11- Yaşam İzi

150 23 0
                                    

"Yanmışız, sönmüşüz,
Yine yok kimseler.
Kesmişiz umudun bileklerini,
Kan revan içinde kalakalmışız.
Ama hâlâ yaşıyoruz."


Tarık

Dün, bugün ve yarın da olacağı gibi her şey aynı devam ediyor. Aynı boktanlık, aynı sıradanlık... Bir haftanın sonunda cuma günü mesai saati bitiminde herkese yalandan iyi tatiller demiş ve eve gitmiştim. Korkuluktan farkımın olmadığı hayat denilen bu içine sıçtığımın dünyasında tek değişiklik pili biten saate pil almaktı.
Ha bir de çay sonunda çay da aldım. Mahallenin yokuşuna doğru tırmanırken parkın içindeki yoldan gelen Aylin'i görüyorum. Bir haftadır hiç rastlaşmadığımızı o an fark ediyorum. Beklesem mi yoksa selam verip devam mı etsem diye düşünürken, " Bekle Tarık iyice düdük oldun sen de he " diye söyleniyorum.

Olmayan incilerin mi dökülecek bekle işte. Aylin geliyor yanıma "Merhaba." Diyor gülümseyerek. "Merhaba, nasılsın Aylin çoktandır yoksun ortalıkta." Diyorum. Dilini sikeyim senin Tarık. Oldu olacak bir haftadır cama kapıya baktım bir kere göremedim seni de. Dersin sen Allah'ın patavatsızı.

" Bir haftadır yoğunum aslında, doğru dürüst eve bile gelemedim." Diyor Aylin.
Anladığımı belli etmek için başımı sallıyorum," İş durumu ne oldu? Bulabildin mi?" Diyorum ellerim montumun cebimdeyken. Aylin sağ sola bakınıp parktaki bir noktaya bakarken " Yok, bulamadım henüz." Diyor. " Bulursun umarım." Diyorum sadece ne diyeceğimi bilmeden. Havadan sudan konuşmak da alışık olmadığım bir durum benim. Mustafa gevezelik yapar, dinlerim. Adem abi genelde ciddidir ve onunla oturduğunda ya dertlenip kalkarsın masadan ya da ülkeyi kurtarırsın öyle bir adam. İştekilerin de yüzünü şeytan görsün.

Aylin, ileriye doğru adım attığında ben de onunla adımlıyorum. Parkın olduğu alandan mahalleye doğru yürüyoruz, " Eve geçiyorum ben de seninle yürümemin sakıncası var mı?" Diye soruyorum, yine çok düşünceliyim, yersen.
" Hayır ne sakıncası olsun ben de eve gidiyorum." Diyor gülümseyerek. Yürüyoruz, "Sevgi abla geldi bugün." Diyor Aylin birden. Ona dönüp devam etmesini bekliyorum. "Bir sıkıntı yoktur umarım. İyi bir kiracısın bence." Diyorum gülerek. Aylin de gülüyor, " Bir sorun yok mahallede düğün varmış ona çağırdı ben de kimseyi tanımıyorum." Diyor Aylin. Yüzünde çekingen bir ifade oluşurken.

"Sen biliyor musun kimin düğünü? Israr da etti gelmem için ben de hayır diyemedim." Diye devam ediyor.
Kimin düğünü lan acaba? Diye düşünüyorum sanki ilgilendiğim var da. Sonra bir ara Mustafa'nın bahsettiği düğün olabileceği geliyor aklıma. Nasıl aklımda kalmış diye de şaşırmıyor değilim ben kim, düğün kim.

" Cemal vardı alt yolda bakkalı var onundur." Diyorum. " Sen geliyor musun düğüne?" Diye soruyor Aylin. Gülüp, " Benim o taraklarda bezim yok pek, sevmiyorum." Diyorum.
Sevdiğin bir şey olsun kafamı keserim Tarık.
Uyumsuz herif.

"Anladım." Diyor Aylin. Birden bir çığlık yükseliyor ve ne olduğunu anlayamıyorum. Sonra önümüze atlayan mahallenin delisi Pembe'yi görüyorum. Saçı başı dağılmış halde yüzümüze bakıp gülüyor kahkahalarla.
Aylin' e baktığımda, elini göğsüne koymuş nefesini düzene sokmaya çalıştığını görüyorum. " Korktum." Diyor Aylin.

Pembe" Korkma, korkma zararsızım ben. Bak elimde hiç bir şey yok bak. Vurmam da vurmam." Diye sayıklıyor. "Tamam Pembe, sen şimdi evine git." Diyorum ben de.
"Evim yok benim, evim yok. Yandı, bitti, kül oldu." Diye söyleniyor.

Aylin' e dönüp, " Ben Pembe'yi evine bırakıp geleyim hemen. Sen istersen geç eve, şu iç korktun." Diyorum. Aylin başını sallıyor sadece. Pembe' ye yavaşça yaklaşıp " Bakkala gitmek ister misin?" Diye soruyorum. Mahalledeki herkes onun bakkala gidip bir şey almayı çok sevdiğini bilir. Ben bunu tesadüf eseri öğrensem de işe yarıyor.

HAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin