Gün karaydı.Renkler solgun.Damian Leathan için hayat durmuştu.Artık Güneş doğmayacak ve gökyüzü eski rengine kavuşamayacaktı.İçi acıyordu.Doğacak tüm güneşler batmıştı genç adam için.Her şeyin bir kabus olmasını diledi.Kollarının arasındaki sevgilisinin bir kere nefes alması için alacağı tüm nefesleriiden vazgeçebilirdi.
İçinde son bir umut vardı.Küçük bir kırıntıydı.Kral Robert ile beraber at sürerken hala ölen kızın Breanna olmayacağına dair içinde küçük de olsa bir umut vardı.Bu daha çok kabullenememe gibiydi.Sevdiği tek kadın gitmişti.Ölmüştü işte.Her şey ne kadar çabuk olmuştu. Avuçlarının arasından kayıp gitmişti sevgilisi.Onu kaybetmemiş olmak ,İlk tanıştıkları güne dönmek için her şeyini verirdi.Sahip olduğu her seyden vazgeçmeye hazırdı.İstediği tek şey bir mucizenin gerçekleşmesi ve kollarının arasındaki cansız bedene renk gelmesiydi.Daha sıkı sarıldı ona.Bedeninin her yeri yanıklarla kaplanmıştı.Güzel yüzü yanıklar içerisinde kalmıştı.Saçlarının ateş kırmızısı rengi ateşe karşı gelememişti.Onu koruyamamıştı.
Yeşil gözleriyle yeniden ona bakmasını öyle çok istiyordu ki bu canını acıtıyordu.Ölüyordu sanki...Kanıyordu ama hiç dinmiyordu acısı.En büyük acıları bile dinmişti zamanında.Savaşta yüzüne aldığı her yara unutulmuştu.Silinmişti bedeninden.Ama bu yara hiç geçmeyecekti.Çünkü öyle bir yere kazınmıştı ki hiç kimse onu oradan söküp atamayacaktı.Yüreğini kanatmıştı ve kan hiç durmayacaktı.
Damian her şeyin farkındaydı.Kızıl saçlı sevgilisinin saçlarından bir tutam aldı eline...Bu anı hiç unutmamak için saklayacaktı.Sevdiklerini kaybetmemek için saklayacaktı.Bir daha pişman olmamak için..Onu nasıl sevdiğini daima hatırlamak için...
Herkesin önünde ağlıyordu genç adam.Herkese rağmen sevdiği kadının ölümüne ağlıyordu.Canı acıyordu ve hıçkırarak isyan ediyordu.Tüm askerlerinin önünde ağladı.Herkes öyle şaşırmış ve dehşete düşmüştü ki kimse Gleann'in geldiğini görmemişti bile.Damian'ın Breanna'ya nasıl yoğun duygular beslediğini öğrenmişlerdi.Ama her şeyden öte onları şaşırtan şey Damian'ın gözyaşları olmuştu.Kimse daha önce böyle bir manzarayla karşı karşıya gelmemişti.
Olayı duyup gelen halk çok üzgündü.Bazı çocuklar ve kadınlar gözyaşlarına hakim olamıyordu.Tanımadıkları biri için gözyaşı döküyorlardı çünkü liderleri o kız için ağlıyordu.Damian'ı herkes severdi bu yüzden onun sevdiği kadın da onlar için özeldi.
Gleann bu gördükleri karşısında kendini gülmemek için zor tutuyordu.Hayatı boyunca hep bu anı beklemişti ve nihayet Damian'ı yıkılmış halde görüyordu.Her şey bir yana şuan bile öyle tatmin olmuştu ki başka hiçbir şey umrunda değildi.Yaptığı her şey ortaya bile çıksa bu ana değerdi.Bu gördükleri ona bir ömür yeterdi.
Hiç kimseye hiçbir şey belli etmemek için odaklandı.Ve yıllarca biriktirdiği öfkesini Damian'a yönlendirip kalabalığın içinden sıyrıldı ve Damian'ın yanına geldi.Herkes olanları nefeslerini tutup izliyordu.Kalabalık öfkenin delici kokusunu almıştı ve birazdan olacakları tahmin edebiliyorlardı.
Gleann atından indi ve Damian'a doğru koştu.Belinden kılıcını çıkardığında kalabalıktan sesler yükseldi.Ama Gleann'in narasını bastıramadılar.Dakikalar içerisinde Gleann'in kılıcı havada yay çizdi ve Damian'ın başını gövdesinden ayırmak üzereyken Ailbert kılıcıyla onu durdurdu.Adair de Ailbert'e katılınca Gleann iki askerin arasında kaldı.Onlara Damian'ın diğer askerleri katıldı ve hem Gleann hem de bir kaç kişiden ibaret askerleri ortada kaldı.
Damian hiçbir şeyi fark edemeyecek kadar yıkılmıştı.Ölüm şuanda umursayacağı son şeydi.Ama içinde aniden öfke belirdi.Breanna eğer onunla evlenmek zorunda kalmasaydı suan hayatta olurdu.Belki onunla olmazdı ama yaşıyor olurdu.Ailesinden ayrılmamış olurdu.Breanna'yı ıslak toprağa bıraktı.Başının üstünü öptü.Onunla son kez konuştu.
"Her şey için öyle geç kaldım ki...Sana seni sevdiğimi bile söyleyemedim.Affet beni sevgilim."Gözyaşlarına daha fazla yer yoktu.İçinde yeşeren öfke tüm bedenini ele geçirdi.Ailbertten kılıcı aldı.Gleann istediğini alacaktı.
"Ailbert ve Adair çekilin.Gleann'i son kez yeneceğim." Dedi Damian. Ailbert ve diğerleri çekildi Gleann de kendi adamlarına başıyla onay verdi.Ve onlar da çekildi.Kimse çıt çıkarmıyordu.Herkes tüm dikkatini iki savaşçıya vermişti.
"Benim karım senin yüzünden öldü Damian.Ona aşık olduğunu ne zaman söylecektin ? Benim evleneceğim kadına,koruyuculuğunu yapmak için görevlendirildiğin kadına mı aşık oldun? İnsanlar sana nasıl güvenecek artık ? Peki ya halkın ? Onlar sözüne güvenilmeyen bir adamın yöneticiğilini nasıl kabul eder ? Yolun sonu geldi Damian.Bunu ödeyeceksin." Dedi Gleann.Sesi öyle sert ve acımasızdı ki insanları etkisi altına almıstı.Herkes söylediklerinde haklı olduğunu düşünmeye başlamak üzereydi.
"Beni yargılayacak son insansın.Masum insanları katlettin, kadınların ve çocukları gözünü kırpmadan öldürdün.Şerefsizin tekisin.Şimdi çek kılıcını.Kılıcın konuşsun." Dedi ve Gleann'e doğru gözle görülmeyecek kadar hızlı bir darbe savurdu.
Gleann onun kılıcını son anda havada kavradı.Sesler duyuluyordu.Ama iki liderin de kılıçları görünmeyecek kadar hızlıydı.Güneş ışığının altında Damian'ın saçları bir aslanın yelesi gibi duruyordu.İnsanlar ülkede Damian kadar iyi kılıç kullanan kimsenin olmadığını biliyordu.Bu yüzden halk Gleann'in kazanamayacağını biliyordu.
Damian kılıcını Gleann'in bacaklarına savurdu.Gleann'in sağ dizine darbe geldi ve kan akmaya başladı.Kesik sadece caydırıcı ve dikkat dağıtıcı olması için atılmıştı.Damian onu öldürmek değil süründürmek istiyordu.Kral onları izliyordu.Ve müdahale etmiyordu.Çünkü Gleann'in buna hakkı vardı.Madem savaş istiyordu Kral buna karşı çıkmayacaktı.
Gleann'in dikkati dağıldı çünkü bacağı ona yük oluyordu.Damian bu andan istifade ederek aniden Gleann'in kılıcını düşürmek için bileğine bir darbe daha indirdi.Bu sefer kan daha şiddetliydi ama işe yaramıştı kılıç düştü.Ve Damian rakibi fark etmeden Gleann'in arkasına geçti.Kılıcını boynuna dayadı.Herkes onu öldüreceğinden emindi.Tam o esnada Kral gür sesiyle bağırdı.
"Kral'ın olarak sana emrediyorum.İndir kılıcını asker." Damian duymamış gibiydi.Gözleri Breanna'ya odaklanmıştı.Öyle hüzünlü bakıyordu ki.Herkes genç adamın acısını hissetti.Sonra gözlerinden öfkesi okunucak kadar Gleann'e çevirdi sert bakışlarını.Kral'ı duymuştu.Ama dinlemeyecekti.
Kılıcın ucu Gleann'in boğazında ince bir çizik açtı.Kral tekrar bağırdı."Eğer şimdi durmazsan okçulardan birinin hedefi olacaksın." Dedi.Gleann içinden lanet okudu.Kurtulmak için ona ihtiyacı yoktu.Bunu bilerek yapmıştı zaten.Öldürmek değil onu yaşadığına pişman etmek istiyordu.Ama bunu kılıcıyla değil.Stratejisiyle yapacaktı.
"Bırak onu Damian.Evleneceği kız senin koruman altındayken kaçtı.Sinirlenmesi normal.İstediği şey bir duelloydu ve oldu.Kaybetti.Daha fazla hak iddia edemeyecek bırak onu." Dedi Kral.Sesi ikna etmek için daha da sertleşmişti.Ve istediğine ulaştı.Damian geri çekildi.Gleann ona döndü.Ve iki lider gözgöze geldi.
"Seninle evlenmemek için kaçtı.Bu benim değil senin suçun.Bir daha karşıma çıkma.Çünkü çıkarsan eğer beni engelleyecek bir Kral olmayacak.Şimdi adamlarını da al siktir git." Dedi Damian.Öfkesi öyle şiddetliydi ki Gleann kendisiyle gurur duydu.Nihayet onu sinirlendirebilmişti.Nihayet öfkesini kontrolden çıkarabilmişti.
Boğazından ve bacağından kan akıyordu.Bunun için eğitilmişti.Dayanıklı olmak için.Akan kanları umursamak istemiyordu.Ama yara izlerinden nefret ederdi.Bir an önce buradan gidip yaralarını şifacısına göstermesi gerekiyordu.
"Acele etme Damian.Her şey daha yeni başlıyor.Öfkeni kontrol altına alsan iyi edersin." Dedi Gleann ve kendinden emin o gülüşüyle sırıttı.Sonra da Kral'a selam verip gitti.
"Bir dahaki sefere Kral'ın arkasına saklanıp ne kadar korkak olduğunu bu kadar belli etmezsin umarım."dedi Damian.
Gleann atına atlayıp gitti.İngiliz baronu Breanna'nın babasının İngiltereye gittiği haberini Kral Robert"a söylemeyecekti.Büyük bir orduyla baş etmek zorunda kalması kötü olacaktı.Tekrar kendisiyle gurur duydu.Ve güldü.Damian'ın kılıcı onunkinden iyi olabilirdi ama zekasına güveniyordu.Her şeyi kusursuz bir şekilde planlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Tarihi KurguO...Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı. Bir kadının aklını başından alabilecek delici mavi gözlere ve güneşle öpülmüş altın sarısı saçlara sahip yakışıklı bir şövalye. O..Aşkı tanımayan,sevgisiz büyümüş bir asker. Damian Leathan.. Bu bir İskoç şövalyeni...