Sevdiğimiz çiçeklerin ne çok anlamı varmış meğer.
Sen hep gülleri severdin ama hangi renk olduğunu hiç söylemezdin.
Keşke söyleseydin de bilseydim, tanısaydım seni. Yalanlarla bezenmek huyunda var, daha ne kadar yabancı olabilirsin ki sen bana?
Bir insanı tanımak isterseniz sevdiği çiçeği sorun ona.
Beyaz gül derse uzak durun çünkü beyaz her zaman iyi değildir.
Beyaz her zaman masum, zarif de değildir.
Beyaz bazen ayrılıktır.
Beyaz gül ayrılık getirir dediler, inanmadım, sevdiği gülü aklımda hep yeşil yaptım.
Gözleri gibi yeşil, onun gibi yangın.
Beyaz gül ayrılık getirir dediler, inanmadım, bütün beyaz gülleri yeşile boyadım ama yağmur yağdı ve gülleri yıkadı.
Beyaz güller bir kan gölünün ortasına sadece masumiyeti anlatıyordu.
Oysaki kimse bilmiyordu beyaz güllerin ayrılık getirdiğini.
Beyaz gül, ayrılıktı.
Beyaz gül, ölümdü.
Beyaz gül, dikenlerle dolu bir kalbin ruhunuza batmasına dayanamamak değil, dikenlerin sizin ruhunuza batmasına dayanmamasıydı.
Ben alışıktım bana dikenlerini batırmasına ama o hep kaçtı. Kalbimi ona verdim, sırtımı ona yasladım ama hep kaçtı ve beni yüzüstü bıraktı.
Yine de kızmadım ona.
Kızamadım sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE BATAN DİKEN
Short StoryKalbim evindir senin. İstediğin zaman gel, gir ama kalamazsın. Benim kalbim bundan sonra sana sadece pansiyon, sevgilim. Yoldan geçerken bakarsın. Kalbim çok ateşlere atıldı; çok kavruldum, çok yandım ve çok kül oldum sana. Ama âşk için bile kor olm...