama gitmeme rağmen içten içe vazgeçemedim hem senden hem de bizden.
İçimde bir yerde hâlâ sönmedi o yangın, cayır cayır yanıyor. Cayır cayır seni yakıyor ama sen zaten yangınsın ya sevgilim, sana bir şey olmuyor. Yine ben yanıyorum.
Ellerimden akan kanlar yere damlarken öyle çöktüğümde beyaz fayansa ilk seni düşünüyorum. Ölmeye değecek biri varsa ölmek güzel şeydi ama değmezsin sevgilim.
Ağlamaya da değmezsin, sevmeye ve ölmeye de ama ben hepsini bir tek senin için yaptım, gözüm. Sana ağladım, seni sevdim ve sana öldüm.
Ama sadece sen görme diye senden gizledim.
Uğruna ölmeye değecek biri varsa o sen değilsin, biziz be canım.
Ama uğruna ölmeye değecek biri bile olmasan ben yine sana ölürüm, zehirim. Ama artık olmaz be gözüm, olmaz bizden.
Ne kadar inkâr etsek de biliyoruz ya biz bunu, keşke kabullensek de kurtulsak birbirimizden.
"Eğer bir gün beni içinde öldürmek istersen, Tipsiz," dediğinde göz ucuyla sana baktım. Bu cümle kalbimi o kadar acıttı ki ne yapacağımı bilemedim. "Durma ve öldür beni. Uğruna ölünecek biri değilim ben."
Parmaklarımdaki sigara gibi düştün kalbimin tam ortasına. Şimdi bir izmaritsin sönmeyen orada, çıkan yangının sahibisin, sevgilim.
"İstemem." dedim sertçe. "Neden seni içimde öldürmek isteyeyim?" dediğimde dudaklarındaki o acı bir tebessüme dönüştü.
"Bilmem." dedin. "Ama olur da öldürmen gerekirse, Tipsiz, hiç durma. Ölümüm senin elinden olsun, kalbinde ölmeyi tercih ederim. Kim yuvasında ölmek istemez ki?" dediğinde kaşlarımı çattım.
O zaman ne dediğini anlayamıyordum ama şimdi dönüp bakınca her şey daha açık. Bu gerçek de beni öldürüyor.
"Peki sen beni öldürecek misin?" diye sordum kalbimin ortasında gezinen zehir gibi acıyla. Ne yaptın sevgilim? Gözlerinden zehir mi damlattın yoksa kalbime? "Eğer gerekirse?"
"Benden her şeyi bekle, Tipsiz." diyerek bana baktın. "Ama içimde seni öldürmemi bekleme. Yuvamın katili olmam ama bir katilim olacaksa onun yuvam olmasını isterim." dediğinde hafifçe kaşlarımı çattım sana. Hafifçe tebessüm edip beni kolunun altına çektiğinde kollarımı güçsüzce belinin etrafına doladım.
"Peki ya öldüremezsem seni içimde?" dediğimde bir an duraksadın, hissettim.
"O zaman bana bir şans daha ver, Tipsiz." dedin. "Beni öldüremezsen içinde, beni affetmeyi dene ama biliyor musun, ben olsam affetmezdim beni." dediğinde her şey çok saçma geldi.
Şimdi anlıyorum sevgilim neden öyle konuştuğunu. Her şey çok net şimdi ama keşke olmasaydı.
Her gece ağlıyorum gizlice, biliyor musun? Yatağımın ortasına her gece bir kalp bırakıyorum.
İnsan nasıl vazgeçer canından?
Sana senden vazgeçtim diyorum sevgilim, sırf peşimden gelme ve beni unut diye. Ama sen beni unuttun belki de.
Bir tek ben unutamadım seni.
Bir tek ben öldüremedim kalbimde.
Ah sevgilim, onca şey yaptın bana, şimdi tek yaptığın uzaktan izlemek.
Sen uzaktan izlerken sevgilim, hayatım bir çiçek gibi soluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE BATAN DİKEN
Short StoryKalbim evindir senin. İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim. Yoldan geçerken bakarsın. Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olm...