CANDAN ÖTE 14.BÖLÜM

185 34 4
                                    

CANDAN ÖTE 14.BÖLÜM

Mesaj Melek'ten di.

"Çatıda bekliyorum!"

Muhtemelen cevabını söyleyecekti Yusuf'a. Öyle derinden bir iç çekti ki Yusuf, Tahsi'nin dikkatini çekmişti bu durum.

"Birşey mi var oğlum!"

"Ha yok yok! Birşey yok babam merak etme sen!"

Usulca kalktı oturduğu yerden yüreği titreyerek yürüdü.
Arka tarafa çatının merdivenlerine doğru ilerledi. En son kazadan önce oturmuşlardı Melek ile burada.

"Belki de o kazadan önce burada ne kadar mutluydum, senin yüzünden annemden oldum, ne yüzle bana şimdi aşkını itiraf ediyorsun diyecektir!" dedi içinden Yusuf.

Böyle düşününce içini bir sıkıntı kapladı. Ama ne derse desin o cevabı duymak istiyordu. Yavaş yavaş merdivenleri çıktı ve çatıya ulaştı.

Çatıda Barış ve Melek varlardı. Yusuf, Barış'ı da görünce şaşırdı kendi hakkında konuştuklarını düşündüğü için kulak misafiri oldu.

"Benim yüzümden gitti Derya! Kendimi affedemiyorum Melek!"

Konuşmanın devamını beklemeden Yusuf hızla çıktı çatıya Barış'a hiddetle bir tokat attı.

"Ne demek benim yüzümden ulan? Ne demek benim yüzümden? Sen benim Derya'ma ne yaptında canına kıydı? Söyle ulan onun kaldıramayacağı ne yaptın? Yoksa...!"

Yusuf'un aklından hiç iyi şeyler geçmiyordu. Melek Yusuf'un önüne geçti.

"Sakin ol! Dur sakin ol! Düşündüğün gibi değil dinlede anlatalım!"
Diye kendini siper ediyordu ağabeyine

"Anlatalım mı? Sende mi biliyorsun yani?" diye kükredi Yusuf.

"Dinle önce!" Melek'te ses tonunu olabildiğince yükseltmişti. B

arış araya girdi göğsünden ileri doğru ittirdi Yusuf'u.
"Derya bana aşık olmuş kardeşimden farkın yok dedim. Düşündüğün gözle bakmıyorum sana dedim. Ölmeden bir gece önce tam burada! Ertesi gün ömür boyu unutamayacağım bir ders verdi bana. Bugün ki aklım olsaydı o gün onu alır buradan giderdim!" dedi ağzından tükürükler saçıyordu.

Yusuf duydukları karşısında şaşkına dönmüştü. Dizlerinin üzerine çöktü

"Nasıl anlamadım? Ben bunu nasıl anlamadım?" ağlamaya başladı.

Melek aslında hiç böyle hayal etmemişti bu geceyi  Barış ve Yusuf giden Derya'ya ağlıyorlardı şimdi.

Yusuf biraz kendine gelir gibi olunca "Kusura bakma kardeşim ben tamamen yanlış anlamışım." dedi, usulca kalktı aşağı indi.

Barış ve Melek'te biraz daha oturup konuştuktan sonra onlarda indiler.
Gece saat 03:00 e geliyordu.

Telefonuna gelen mesajla uyandı Melek.

"Uyuyor musun?"

Uyku tutmamıştı Yusuf'u, cevabını duymamıştı Melek'in, aslında olanlardan sonra pek ümidi yoktu ama yine de duymak istiyordu.

"Hayır!" diye karşılık verdi Melek.

Kalbinin sesini duydu o an Yusuf.

"Konuşamadık bugün bana bir sözün vardı hani!"

"Avluya gel!"

Yusuf mesajı okunca elleri titredi hemen üzerini giyindi ve avluya doğru yürüdü. Sırtına kalınca bir battaniye sarınmış halde kamelyanın altında otuyordu Melek.

Heyecanını kontrol etmeye çalışarak yanına doğru yürüdü. Onun geldiğini görünce Melek ayağa kalktı kulağına eğilip
"Bende seni seviyorum!" dedi. Sonra hiç beklemeden yürüyüp odasına gitti. Yusuf şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu yüzünde tuhaf bir ifade ile öylece donup kalmıştı...

CANDAN ÖTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin