Yazın ve denizin getirdiği hafif esinti sayesinde kumsaldaki beyaz tüller sallanırken güneşin batmasına VR havanın kararmasına az kalmıştı. Nikah için toplanan bir sürü kişi vardı, Chan'ın arkadaşları, Minho'nun kafeden arkadaşları ve tanıdıklar derken fazlasıyla kalabalık olan yerde Jeongin heyecanla elindeki çiçeği tutuyordu.
"Ay! Ay çok heyecanlandım!"
Sevgilisine döndü. "Changbin benim ellerim titriyor."
Changbin kıkırdadı, Jeongin'in tek elini tutup kendi avucunun içine hapsetmiş "Çok mutlusun ondan dolayı bebeğim," diyerek kol saatine bakmıştı. İkisi otelin içinde iken gülümsedi. "Minho'ya çiçeğini verelim hadi. Nikah saat geldi."
"Tamammm."
İkisinin aceleci adımları Minho ve Chan'ın odasına vardığında Minho heyecanla sürekli bir aynanın önüne koşup duruyor, ara sıra Chan'dan sakinleşme öpücükleri alıyor ve geri heyecanla aynanın karşısına geçip makyajı bozulmuş mu diye bakıyordu.
Changbin kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde Minho hızla gülümsedi. "Bebeğim."
"Çiçek!" dedi Jeongin hevesle. "Çiçeği getirdik! Güzel mi? Beğendin mi?"
Çiçek gibi bir şey yoktu aslında ama Jeongin'in dün gece ısrar etmesi ile sabah Changbin ile ikisi yola düşmüş ve çiçek aramaya başlamışlardı. Minho gördüğü çiçek ile kıkırdadı, "Çok güzel aşkım," deyip kardeşinin yanağını öpmüş ve çiçeğini eline almıştı.
"Teşekkür ederim."
"Teşekkürler." diyerek yanlarına geldi Chan, gergin bir nefes alıp saatine baktı. Minho'ya döndü. "Çıkalım mı?"
Minho heyecanla kafasını salladığında dördü odadan çıkmış, Changbin ve Jeongin onlardan hızlı ilerleyip sahile varmıştı. Hyunjin gerginlikle tırnaklarını yerken Jisung gülüp elini tuttu ve indirdi.
"Yeme tırnaklarını, sağlıklı değil."
Sonra da elini kaldırıp sevgilisinin kestirdiği kısa saçlarını okşamış, kahverengiden siyaha dönen tutamları okşamıştı. "Çok gerildim," dedi Hyunjin. "Kusursuz bitsin istiyorum her şeyin."
"Ne yapacağız senin şu kusursuz takıntını?"
Güldü. "Durmuştu da geri geldi, Chan'ı da hiç sevmiyorum abimle evlendi zaten."
Bunu beklemeyen Jisung kahkaha atarak "Alakayı arıyorum," dediğinde Hyunjin ani bir şekilde onu öpüp çekilmiş, önüne dönmüştü. "Tamam şu an daha sakinim."
Jisung gözlerini kıstı. "Benim kalbimi maratona geçirdikten sonra mı... Bay Lee... Çok kötüsünüz."
Başını Hyunjin'in koluna yasladığı zaman Hyunjin ona gülümsemiş, elini beline atıp sevgilisinin ince belini kavramıştı güzelce. İkisi de buraya kadar gelmişken nikahın da harika geçmesini istiyordu diğer herkes gibi.
Sahilin güzelliği bir kez daha iyi bir yer seçtiklerini onlara kanıtlarken Minho, Chan'a bakıp "Çok garip," diyerek gülmüş ve onları alkışlayan dostlarının arasından geçip kendileri için yere gelerek durmuşlardı.
Chan "Sanırım bayılacağım," dediği zaman sevgilisini güldürdü, Minho onun elini tuttu. "Hayalimizi gerçekleştiriyoruz sevgilim."
Felix ve Seungmin kendi masalarının olduğu yerde heyecanla dururken kendileri böyleyse Minho ve Chan'ı düşünemiyorlardı, Felix'in yüzündeki kocaman gülümseme ikisi adına ne kadar mutlu olduğunu gösterirken Changbin ve Jeongin de onların yanına gelip beklemeye başlamış, Hyunjin ve Jisung ise farklı bir masada bir tık daha geride kalmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
haru haru, minchan hyunsung ✓
Fiksi Penggemarkaldın sen gitmedin, yok hâlâ bitmedin. odamda hayalin saklı bak.