CANDAN ÖTE 23.BÖLÜM

275 39 9
                                    

CANDAN ÖTE 23.BÖLÜM

Yusuf telaş içinde indi merdivenleri. Yüreği ağzına gelmişti. Evin köşe duvarını dönüp, Melek'i karşısında görünce neredeyse heyacandan ölecekti. Dizlerinin bağı çözülmüştü yutkunmak istiyordu ama yapamıyordu.

Önce hayal görüyorum sandı nefes alış verişlerini kontrol etmeye çalıştı. Bir süre duvarın köşesinde sakinleşmeyi bekledi. Koşup sarılmamak için kendini çok zor tutuyordu.

Veysel;
"Benim bu kızın işleri işte kardeşim! Haberleri var demişti bana!"
"Olsun ağabey ne önemi var! Geçin geçin buyurun şöyle eve geçin!" dedi Tahsin.

Yusuf koşup gelip Veysel'in elini öpmüştü, taksi valizleri kapının önünde bırakıp gitmişti çoktan. Onlar içeri girdi Yusuf valizleri taşıdı.
İçi içine sığmıyordu coşuyordu resmen sevincinden Yusuf. Helen'de çok sevinmişti Melek'in gelişine.

"Haydi Melek gelde birşeyler hazırlayalım kızım yol yorgunusun ama!" dedi.

Aslında Helen'in amacı Melek'i Yusuf ile buluşturmaktı. Melek sevecen bir ses tonuyla.

"Ederim tabi ki yenge çokta yorgun sayılmam!" deyip kalkıp Helen'le dışarıya çıktı.

Çıkar çıkmaz Helen Melek'e, Yusuf'un odasına geçmesini söyledi. Melek'in arkasındanda Yusuf'u gönderecekti. Yusuf valizleri taşıdıktan sonra tam odaya girecekken, Helen kolundan tuttu odasını işaret etti.

Yusuf kapıyı açınca Melek canlı kanlı karşısında duruyordu işte.
Koşup öyle bir sarıldı ki Melek kemikleri kırılacak sanmıştı. Yusuf öyle çok özlemişti ki, hiç bırakmak istemiyordu. Melek'te çok özlemişti bütün yol boyunca hep bu anı hayal etmişti.

"Neden söylemedin bana deli kız! Nasıl sakladın benden? Telefonum bozuldu dedin diye içim içimi yiyordu burada!"

"Sürpriz olsun istedim işte!"

Ne kadar sarılsa az geliyordu Yusuf'a. Öylesine bir hasret birikmişti ki içinde, hiç bitsin istemiyordu bu an. Kokusunu içine çekiyor, içine alıp orada hapsetmek istiyordu.
El ele göz göze yemek hazır olana kadar oturdular. Helen kapıyı çaldı,

"Yemekler hazır haydi kızım sen bana yardım et, sende içeriye geç oğlum!" dedi.

Melek ve Helen sofrayı kurdular yemekler yenildi. Herkes birer köşeye çekilip oturdu. Melek güzel bir çay demeledi. Çaylarda sohbet eşliğinde bir güzel içildi.

Tahsin;
"Yol yorgunusunuz ağabey! Helen yerlerinizi yaptı haydi yatın yarın uzun uzun vaktimiz olacak!" dedi.

Veysel gerçekten yorgun olduğu için hemen ona hazırlanan odaya geçti. Soyunup dökündü rahat pijamalarını giydi. Hazırlanan yatağa yattı, yorgunluktan yatar yatmazda uyudu.

Veysel odasına geçince Melek'te kendisine hazırlanan odaya geçti.
Ne Yusuf'u nede Melek'i heyecandan ve sevinçten uyku tutmuyordu. Hemen telefonuna sarıldı Yusuf, heyecan içinde Melek'e bir mesaj attı,

"Uyumadıysan çatıda buluşalım!"

Melek sanki bu anı bekliyormuş gibi anında "olur" diye cevap verdi.

Kuş gibi uçurdu sevinçten elleri buz gibi olmuştu yine Melek'in. Ağır adımlarla arka tarafa dolandı merdiven basamaklarınıda derin derin nefes alıp vererek çıktı, heyecanını kontrol etmeye çalışıyordu. Yusuf onu bekliyordu. Daha merdivenlerde görür görmez koşup belinden tutup sarıldı.

"Bu defa gitme Meleğim! Bu defa ayrılmayalım benim bunu kaldıracak gücüm yok!"

Melek sesiz kalmayı tercih ediyordu. Gitme meselesi ile bu anı bozmak istemiyordu nasıl olsa gitmek için daha zaman vardı.

CANDAN ÖTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin