Bazı anlar hiç unutulmazmış.Bazı sözler kazınırmış insanın hafızasına.Bazen tek bir bakış tüm geleceğini değiştirebilirmiş bir insanın.Keşke bunları Damian'la karşılaşmadan önce de bilebilseydim.Belki o zaman hayatıma yön vermem daha kolay olurdu.Belki şuan bir uçurumun kıyısında oturuyor olmazdım.Değersiz hayatımı sorguluyor olmazdım.Belki o zaman beni gerçekten sevebilecek bir adamla mutlu bir yuva kurmanın hayaline kapılabilirdim.Gerçekler bu kadar canımı yakmazdı.Sevdiğim adamdan kaçmak zorunda kalmazdım.Evlenmek istemediğim bir savaşçıyla zorla evlendirilecek olmazdım.
Eğer şansım benimle iş birliği yapmaya karar verirse Damian beni bulmadan sığınacak bir yer bulabilirim.Gerçi kim neden beni evine kabul etsin ? Diyelim ki kabul edecek iyi kalpli insanlar hala var ne kadar uzun süre kalabilirim ?Belki de kim olduğumu söylemem gerekmeden küçük bir oda kiralayabilrim ? Ya kim olduğumu anlarlarsa o zaman beni teslim ederler mi ? Ya da daha da kötüsü beni Gleann'e mi götürürler ? Acaba babamın yanına dönmek daha mı mantıklı olur ? Doğrusu suanda hiçbir şeyin mantıklı olabileceğini düşünmüyorum.Ama en azından Damian gibi korkup hayallerimden vazgeçmektense savaşmayı sürdürüyorum.Keşke onun için bir anlam ifade etseydi paylaştığımız küçük anlar.Onu bana böyle mühürleyebilirken nasıl olur da onun için bu kadar değersiz olabilirler ki ? Umarım uyanır uyanmaz yokluğumu fark etmez.Bana zaman kazandırmış olur.Gün doğumuna daha 1-2 saat var.Eğer yeteri kadar hızlı olabilirsem kendime sığınacak küçük bir kulübe bulabilirim.Bir gece geçirdikten sonra yoluma kaldığım yerden devam ederim.Genç bir kızın tek başına seyahat etmesini kimse hoş karşılamayacağı için şuan büyük bir tehlike içerisindeyim.Ve itiraf etmek zor da olsa bu beni fena halde korkutuyor.Yolda kaçakçılar,savaşçılar,hırsızlar,suçlular var.Ve bunun gibi insanın tüylerini diken diken edebilecek bir sürü insan olabilir.Ve ben kolay bir yem olabilirim.Ama cesaretime güvenim tam.Hem öyle olmasaydı zaten beni koruması için görevlendirilen adama ihanet edip kaçmazdım.Özür dilerim Damian.Yine başına bela açtım. Umarım bir gün beni affedebilirsin.
Winter engebeli yollardan,yokuşlardan,dönüşü zor uçurum kenarlarından sıkılmış bir vaziyette yerde yatıyordu.Onu böyle görmek beni üzmüştü.Çünkü her ne kadar bunun için eğitilmiş olsa da bu uzun yolculuk onun ilk deneyimiydi.Ve benim çocukluk arkadaşım olduğu için ona kıyamıyorum haliyle.Yanına yaklaştım başının tam tepesine küçük bir öpücük kondurmak için eğildim.Beyaz tüyleri yumuşacıktı.
"Sabret Winter bugünü atlatabilirsek sığınacak güzel bir kulübe bulacağız."
Bu yol güzergahında yolculuların dinlenmesi için kulübelerin varlığından haberdardım.Tek sorun kim olduğum hakkında söylemem gereken yalandı.Şuanda hangi topraklarda olduğumu bile bilmiyordum.Geçtiğim hiçbir yerde nerede olduğuma dair bir iz bulamadım.Öncelikle nerede olduğu öğrenmeliyim sonrası daha kolay.
Babamın sık sık çıktığı yolculuklardan kalan anılarını dinlemek işime yaramıştı.Daha önce hiç geçmediğim yolları,gitmediğim kasaba ve köyleri,güzel manzaraları saatlerce anlatırdı.Ben uykuya dalana kadar başımda bekler ve her gün başka bir macerasını anlatırdı. İngiltere'nin nüfüzlu Baronlarından birisi olmak demek sık sık seyahatlere çıkmak demektir.Toplanacak bir sürü vergi,tanışılması gereken insanlar,katılması gereken düğünler demektir.Böylece bir ay içerisinde en az iki defa yolculuğa çıkmak zorunda kalırdı.Bazen beni de yanına alırdı.Çok ısrar edersem kıyamazdı.Çok nadir anlarda kabul ederdi.Bahanesi hazırdı."Birinin evde kalıp işleri yoluna koyması gerekir kızım."Haklıydı.Keşke bana masal anlatmak yerine beni yanında tutabilseydi.Keşke yabancı bir savaşçı değil beni o koruyabilseydi.İşte o zaman burada olmam gerekmezdi.Hayatımı tehlikeye atmama gerek kalmazdı.
Winter'ın dizginlerini kavradım.Eşyalarımı yeniden yerleştirdim ve verdiğimiz kısa moladan sonra son sürat bilmediğim yollara doğru at sürmeye başladım.2 saate kalmaz yokluğumu fark edeceklerdir.Ve ben arayı ne kadar açarsam benim için o kadar yararlı olacak. Winter'ı biraz zorlamaya karar verdim ve güneş doğana kadar hızımızı azaltmadım.Güneş doğarken her ikimiz de bitkin düşmüştük.Ve su sesini takip ederek Winter'ı dinlenmesi ve su içmesi için küçük bir derenin kenarına getirmeyi başardım.Hem o dinlenirken ben de plan yapmaya koyulabilirdim.Burada uzun süre kalamazdık.İçimde yakalanacağıma dair kötü bir his var ve elimden geldiğince az dinlenerek sığınacak bir yer bulmalıyım.Damian'dan her ne kadar bir adım önde olsam da o buraları benden çok daha iyi biliyordu.Ve yanında onunla birlikte savaşacak askerleri varken onun için güvenlik sorun olmaz.Ama benim için belki de şuan en büyük sorun güvenlik olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Historical FictionO...Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı. Bir kadının aklını başından alabilecek delici mavi gözlere ve güneşle öpülmüş altın sarısı saçlara sahip yakışıklı bir şövalye. O..Aşkı tanımayan,sevgisiz büyümüş bir asker. Damian Leathan.. Bu bir İskoç şövalyeni...