Breanna Scarlett
Kac saat uyudugumu anlamak zor ama Gunes cadirin icerisini isil isil parlatmaya yetecek kadar gunduz olmaliydi.Cadir mi ? Olamaz.Damian beni kendi cadirina getirmis olmali.Beraber uyumus olamayiz degil mi ? Tamam kabul ediyorum dün aksam birazcik yakin davranmis olabilirim ama bu ona benimle uyuma hakkini kesinlikle vermez. Hem ona hala kizginim cadirini genc bir bayana verip disarida uyumasi gereken oydu. Onun yerine geceyi disarida geciren ben olmustum.Her ne kadar ekoseli kumasini uzerime birakmis olsa da hala olmasi gerektigi kadar kibar bir erkek degil.Belki ilerleyen zamanda genc bir bayana nasil davranmasi gerektigini ogrenir.
Yerimden kalkip bacaklarimi esnettim.Dun o kadar cok aglamistim ki gozlerimin balon baligi gibi sistiginden adim gibi eminim.Hicbir zaman guzel oldugumu iddia etmem ama cok uyudugum ya da agladigim zamanlar kadar cirkin olamam.
Keske bugunu atlayip yarina gecebilsek.Damian 'i gormek istemiyorum.Hele ki su halimle beni gormemesi daha iyi olurdu.
Cadirdan disari ciktigimda Damian ve askerleri kucuk bir atesin yaninda et pisiriyorlardi.Yemegin kokusunu duydugumda ne kadar aciktigimi fark ettim.Bir gunden daha uzun suredir yemek yemiyordum ve karnim da bana katilirmiscasina guruldadi.Kendi kendime gulumsedim.Ve askerlerin yanina dogru yurumeye basladim.
Damian beni gorur gormez hizli adimlarla yanima geliyordu.Diger askerler uyandigimi fark etmemislerdi.Herkes buyuk bir istahla kendi paylarina dusen cubuklarindaki etleri pisirmekle mesguldu.Acaba bana da birazcik ayirmislar midir ?Gunlerdir sebze ve meyve yemekten bikmistim.
Damian yanima geldiginde gulumsuyordu ama gozlerindeki endiseyi gorebiliyodum.Bir insani bu kadar kisa zamanda tanimak hic bana gore degil ama bu adam cok farkliydi.Sanki yillardir benimleymis gibiydi.
"Bugun nasil hissediyorsun ?" Diye sordugunda kendi dusuncelerime dalmistim.
"Sanirim daha iyiyim.Eger bir seyler yersem daha iyi hissedicem.Cok aciktim." Karnimdan gelen sesler her seyi aciklamaya yetti zaten.Yanaklarimin kizardigini hissettim.Damian hafifce gulumsedi.Ve koluma dokundu.
"Bugunku menumuzde kuzu eti var.Vucudunun ete ihtiyaci var buyuzden sen uyurken avlanmamiz gerekti."Cevap vermemi bekler gibi basini hafifce yana egdi ve yeniden gulumsedi.
Cumlesini bitirene kadar gozlerini inceledigimi fark etmemistim.Nasil bu kadar farkli bir renk olabiliyordu.Mavi degildi yesil degildi kahverengi kesinlikle degildi.Her rengi icinde barindiriyordu.Lacivert demek istemiyorum.Yeni bir isim bulucak kadar guzel bir mavi.Ne dedigini duymamam tamamen bu farkliligin sucuydu.Bu kadar sık gulumsedigine gore her zamanki huzursuz tavirlarina geri donmeyecek demek ki.
Ben de gulumsedim ve kolumun uzerindeki eli yavasca avucumun icine kaydi.Gozlerimin saskinliktan daha da buyudugune yemin edebilirim.Daha once elimi tutmamisti ve bir askerden beklenmeyecek kadar kibar bir tutusu vardi.Gerildigimi hissetmis olucak ki elini elimden ayirdi ve sacina goturup hafifce dagitti.Bu goruntusu oldukca hostu.Sari saclari guneste parliyordu.Bir tutami alnina dustu.Saçları kulaklarının hemen altına kadar uzanıyordu.Ne çok uzun ne de kısaydı.Bir anligina yuzunde kucuk bir cocugun masumiyetini gordum.Bugun bana neler oluyordu boyle ?
"Gozlerin ne kadar sismis.Uyku sana yaramiyor Breanna." Ailbert hem benim hem de diger askerlerin dikkatini kendi uzerine cekmisti.Muzipce gulumsuyordu.Gulusune karsilik verdim.
"Cok uyudugum ya da hic uyumadigim zamanlarda boyle olur maalesef.Bu goruntuye katlanmak zorundasiniz uzgunum." Dedim ve gruptan gulusme sesleri duyuldu.Neden bu kadar gulduklerini anlamadim.Ve Alibert'in yanina oturdum.
Alex elindeki cubugu bana dogru uzatti ve yakisikliligini daha da ortaya cikaricak bir gulumsemeyle "Her halinle buyeleyicisin." Dedi.Ve goz kirpti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Historical FictionO...Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı. Bir kadının aklını başından alabilecek delici mavi gözlere ve güneşle öpülmüş altın sarısı saçlara sahip yakışıklı bir şövalye. O..Aşkı tanımayan,sevgisiz büyümüş bir asker. Damian Leathan.. Bu bir İskoç şövalyeni...