Ne yeşili severdim ne de karışık çerezlerdeki fıstığı.
Yeşilden nefret ediyorum bile diyebilirdim, rek sevdiğim koyu yeşildi. En sevdiğim çerez fındıktı, hep fındıkları ayırırdım kendime.
Ama bir gün sen geldin.
Yeşili de fıstığı da bana sen bu denli sevdirdin.
Şimdi yoksun ama söylediğin her şey, her zaman ama en çok kafamı yastığa koyduğumda tekrarlanan bir şarkı gibi kafamın içinde. Bana söylediğin iyi ya da kötü hiçbir şeyi unutmadım.
Geçenlerde çok içtim, yumruklarımı göğsümde hissettim. Canım daha çok acıyordu o an, göğsüme vurduğum yumruklar acımı hiç azaltmadı.
Neden diye tekrarladım o gün ama yine hiçbir cevap bulamadım. Söylediklerinle yaptıkların bir değil. Bütün bu yazdıklarım keşke göğsümdeki yangını söndürse, içimdeki sızıyı yok etse.
Gözleri bu satırlarda gezinen, içi yanan sana diyorum, hiç düşündün mü, biz kime bu kadar yandık?
Kim için çabaladık yaşasın diye, kim için gözyaşı döktük her gece yastığımıza ve kim için bu kadar yanık olduk?
Döktüğüm gözyaşları seni sevdiğimdendir, gözüm.
Ellerimde, kollarımda, göğsümde ve sırtımdaki yanık izlerinin her biri yokluğunda daha çok yayılıyor. Yanık nasıl yayılır diyeceksin ama verem gibi bu.
Sevdiğin uzakta olunca insanın ruhunda bile yanık olurmuş.
Ruhum bu yüzden kül olsa da külleri yine birleştirir, yine yanarım, yanık olurum sana.
Belki küçüğüz sana göre, belki atlatırım, unuturum sanıyorsun seni ama sen yokken arkadaşlarımı seni bulmak için ne kadar darladığımı bilmiyorsun.
Sen ölsem bile asla silinmeyecek o izsin göğsümde ve ben bu izden şikayetçi değilim.
Yaşım küçük belki ama yaşıma aldanma, içimde 56 yaşında bir kadın yaşıyor benim. 56 yerinden bıçaklanmış, en çok darbeyi babasından almış.
Ben bu yaşımdayım ama sanki ömrümce aldandım sana.
Atlatamam, gözüm. Söylemesi kolay, yapması imkansız.
Umarım gözlerin bu satırlarda gezinir ve ne hissettiğimi anlarsın, Diken.
İmkansıza hiçbir zaman inanmadım ve bil diye söylüyorum, ben imkansızlara değil zorlara inanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE BATAN DİKEN
Short StoryKalbim evindir senin. İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim. Yoldan geçerken bakarsın. Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olm...