Deli divane âşığın gözü kör olur derler.
Bu yüzden göremez gerçekleri, bu yüzden her şeyin sonunda o âşık yaralanır ruhundan, kalbinden, avuç içleri ve bileklerinden.
Hislerini kimse anlayamaz, hep göz ardı edilir. Hep aptal sayılır âşıklar, hep kör. Bir tek onu görürler, başlarına baktığında gözleri bile yoktur bu yüzden.
Ben senin uğruna kör oldum.
Sen hiç sana rağmen kör oldun mu?
Yalanlarla yıkanmış bir âşığın gözü kör olurdu. Sen bana hep yalan söyledin ama sana bunu ne zaman söylesem bunu yalanlarsın.
O âşık, yalan olduğunu ne görür ne hissederdi. Tek gördüğü ve tek istediği ona bütün sevgisini verdiğini sanan ama her şeyi yalanlarla bezeyen insandı.
Sana kendimden bile çok güvendim, kalbim zaten kapkarayken senin avuçlarına bıraktım. Onu bir kat daha siyaha boyadın. Söylesene, hak ediyor muydum tüm bunları?
"Ne dersem diyeyim anlamak istemeyeceksin, değil mi?" diye sorduğunda gözlerimi öylece denize dikmiştim. Yine kendimizi gecenin bir yarısı o bankta otururken bulduğumuzda hâlâ kalbim atıyordu.
Sana rağmen.
"Anlamak mı?" dedim alayla gülerek. "Her şey yalandı. bunu sen itiraf ettin. Şimdi sana inanmamı nasıl beklersin?"
"Ben senin yanında hiç olmadığım kadar kendimdim, Tipsiz. Bunu nasıl anlamazsın, nasıl beni zaten sana olan ruhumdan vurursun?" dediğinde gözlerim sana döndü.
Sen beni neyimden vurdun, gözüm?
Tam kalbimden vurdun beni.
"Beni kandırdın, hiçbir zaman kendin olmadın." dedim. "Korkaksın sen." dediğimde gözlerime bakmaya devam ediyordun. Gözlerin bana çok şey anlattı ama konuş, söylediğim her şeyi yalanla istedim.
Yalanlamadın, aksine kabul ettin.
"Senin yüzünden korkaktım ben." dedin kaşlarını çatarak. "Sevgin ağır geldi bana, taşıyamadım, Tipsiz. Ben senin bu denli güzel sevgini nasıl taşıyayım?" dediğinde sertçe yutkundum ve kaşlarımı çattım.
"Taşımana gerek yoktu, Diken. Arkasında dursan yeterdi." dediğimde ağzını açtın ve biliyorum, çok şey söylemek istedin ama o an kalbin o kadar ağır geldi ki nefesin kesildi.
Öylece durdun bir süre çünkü biliyordun, seni ne denli sevdiğimi, ne denli yandığımı, kül olduğumu... Ama kül tekrar yanar mı?
Müslüm Baba yanmaz der ama belki bir ihtimal kül de söndükten sonra tekrar yanmaz mı?
Üstüne benzin atarsan yanar, Diken.
"Ben her zaman arkasındaydım." dediğinde sana baktım. "Sen sadece sana yalanlarımı gördün, hiç doğrularımı görmedin." dediğinde alayla güldüm ve kalbimden kanlar akmaya başladı.
Kalbime binlerce diken batırdın.
Bir kirpi oldun, dikenlerini kalbime batırdın. Hiç ses çıkarmadım.
"Âşığın gözü kör olurmuş, Diken. Yalanları, onun doğruları olurmuş. Senin bütün yalanlarına kördüm, senin bütün yalanların bir zaman benim doğrularımdı." dediğimde derin bir nefes aldın.
"O halde benden vaz mı geçtin de yalanlarımı görür oldun?" dediğinde tam karşıma baktım.
"Hayır." dedim. Çünkü aşıktım. "Sadece gözümdeki at gözlüğünü çıkardım. Yalanlarını görüyor olmam senden vazgeçtiğim anlamına gelmez." dediğimde hemen sesini duydum.
"Ben de dilimdeki yalan yuvasını yıktım." dedin ve bana baktın. "Senin için, artık yalan yok, Tipsiz." dediğinde sadece sana baktım ama kalbimin akıttığı kanlar durmuştu ve kelimelerin kalbime tam yedi dikiş attı.
Yalanlar artık her ne kadar olmasa da bir kere söylenmişti, Diken. Geri dönüşü var mıydı?
"Ama artık yanımda da değilsin." dediğinde gözlerim ellerime indi. "Neden?"
"Sen bana yalanlarından daha ağır şeyler yaşattın." dediğimde gözlerinin bana döndüğünü biliyordum. "Ben yalanların yüzünden değil, yapmak istediğin ama daha sonra tutulduğun ve yapamadığın şey yüzünden gittim." dedim ve sana baktım. "Benim suçum yoktu, Diken. Ben gerçekten hak ediyor muydum bunu?" dediğimde başını ağır ağır iki yana salladın.
"Hak etmedin." dedin ve ne yapacağını bilemeyerek etrafa baktın. "Hiç gelmeyecek misin bana?" dediğinde kaşlarım hafifçe çatıldı.
Eğer sana gelmemi istiyorsan, tüm bunları neden yaptın, Diken?
"Eğer gelip anlatsaydın en başından bana," dedim ve sana baktım. "Eğer ben öğrenmeden sen anlatsaydın ben senden hiç gitmezdim ki, Diken."
Keklik kadınlar hep kirpileri severmiş, öyle derler. Kalbime batan ve beni oluk oluk kanatan kirpisin, Diken. Kirpi gibisin.
Belki sen hiç bana kör olmadın, artık neye inanayım bilmiyorum, Diken. Sen hiç bana kör oldun mu?
Ben sana rağmen, senin yüzünden hala körüm, canım ama sen bunu artık bilmesen de olur. Ne de olsa yoksun, hep uzaktan bakıyorsun.
Hep bana sorardın hiç gelmez misin diye ama sen bana hiç gelmedin ki, gözüm. Söyle ben şimdi nasıl geleyim sana?
Gelemem.
Söyle bana, Diken.
Sen hiç kör oldun mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE BATAN DİKEN
Short StoryKalbim evindir senin. İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim. Yoldan geçerken bakarsın. Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olm...