46

11.4K 901 163
                                    


"Hadi bak bu son." Dedim çatalın ucundaki pastayı Batı'ya uzatarak. "Selin'im vallahi şiştim patlayacağım. Her şeyi bana yedirdin zaten. Sen ye." Diyerek itiraz etti. "Ya bir lokma kaldı, ye işte." Diye itiraz ettim. Ağzını sıkıca kapattı ve kafasını iki yana salladı. Sinirle "iyi, yemezsen yeme!" Dedim ve kendim yedim.

Batı'yla pikniğe gelmiştik. Sabah sabah kafama esmesiyle bir anda bir şeyler hazırlamıştım ve dışarı çıkmıştık. Selimler gideli nerdeyse bir hafta olmuştu. Giderken salya sümük ağlamıştık. Giderken, artık her ay geleceğini hatta üniversite tercihlerini burda yapacağını söylemişti. Batı'ya bunları duyması ile inme inmişti.

Ağzımdaki lokmayı bitirdikten sonra Batı'nın bağdaş kurduğu bacağına kafamı koydum. Bunu yapmamla ellerini saçlarımda gezdirdi. Derin bir nefes aldım ve gülerek "bugün çok güzeldi." Dedim. "Evet güzeldi. Daha da güzelleşmesi için biraz test çözebiliriz." Dedi çantasını göstererek. Bunu yapmasıyla bir elma dilimi alıp ağzına tıkadım.

Üniversite sınavı yaklaşıyordu. Evet bende heyecan vardı fakat Batı'da daha cok vardı. Her fırsatta bana ders çalıştırıyordu. Bense rahattım. Bu sene hazır olduğumu düşünüyordum çünkü verimli çalışmıştım. Tabi bunda Batı'nın çok büyük payı vardı.

"Sınav yaklaşıyor Selin." Gözlerimi kapattım. "Evet ama nedense sen benden daha heyecanlısın." Dedim. "Ben sadece senin için en iyisini istiyorum." Dedi ellerini saçlarımda gezdirirken. "Daha hedefim bile yok." Dedim omzumu silkerek.

Kısa bir sessizliğin ardından. "Selin, gastronomi okusana." Dedi. Bunu demesiyle gözlerimi açtım ve ona baktım. Söylediği şeyi düşündüm. Yemek yapmayı seviyordum. Hatta boş zamanlarımda yaptığım tek şey olabilirdi. Bundan zevk alıyordum. Çok iyi bir fikirdi. Bir kere fikir yemek üzerineydi. Daha iyi bir şey olamazdı.

Heyecanla dizinden kalktım ve bağdaş kurarak karşısına oturdum. Sevinçle "neden olmasın!" Dedim ve yaklaşarak kafasını öptüm. "Neler çıkıyor bu kafadan ya?!" Dedim heyecanla. Çantasından kitabı çıkardı ve bana baktı. "Tamam tamam, hadi çözelim." Evet pikniğe diye çıkıp test çözen bir biz varızdır. Olsun Batı'yla buna da razıydım. Ben Batı'ya hayır diyemiyorum Seda abla.

Bir saat sonra artık beynim yeter sinyalleri vermeye başlamıştı. Bünye kaldırmıyordu. Yerimde gerindim ve "yeter bu kadar. Bünyeye ters daha fazlası." Dedim ve elimdeki kalemi bıraktım. "Tamam şu testi de bitirelim." Dedi sayfayı göstererek. Oflayarak ona baktım. Aklıma gelen fikirle güldüm. "her soruya bir öpücük. Yoksa olmaz."

"Sen yılan." Dedi işaret parmağını bana doğru sallarken. Herkes ekmeğinde aslan parçası. "Kabul." Dedi. Hemen kalemi elime aldım ve soruya baktım. Matematik sorusuydu. İlk başta soru bana, ben soruya baktım fakat aklıma gelen öpücükle kalemi oynatmaya başladım. Ne olursa olsun soruyu çözmeliydim.

Bütün matematik bilgilerimi ortaya dökerek soruyu yaptım ve cevap anahtarına baktım. Doğru çıkmasıyla kalemi kitabın üstüne bırakarak yanağımı Batı'ya yaklaştırdım. Önce gözlerini kısarak bana baktı ve daha sonra yanağımı öptü. Derin bir nefes alarak "zafer çok güzel bir şey." Dedim.

Kalemi elime alarak diğer soruyu yaptım. Onu da doğru bulduktan sonra diğer yanağımı yaklaştırdım. Orayı da öptü. Hemen bir soru daha çözdüm. Bu sefer gözlerimi kapatarak yüzümü ona yaklaştırdım. Güldü ve bu sefer dudağımı öptü ve hızla geri çekildi. Yüzümün her yerini öpene kadar test çözdüm. Bence mükemmel bir taktikti. Ömrüm boyunca böyle ders çalışabilirdim.

Artık gitmemiz gerektiğini düşünerek toparlanmaya başladık. Batı piknik sepetini koluna taktı ve elimi tutarak yürümeye başladı. Şuan çok tatlı görünüyordu. "Bugün çok verimli bir gündü." Dedim yürümeye devam ederken. Batı kafasını salladı. "Evet, her açıdan." Dedi imayla. Bu imasına güldüm. Evet, her açıdan çok verimli geçmişti.

Aklıma gelen şeyle durdum ve "ben sana şey söylemeyi unuttum!" Dedim şaşkınlıkla. "Neyi?" Diye sordu. "Annem seni yemeğe çağırıyor." Dedim ve devam ettim. "Babamla birlikte." Batı gözlerini kocaman açtı. "Selin bu şimdi mi söylenir?!"

"Unutmuşum ben onu." Dedim sessizce. "Baban bizim sevgili olduğumuzu biliyor mu?" Diye sordu. Omuzlarımı silktim. "Galiba. Annem atlattıysa biliyordur." Batı şaşkınlıkla bana baktı. "Annen bizim sevgili olduğumuzu biliyor mu?!" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Ne zaman öğrendi?" Dedi. "Bize geldiğinizde."

Derin bir nefes aldı. "Selin, ya baban beni sevmezse." Gülerek diğer elini de tuttum. "Saçmalama Batı, neden sevmesin?" Dedim. "Ne bileyim. Babam soğuktur falan diyordun. Öyle çok insanla muhatap olmaz diye anlatıyordun." Evet babam öyle bir insandı ama Batı'yı seveceğine emindim. Yani Batı sevilmez mi?

"O tanımadığı kişilere karşı öyle. Seni tanıyınca sever. Güven bana." Dedim onu rahatlatmak için. Ofladı ve "insallah öyle olur Selin." Dedi. Gülerek "olur, olur." Dedim ve yürümeye devam ettik. Duyduğum "Batı!" Sesiyle ikimizde o tarafa döndük.

Bir kız ve bir erkek bize doğru geliyordu. Batı gülerek onlara baktı. Yanımıza geldiklerinde Batı ikisiyle de tokalaştı. "Naber?" Diye sordu erkek olan. "Iyi sizden?" Dedi Batı da. "Bizden de iyi." Kız Batı'ya bakarak "yeri gelmişken, Batı verdiğin notlar çok işimize yaradı çok teşekkür ederim." Dedi gülerek. Sanırım Batı'nın üniversiteden arkadaşlarıydı.

"Ne demek." Dedi Batı gülerek. "Cumartesi Buraklarda buluşacağız gelsene." Dedi erkek olan. "Maalesef gelemem, o gün önemli işlerim var." Dedi Batı. O gün benimle buluşacaktı. Yani ben onun için önemli bir iştim. Şimdi sen bana canım mı demek istedin?

"Tüh ya, başka zamana artık." Dedi ve bana baktı erkek olan. "Sizi tanıştırmadım." Dedi Batı ve beni göstererek "Selin, sevgilim." Dedi. Gülerek ikisine baktım. "Memnun oldum, bende Cenk." Dedi erkek olan. Daha sonra "bende Aylin." Dedi kız. "Bende memnun oldum." Cenk biraz şaşkınlıkla Batı'ya döndü. "Ben seni Didem'le sevgili sanıyordum." Demesiyle Aylin dirseğini Cenk'in karnına geçirdi.

Bunu duymamla moralim tabi ki bozulmuştu ama belli etmedim. "Şey yani, tahmindi sadece." Dedi Cenk olayı kurtarmak için. Aylin gülerek "Cenk işte, boş yapıyor." Dedi ve devam etti "Biz gidelim artık. Tanıştığımıza memnun oldum Selin." Dedi. Gülerek "bende." Dedim.

"Yarın görüşürüz Batı, Selin seninle de tanıştığıma memnun oldum." Dedi Cenk gülerek. Aynı şekilde "bende." Dedim ve yanımızdan ayrıldılar.

Cenk'in söylediği şey kafamdan çıkmıyordu. Birinin böyle zannetmesi için çok yakın olmaları gerekiyordu. Bu düşünce beni yiyip bitirmeye başladı. "Selin." Duyduğum sesle irkilerek Batı'ya döndüm. Bana bakıyordu. Bozuldugumu anlamış gibiydi.

Kendimi toparladım ve güldüm. "Noldu?" Diye sordum. Şuan kavga etmenin ve günü kötü kapatmanın lüzumu yoktu. "Daha demin ki olan şey için özür dilerim." Dedi üzgün bir şekilde. Hiç bozuntuya vermeden "Özür dileyecek bir şey yok Batı. Altı üstü yanlış anlaşılma." Dedim.

Elini yanağıma koydu ve baş parmağıyla okşadı "Emin misin?" Kafamı aşağı yukarı salladım. Kısa bir süre bana baktıktan sonra güldü ve yanağımı öptü. Daha sonra yürümeye devam ettik. "Ha bu arada, babam ilk geldiğinde sana iğneleyici bakışlarını atabilir, sakın gerilme." Üzüntüyle bana baktı "Selin, baban beni kesin sevmeyecek."

Güldüm. "Şaka şaka." Dedim ve bir süre bekledim. "Aslında değil, babam tanımadıklarına gerçekten iğrenç bakışlar atar." Batı alnını ovdu. "Benim napıp edip babana kendimi sevdirmem lazım." Omzuna vurarak "aslansın sen, yaparsın. Ayrıca seni sevmeyecekte kimi sevecek, Senden iyi damat mı bulacak?" Yüzü bir anda güldü ve "dimi, benden iyi damat mı bulacak?" Dedi gururla.

Gülerek yürümeye devam ettik. Yol boyunca ne kadar Batı'ya gülerek baksam da kafamdaki düşünceler beni yiyip bitirmişti.

....

AY SELAM. nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir. SON KISIMLARI YAZARKEN CIGLIK ATTIGIM DOGRUDUR. ama kaos için her şey. Yapcak bir şey yok. Bu arada medyadaki fotoğrafı Batı için koydum. Batı'ya dair görüp gorebilecegimiz en net foto budur.

Neyse ben gidenzi artık. Simay Tuğçe asko babay. Kendinize çok iyi bakın, öptüm. Umarım begenmissinizdir. Birdahaki bölümde görüşelim. Behlül kaçar.

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin