Kral'ın şehrine dönmek sandığımdan daha zor olmuştu.Hiç durmadan at sürdüm.Kalenin kapısından girer girmez ne kadar yorulduğumu fark ettim.Ama şuan umursayacağım tek şey Breanna. Düşünebildiğim tek şey Breanna ve onun güvenliğiydi.Her dakika aklımda olması bazen kendimi çıldıracakmışım gibi hissetmeme sebep oluyor.Sanki onu bulamazsam yaşayamayacakmışım gibi...Ona ihtiyacım var.Onun bana ihtiyacı olduğundan daha fazla benim ona ihtiyacım var.Kollarımın arasında huzurlu ve güvende olmasına ihtiyacım var.Şuan nerede bilmiyorum.Ama onu bulmak için daha fazla vaktimin olmadığını biliyorum.Onu bulmak için tüm ülkeyi karış karış gezen ve izini süren adamlarım var.Her biri benim için canını verecek adamlar.Elbette Breanna'yı bulmam için ellerinden geleni yapacaklar.
Kral'a haber vermek için yardımcılarından birine seslendim.Beni beklediğini söyledi ve içeri girdim.Hızlı adımlarla yanına yaklaştım ama ne söyleceğime dair ufacık bir fikrim bile yoktu.Nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum.Breanna ile aramızda geçenleri anlatmalı mıyım bilmiyorum.Tamamen dürüst olmam gerektiğini farkındayım.O Kral.Ona yalan söylemek başımın vücudumdan ayrılması demek.Ve ben başımın vücudumda olmasından gayet memnunum.Ama tamamen gerçekleri anlatmak da bir bu kadar tehlikeli.Çünkü benim olmayacak bir kadına dokundum.Başkasıyla evlenmesi gereken bir kadına aşık oldum.Ve bu olaylar benim onun koruyuculuğunu yaparken başıma gelmesi her şeyi daha da zorlaştırıyor.Derin bir nefes aldım.Temiz havaya ihtiyacım vardı.
"Konuşmayacak mısın Damian ? Nasıl bu kadar erken dönebildin ? Kızı getirdin mi ? " dedi.Yüzünde tebessüm vardı.Ve birazdan çıldıracaktı.Kendimi cesaretlendirmek adına yumruklarımı sıktım.
"Maalesef kız yanımda değil Kral 'ım." dedim ve istemsiz olarak yüzümü yere eğdim.
"Ne demek yanımda değil ? Seninle değilse nerede bu kız ? " dedi ve oturduğu yerden bir hışımla kalktı.
"Bir kere kaçtı.Eşkiyaların elinden kurtardık.Akıllandığını düşünmüştüm.Ama biz uykuya dalar dalmaz tekrar kaçtı." dedim.
"Sizi savaşmak için eğittim ben.Bir kıza mı sahip çıkamıyorsunuz ? Bu görevi bilerek sana verdim.Ülkedeki en güvendiğim adam sen olduğun için.Şimdi nasıl bulacağız biz o kızı ?" dedi ve sanki omuzlarına ağırlık yüklenmiş gibi çökmüş bir vaziyette tahtina tekrar oturdu.
"Beni bağışlayın Kral'ım.Ben ve adamlarım ülkenin her yerinde onu arıyoruz.İz sürmeyi iyi bilen adamlarım var.Onları da benimle götürmüştüm.Onu bulmayı sizin kadar çok istiyorum."
"Bu görev artık senin değil Damian.Kendi kalene geri dön.Bu işle bizzat kendim ilgileneceğim." dedi son derece sinirli gözüküyordu.
"Kral'ım bu benim görevimdi.Ve başarısızlığa uğradım.Bırakın bu görevi sonlandırayım.O kızı bulmam gerekiyor." dedim sesimi kontrol etmeye çalışsam da titremişti.
"Sana ne diyorsam onu yapacaksın Damian.Gleann'in bu olaydan haberi var mı ?" dedi.Bu konu hakkında düşünmemiştim.Çünkü Breanna'yı bulduğumda Gleann'in değil benim olacaktı.
"Hayır.Haberi yok." dedim.Ve yumruklarımı sıkmak sadece geçici bir çözümdü.O herifi imkanım olduğunda öldürmeliydim.Kral yanındaki korumasına Gleann'in Breanna'nın kaçtığını öğrenmeden buraya getirilmesini söyledi.Ve tekrar bana döndü.
"Bir kaç saate burada olur.Bana değil ona hesap verirsin.Senin dikkatsizliğin yüzünden karısını kaybedebilir.Umarım konunun ciddiyetini farkındasındır.Bir kadınla başa çıkamayan bir adama ordumu nasıl emanet edebilirim Damian ? " dedi.Ve ses tonu gittikçe rahatsız edici bir şekilde artmıştı.
"Haklısınız Kral'ım.Ama kaçmak isteyeceğini düşünmemiştim.İzin verin bu hatamı telafi edeyim.Kaleme geri dönemem.O kızı bulmam şart." dedim.Buradan uzaklaşamazdım. Breanna'nın bana ihtiyacı vardı.Ve benim de onu bulmaya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Historical FictionO...Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı. Bir kadının aklını başından alabilecek delici mavi gözlere ve güneşle öpülmüş altın sarısı saçlara sahip yakışıklı bir şövalye. O..Aşkı tanımayan,sevgisiz büyümüş bir asker. Damian Leathan.. Bu bir İskoç şövalyeni...