Bölüm sanırım baya uzun oldu umarım okurken zevk alırsınız öptüm
......
"Anlayabildin mi?" Gözlerimi ekranda duran sorudan ayırarak Batı'ya baktım. "Evet evet anladım fakat o dördün nerden geldiğini kaçırdım." Dedim gözlüğümü tutarak. Saatlerdir Batı zoom üzerinden bana kimya anlatıyordu. Onun sayesinde az çok bir şeyler kapmıştım.
"Şimdi anladın mı?" Diye sordu. Bir süre durdum. Alık Selin'in yine dikkati dağılmıştı. "Evet evet anladım." Dedim kafamı sallayarak. Bir süre yüzüme baktıktan sonra kafasını eğerek gözlüğünün üstünden bana şüpheyle baktı. Bende aynısını yaparak ona baktım. Bunu yapmamla dayanamayarak güldü.
"Anlamadıysan tekrar anlatabilirim." Dedi. "Daha demin dikkatim dağıldı kusura bakma anlatabilirsen çok mutlu olurum." Dedim utana sıkıla. "Önemli değil olabilir böyle şeyler." Dedi ve tekrar soruyu anlattı. Gerçekten iyi anlatıyordu. Soruyu anlatmayı bitirdikten sonra "Şimdi anladım sağ ol." Dedim. Gülümseyerek "rica ederim." Dedi.
Gözlüğümü çıkardım ve yerimde gerindim. "Yoruldun sanırım istersen kapatalım dinlen biraz." Dedi. Elimi hayır anlamında sallayarak "hayır dur, kapatma konuşabiliriz eğer istersen." Dedim. Onunla konuşmak istiyordum çünkü onu tanımak istiyordum. Birbirimizi tanıma zamanının geldiğini düşünüyordum. Biraz duraksadı ve gülerek "Tamam konuşalım." Dedi ve elini yanağına yasladı.
İkimizde biraz sessiz kaldık. O benim konuşmamı bekliyor, bense konuyu nerden açacağımı düşünüyordum. Sessizliği bozarak "mesajlaşırken bana kendimden bahsetmemi istemiştin ama sen hiç kendinden bahsetmedin." Dedim. "Kendimden bahsetmemi mi istiyorsun?" Diye sordu. Kafamı salladım.
"O zaman şöyle yapalım kendimizi birbirimize yeniden tanıtalım çünkü bende seni çok tanıyamadım." Dedi. "Tamam o zaman ben Selin." Dedim kameraya elimi uzatarak. Gülerek "bende Batı." Dedi aynısını yaparak.
"Peki Batı neler yapmaktan hoşlanırsın?" Diye klasik bir soru sordum. "Yani arkadaşlarla zaman geçirmekten, müzik dinlemekten, maç izlemekten bir de eğer entel kız avcısı damgası yemeyeceksem kitap okumaktan hoşlanırım." Dedi. Gülerek arkasındaki büyük kitaplığı işaret ettim. "hepsini okudun mu?" Diye sordum. Baya fazlalardı. Kafasını evet anlamında salladı.
Biraz düşündükten sonra yeni bir soru sordum. "En sevdiğin ders gerçekten kimya falan mı?" Dedim. Gülerek "hayır tabi ki kimya değil." Dedi bunu duymamla bende güldüm "fizik." Demesiyle gülüşüm asılı kaldı. Neyse benim açımdan fizik daha makuldu. Newton gör bu çocuğu. Aynen adam dirildi kalkıp alkışlayacak şimdi.
"Selimlerle lisede mi tanıştın?" Diye sordum. Kafasını hayır anlamında sallayarak "ortaokulda tanıştık." Dedi. "Nasıl tanıştınız Peki?" Kafasını yan yatırarak bana bakmaya devam etti "ortaokulda aynı okuldaydık ama birbirimizden kopuktuk. Hatta ben onlara gıcık oluyordum. Demir ergenliğin verdiği özgüvenle ortada dolaşırdı, Selim-" Dedi ve düşündü "Selim yine aynı Selim'di. mutlu, hiçbir şeyi takmayan, şen şakraktı. Asıl ilginç olansa Bade ve Nilay ortaokulda kavgalıydı. Nedeni ise kantin masasıydı. Bense okulun çalışkan öğrencisiydim. Kimseyle iletişim kurmazdım, sessiz sakin bir tiptim. Tabii biraz da sinir bozucuydum. İnsanların söylediklerine kulak vermez, onları görmezden gelirdim. 8. Sınıfta müdür bütün sınıfları karıştırdı. Beşimiz de aynı sınıfa düştük. İlk başta hepimiz birbirimize gıcık oluyorduk. Sonra bir gün Bade ve Nilay baya büyük bir tartışma yaşadılar, hatta saç başa kavga ettiler. Tabii bende sınıf başkanıyım ayırmam gerek. Girdim araya, ayırdım ikisini, Dedim çocuk musunuz falan o kadar şey söyledim. Bade o sırada bana 'sen git dersini çalış 90 falan alırsın, ağlama sonra.' diyince sinirlendim bende ona zamanın gerektirdiği veletlikle 'en azından not alabilecek bir beynim var.' dememle Demir ordan 'kızla nasıl konuşuyorsun lan sen?!' diyip bana saldırdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
not yardımı/texting
ChickLit05** *** 0987: sorması ayıp Selim değilseniz siz kimsiniz? Siz: ben Selin Siz: sanırım arkadaşınızla isimlerimiz benzediği için bir yanlışlık olmuş yanlışlıkla ben gruba eklendim 05** *** 5609: bu kadının da bir işi düzgün değil Siz: yalnız ayıp o...