Haru Haru
⭑Special Chapter ⭑"Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor."
Jeongin, evlerinin önünde yere çökmüş, çıkan papatyanın yapraklarını koparmadan kendi kendine gülerek seviyor, sevmiyor oynarken başlangıç olarak hangi yaprağı seçtiğini unuturken kaşlarını çattı. "Ay, sen miydin ki?"
Duraksadı. "Acaba hangisini seçersem seviyor çıkar?" diye mırıldanıp gizli bir iş yapıyormuşçasına içinden hızlıca yaprakları saymış, gülümseyip baştan almıştı. Bu sırada arabasını park edip, evin içine giren Changbin bir süredir çizgifilm dışında filmlerin açık olmasına alışmadığı televizyona baktı.
Film durdurulmuş, Jeongin ortalıkta yoktu. Çok geçmedi, bahçede, yere çökmüş görüntüsünü görürken sessiz adımları oraya ilerledi. Jeongin kendi kendine "Seviyor, sevmiyor," diye konuşurken arkasına çöküp "Seviyor," deyip kollarını ona sarmış, sertçe dudaklarını yanağına bastırmıştı. "Sevmez mi? Çok seviyor hem de."
"Ay!" Jeongin onu ayağa kaldıran adamla gülümsedi. "Changbin!"
Changbin beline sarılıp onu kaldırmış, kendisine dönmek üzere olan Jeongin'i bu sefer bacaklarından kavrayarak kucağına almıştı. "Ne yapıyordun?"
"Çiçeklerimizi suladım!" dedi neşeyle ayaklarını sallayıp. Bahçede, Changbin ile beraber ektikleri rengarenk çiçekleri gösterdi. "Papatya ile oynuyordum." Kıkırdadı. "Hoş geldin."
Changbin'in yanaklarından tutup kendine çekerek dudaklarını sertçe yanağına bastırmış, kocaman bir öpücük bırakıp "Mis gibi," demişti. Changbin evin içine girip banyoya ilerledi ve onu tezgahın üstüne oturtup kendisi de ellerini yıkamak için yanına yerleşti.
"Mezun oldun olalı keyfin yerinde, aksatmadın değil mi sınavlara çalışmayı?"
"Ya, kötü adam mısın?" Yanaklarını şişirdi. "Aksatmadım tabii ki. Herrrr şeyi çalışıyorum, ben de senin gibi akademisyen olacağım, birrrr sürüüüü kişiye ders vereceğim. Hem..." Başını yana eğip ayna ile Changbin arasına girdi. "Çikolatalı süt aldın mı bakayım?"
Bu sorusuyla Changbin "Ah," diye duraksadı. Dudaklarını birbirine bastırdı pişmanmış gibi. "Unuttum... Çok yorulmuştum bugün."
"Yaa..." dedi Jeongin anında uysallaşıp, üzüldüğünü göstermemeye çalıştı. "Tamam o zaman, sorun değil. Başka zaman alırız ki hem, ben sana hatırlatırım. Dinlenmek ister misin?"
Tezgahtan inip ellerini Changbin'in yanaklarına atmış, yorgun mu diye göz altlarını okşamıştı ama gülmeye başlayan Changbin ile bir şey anlamayarak kaşlarını kaldırırken anında onu dudaklarından öpen adamla gözlerini kocaman açtı.
"Şaka yaptım," dedi Changbin. "İstediğin tüm her şeyi aldım bebeğim."
"Changbin..."
"Hım..."
"Çok seviyorum ki seni."
Jeongin onu öpüp içeri kaçmış, mutfağa ilerleyip adeta gözlerinden kalpler çıkararak siparişlerine bakmıştı. Şarkı söyleye söyleye onları artık her bir noktasına hakim olduğu eve yerleştirirken üstünü değiştiren Changbin de klasik siyah eşofman ve tişörtü ile mutfağa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
haru haru, minchan hyunsung ✓
Fanfictionkaldın sen gitmedin, yok hâlâ bitmedin. odamda hayalin saklı bak.