CANDAN ÖTE 21.BÖLÜM
Bu istek karşısında Veysel şaşırmıştı. Yemeğini bir kenara bırakıp masada ellerini birleştirdi. Dikkatli gözlerle Melek'e baktı. Barış ise neden gitmek istediğini bildiği için hiç bir tepki vermedi.
"Tamam ama kızım daha yeni döndük sayılır! Nasıl olacak şimdi!" dedi Veysel.
"Annemi özledim baba gideceğim! Gerekirse tek başıma gider dönerim!"
Bu fikir Barış'ın hoşuna
gitmemişti. Bakışlarını Melek'te sabitleyip;"Tek başına gidemezsin Melek hanım! O kadar kararlı isen birlikte gider döneriz" dedi.
"Tamam o zaman birlikte gidelim abi!"
Veysel;
"Ee ben burada yanlız mı kalacağım bende geleyim o zaman" diye konuşmaya devam dahil oldu.Türkiye planıda böylece yapılmış oldu. Fakat Melek, Yusuf'a sürpriz olsun istiyordu. Babası ne zaman Tahsin'le telefonda konuşurken söyleyecek olsa, elinden telefonu alıyor, Helen yengesi ile konuşuyordu. Böylece Veysel'e söylemesi için bir türlü fırsat vermiyordu.
Günler Melek için heyecanlı bir bekleyiş içinde, okuluna gidip gelerek geçiyordu. Okuluna daha bir istekli sarılıyor derslerinden kalmadan geçmeden için yoğun çaba sarf ediyordu. Günlerde bir akarsuda sürüklenen takvim yaprakları sürüklenip gitmişti.
Okulunu başarı ile tamamlamıştı Melek. Sadece iki senesi kalmıştı okulunun bitmesine. Yaz tatili başlamıştı onun için. Tesbih taneleri gibi bir bir çektiği günler sonunda bitmişti.
Ağabeyi Barış ise çalıştığı Türk firmasının yetkilisi olan Hale hanımla çok yakın arkadaş olmuştu. Hale İstanbul'da yaşıyordu. Fakat işi gereği arada Hollanda'da bağlı oldukları firmalar ile görüşme amaçlı gelip gidiyordu. Melek'e göre ağabeyi Hale hanıma karşı hiçte boş değildi. O bunu dillendirmese bile Melek hal ve tavırlarından bunu çok net anlayabiliyordu.
Gitmeye günler kalmıştı bir akşam balkonda ailecek çay keyfi yapıyorlardı.
Barış;
"Gitmişken bağlantılı olduğum şirketleride hem görürüm!" dedi.Melek muzip muzip güldü;
"Tabi ki abicim bencede mutlaka görmelisin!"
Barış neyi ima ettiğini anlamıştı Melek'in ayağına masanın altından vurdu ayağı ile. Veysel yine hiç birşey bilmiyordu.
"İyi olur oğlum! İyi bir intiba bırakmış olursun! İşinin gücünün peşinde derler!"
Melek bu defa muzip bakışlar babasına baktı
"Tabi ki abi intiba önemli, hele iyi bir intiba çok önemli!"Melek kıkırdayarak gülüyordu. Veysel ne olduğunu anlamadığı için kendiyle şakalaştığını düşündü oda güldü.
Herkesin kendince sebebleri vardı işte gitmek içinO gün erkenden kalktı Melek güzel bir kahvaltı hazırladı. Kahvaltılarını yaptılar, ortalığı toparladılar ve valizinin eksiklerini kontrol edip hazırlamak için odasına geçti.
Kendi telefonunu tamamen kapattı, Yusuf'a ise Barış'ın telefonundan arayıp telefonun bozulduğunu, tamire verdiğini, bütün gün tamirde olacağını, onu merak etmemesi gerektiğini söyledi.
Herşey tamda plandığı gibi gidiyordu. Yusuf arada Barış'ın telefonundan arıyor ama Barış'ta toplantısı olduğunu, işlerinin çok yoğun olduğunu, bugün eve çok zor gideceğini söylüyordu.
Çünkü Barış'ta Melek'in planına dahil olmuştu. Yusuf çaresiz Melek'in telefonun tamir olmasını bekleyecekti. Aslında çoktan yolculuk başlamıştı. Ama Yusuf bunu bilmiyordu.
Yine önce İstanbul'a inecekler oradan da yine uçakla Gaziantep'e gideceklerdi.
Barış bir kaç gün İstanbul'da kalacak plandığı gibi Hale hanım ile ortak oldukları şirkete uğrayacak oda sonradan Gaziantep'e gelecekti.
Böylece hava alanına geldiler. Üçü birden uçağa binip uçmaya başladılar.
Melek öylesine heyecanlı öylesine mutluydu ki, Yusuf'u çok özlediğini dişinden tırnağına kadar hissediyordu. Uçuş boyunca hep Yusuf'la kavuşmasını hayal etti durdu.
İstanbul'a indiklerinde Barış babası ve Melek ile vedalaşıp ayarladığı otele gitmek için taksiye bindi ve uzaklaştı.
Babası ve Melek ise hiç vakit kaybetmeden Gaziantep'e giden ilk uçağa bilet alıp beklemeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANDAN ÖTE
Teen FictionSevgili okuyucularım. Sizlerin gönlüne girebilmek için ne yaptım bilmiyorum ama İnstegramdan toplanıp buralara kadar benim için geldiniz. Şimdi öncelikle İnstagramda ki eski hikayelerimizi burada toplayacağız. Sonra yep yeni serüvenlerle hergün bira...