Yabancılarla konuşan kadınlar bir gün kalbinde ve göğsündeki dikenlerin acılarıyla uyanırlar.
O her zaman, her yabancı iyi değildir, demişti bana.
İnanmamıştım.
Onu tanıdığımda o da bir yabancıydı. Ona iyi ya da kötüsün diyemezdim, değildi ama onu sevmiştim.
Seni o gece tanıdığımda ve bana ilk mesajı attığında göğsüm bir heyecanla burkulmuştu. Hâlâ çok net hatırlıyorum çünkü bana yine yazsan yine aynı hissederim, sevgilim.
Ben iyi biri değilim, karmasını yaşıyorum yaptıklarımın. Ne zaman bitecek bu? Ne zaman göğsümün kafesi zorlanmayı bırakarak huzura erecek, genişleyecek?
Bekliyorum.
O gece seni merakımla darladım belki, bilmiyorum ama tek isteğim iyi olmandı. Beni bırakıp gideceğini düşünememiştim.
O geceyi ölsem bile unutmam, gözüm.
Bizi o kadar kolay kesitirip attın ki sanki kestirip attığın biz değil, göğsümde taşıdığım kirpiydi.
Sen her zaman kirpiydin, gözüm. Bense sana kol kanat geren, acıtsan bile gitmeyen, dikenlerine aldırmayıp bana yaslanıp uyumana izin veren kara kediydim.
Ben sokak kedisiyim, Kirpi. Evinin kapısında durup beni ne alıyorsun ne de kavuyorsun. Belki kelimelerin kovuyor ama o lezâ yeşili gözlerin kovuyormuş gibi bakmıyor.
Yabancılarla konuşma derdi annem. Sen konuştuğum, dikenlerini kabul ettiğim tek yabancıydın.
Yabancılardan kolay kolay vazgeçemezmiş insan, annem iyi bilirdi ve söylerdi bana ama ben hiç inanmazdım ona. Haklıymış.
Keşke haklı olmasaydı.
Gitmedim, Kirpi. Oturdum oraya belki alırsın beni evine de sokak kedisi olmam diye. Sen ev kirpisi misin, gözüm? Bu ev senin değil, sen yangın bittikten sonra buldun onu.
O ev benim kalbim, sevgilim.
Duvarları sahibi olan kirpinin dikenleriyle kaplı, bir yabancı gibi tanıdık.
Avuç içleri ve bileklerim, gözüm.
Bir yabancı kirpinin dikenleriyle kanamış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE BATAN DİKEN
Short StoryKalbim evindir senin. İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim. Yoldan geçerken bakarsın. Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olm...