KALBE BATAN DİKEN

Hepsi Mi Yalandı?

Göğsünün içinde, kaburgalarının kemiklerine dokunan bir kalbin var mı?

Yoktur, canım.

Eğer bir kadın, bir adamı severse katlanır her şeye. Yanlışlarını doğruları olarak kabul eder ve haklı çıkarmaya çalışır kendi içinde.

Bir de haklı çıkaramayanlar var sevdiği adamı. Haklı çıkaramadıkları ilk gece yatağında cenin pozisyonunda, göz yaşları yastığında dalarlar uykuya.

Şimdi ise ellerinde bir sigara ve akıllarındaki o adamla otururlar bir balkonda. Bir ellerinde de rakı... Arkadan çalar Müslüm Gürses, Yıldız Tilbe gelir ardından ve Sezen Aksu son nokta olur kalbine.

Ah bir de Birsen Tezer yok mudur o şarkıların içinde...

O kadar yanar, o kadar kırılır ki kalbiniz katıla katıla ağlarsınız. Göz yaşlarınız çenenize akar, durduramaz ve daha çok ağlarsınız. Kalbinizde sızı kaldığında yüzünüzdeki kurumuş göz yaşlarıyla, elinizde dibi gelmiş ve her an ölebilecek bir sigarayla boş boş bakarsınız sokağa.

Motorsikleti göremezsiniz ve bir damla yaş da onun için akar elinizdeki rakı bardağına.

Üzgünüm ama siz yalansınız.

Biz de öyle.

Ama inanmazlar bazı insanlar ve suçu hep sizde ararlar.

Ben söylemiştim bir yalanın içinde olduğumuzu ama söylediğim şeyi yalanlayan insanlar, aslında en büyük yalan olduğumuzu öğrendiğinde seslerini yuttular.

Bütün yargılamalar ve suçlamalar sustuğunda başladım kendimi suçlamaya. Haklıymışım da.

Ama en büyük suç ondaymış, ben kendimi suçlarken aklıma gelmiyordu oysa.

Beni kazanamaz geri, sizi kazanamazlar geri. O kalp bir yalanla paramparça olduğunda söylenen gerçekler daha çok parçalıyordu ve tuzla buz ediyordu kalbi. Belki de güveni...

Anıların çok anlamı oluyor ama bunlardan sonra hiçbir anlamı yokmuş gibi geliyor. Çünkü biliyorsunuz, hepsi yalandı ve böyle düşündüğünüzde kendinize sorduğunuz soru şu oluyor;

Hepsi mi yalandı?