100 yorum ♡
***
Şokla kalakalan altı kişi de tepki veremezken içlerinden tek Chan gülüyordu, Seungmin de kıkırdayıp içeri girdi. Neredeyse bir yıla yaklaşacaktı onu görmeyeli ve bu zamanın geçmediğini bir tek Felix anlayabiliyordu.
"Sonunda," diyen Chan ile Seungmin elindeki anahtarı masanın üstüne bıraktı. "Trafiğe yakalandım."
Güldü, üstünde herkes gibi güzel bir takım elbise vardı. Açık kahveye boyattığı saçlarını kestirmişti, biraz kilo almıştı, son gittiğinde fazlasıyla zayıftı ve Felix için daha da yakışıklı olmuştu.
"E çekilelim madem," deyip Felix'in yanına ilerledi, ona dolu dolu gözlerle gülümseyerek bakan çocuğa gülümsedi ve elini beline atarak eğildi, kadraja girdi. Herkes gülümsediğinde Chan "Üç!" deyip fotoğrafı çekmişti.
O kamerayı indirdiği gibi ayaklanan herkesten ilk atılan Felix oldu. "Seungmin... Seungmin, Seungmin, Seungmin!"
Seungmin'in boynuna kollarını doladığı gibi ona sıkıca sarıldığında Seungmin hiç vakit kaybetmeden özlediği bedenine sarılmış, başını omuzuna bırakmıştı. "Seungmin çok özledim seni," dedi Felix ağlamamak için direnirken.
"Ya ben ağlayacağım galiba! Minho hyung ağlayabilir miyim?"
Bu cümlesi Seungmin'i güldürdü, mümkünmüş gibi Felix'e daha sıkı sarıldığında Felix bununla mutlu olmuş, hiç bıkmadan onunla sarılmaya devam etmişti. Uzun bir süre sonra "E bunların ayrılacağı yok," diyerek onları ayıran Changbin Seungmin'e sarıldığında "Ya!" dedi Felix çocuklaşarak. "Ben daha özlemimi gidermedim."
Changbin onu takmadan Seungmin'e sarıldı. "Çok özledim seni oğlum, çok özledim harbiden. Habersiz gidiyorsun, habersiz geliyorsun. Çıldırtıyorsun beni."
"Chan'ın haberi vardı aslında." diyen Seungmin bir anda Changbin ve Felix'in odağını kendine çektiğinde Chan hızla Minho'nun arkasına saklanmış "Sürpriz!" diye bağırmış, Minho ona gülerken de Seungmin ve Minho sarılmıştı.
"Tebrik ederim Minho," deyip ona sıkıca sarılan Seungmin ile Minho gülümseyip kollarını ona sardı. "Teşekkür ederiz, iyi ki geldin. Of Seungmin çok özlemişim."
İkisi birbirine güldüğünde Seungmin ile Chan sarılmış, Jeongin ile de sarıldıktan sonra Seungmin elini Hyunjin'e uzatmıştı.
Hyunjin ona baktı. "İyi görünüyorsun." Ekledi. "Hoş geldin."
"Hoş buldum," dedi Seungmin gülümseyerek, Hyunjin de minik bir gülümseme bıraktığında Seungmin elini Jisung'a uzatmıştı.
"Biz tanışmadık aslında. Merhaba, Seungmin ben."
Daha önce birbirlerini görseler de gerçekten tanışmamışlardı, Jisung gülümsedi. Elini tuttu. "Merhaba, ben de Jisung ve hoş geldin."
Onlar da tokalaştığında "Tamam ağlayacağım şimdi," diyen Minho hepsini güldürdü, Minho onlara baktı. "Sekiz kişiyiz sonunda, mutluyum. Of, iyi ki varsınız çok seviyorum hepinizi!"
Kollarını tüm hepsine sarmaya çalışmış, "Çocuklarım benim," diyerek sarmalamıştı. Tepkisi diğerlerini güldürdüğünde Chan kıkırdadı geri çekildikleri zaman.
"Öyleyse yemek. Hadi."
Seungmin gelmese bile onun için sandalye ayıran Felix, şimdi orada oturan Seungmin'i gördüğü için mutlu hissediyordu. Tüm yemek boyu gözleri ondayken gözgöze geldikleri anda Seungmin'in ona verdiği gülümseme kalbini hızlandırıyor, mutlu olmasını sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
haru haru, minchan hyunsung ✓
Fanfictionkaldın sen gitmedin, yok hâlâ bitmedin. odamda hayalin saklı bak.