16

8.1K 546 125
                                    

Oy, yorumu eksik etmemeyi, bukete ve erkolara güvenmemeyi unutmayın 💕

••••

"Sevgilim." Kulağımın dibinde fısıldayan sesle biraz daha mayışıyordu bedenim. Uyku beni daha çok içine çekerken, arkamdaki bedene daha çok yaslanmak istedim. Sıcaklığı sarıyordu beni.

"Bebeğim." Bu sefer nefesini üfledi. Tüylerimin ürperdiğini hissediyordum. Fakat çok da güzel hissettiriyordu. Kollarının arasında küçülecektim neredeyse.

"Hazan'ım." Dediğinde kendine doğru çevirdi başımı. Gözlerimi açtım zorlukla. Karanlık odadaki tek ışık sanki yüzündeydi. Ay ışığı yüzünü aydınlatırken gülümsedim.

"Uğur." Elimi yanağına atıp okşamaya başladım. Yumuşacık yanağı ellerim arasında çok güzel duruyordu. Kedi gibi yanağını avucuma sürttü.

"Burda mısın?" Diye sordum kısık sesle. Başını salladı. "Burdayım sevgilim." Dedi benimle aynı ses tonunda. Yanımdaydı. Ellerim arasındaydı.

"Uğur seni çok özledim." Dedim ağlamaklı ses tonuyla. Onu gerçekten aşırı özlemiştim. Daha önce ona kavgalarımız harici dokunmasam bile aşırı özlemiştim onu.

"Ben de seni çok özledim Hazan. Çok fazla." Gülerek fısıldadığında dudaklarına doğru uzandım fakat kendini geri çekti. Çocuk gibi mızmızlanacağım sırada elini karnıma koydu.

"Uğur seni öpmek istiyorum."

"Öpeceksin sevgilim ama henüz değil. Sabret."

"5 yıldır sabrediyorum ben. Artık sabrım kalmadı." Bağırmak istiyordum ama sesim kısık tonda çıkıyordu. Sesimin desibelini kontrol edemiyordum.

"Ben de uzun süredir bekliyorum Hazan. İnan bana, tahmin ettiğinden daha uzun bir süre bu." Ne demek istediğini anlamadım ama bir şeyleri çözecek bir ruh halinde de değildim. Onun yanımda olmasına odaklanmak istiyordum sadece.

"Beklemeyelim aşkım. Kavuşalım artık." Yalvarırcasına konuştuğumda yine gülümsedi. Çok gülüyordu bugün. O gülünce benim de gülesim geliyordu hep. Çok güzel gülüyordu sevdiğim.

"Az kaldı bir tanem. Çok az kaldı." Yanağını avucumdan çekti. Karnımdaki elini hareket ettirmeye başladığında nefesim kesikleşmeye başladı.

"Ne yapıyorsun?" Kekeleyerek konuştuğumda kıkırdadı. "Seni sevmek istiyorum, izin verir misin?" Sevmekten kastını anladığımda kasıklarım alev alev yanmaya başladı. Başımı sallayıp onu onayladım.

Elini karnımdan aşağı indirmeye başladığında yüz ifadelerini incelemeye başladım. Sırıtması asla silinmiyordu yüzünden.

Elini eşofmanımın üzerinden penisime bastırdığında yüzüne doğru inledim. Bu temas bile beni çıldırtmaya yeterdi. Bir süre eşofmanımın üzerinden beni okşamayı devam ettirdi.

Ardından eşofmanımın içine elini sokup penisimi sıcak avucu içinde hissettiğimde nefes nefese yerimden fırladım. Kalbim ağzımda atıyordu şu an.

"Senin rüya gibi ananı sikeyim." Elimi kalbime götürdüm ve derin derin nefesler almaya çalıştım. Komodinin üzerinde duran lambayı yaktım ve bir su içtim. Vücudum yanıyordu.

Yorganı üzerimden atıp alt tarafıma baktım. "Çadır kursaydın Hazan." Kendi kendime söylenmeye başladım. Bu tür rüyaları son zamanlarda çok sık görmeye başlamıştım. Artık rahatsız ediyordu beni.

Bana dokunmasından çok, söylediği şeyler delirtiyordu beni. Az kaldı diyordu, sabret diyordu. Ve hepsi o kadar gerçekçiydi ki ben bu rüyalara umut bağlıyordum. Aptalca bir şeydi.

Düşüncelerimin arasına, zonklayan penisimin varlığı giriyordu. Sinirle eşofmanımı aşağıya indirdim ve penisimi avcum içine aldım. Zevk suyuyla ıslanmıştı bile.

Tişörtümü boynuma kadar çektim kirlenmemesi için. Kendimi yavaş yavaş çekmeye başlarken aklıma onu getirmemeye çalışıyordum ama olmuyordu. Güzel yüzü, gözlerimin önünden gitmiyordu.

Onu öptüğümü düşünmek bile beni delirtiyordu ve o benim rüyalarımda bana dokunuyordu. Ergen gibi gördüğüm rüyalar beni sinir ediyordu artık. Rüyada değil, gerçekte istiyordum onu.

Onu öpeyim, dokunayım, sevişelim istiyordum. Onun aşkına muhtaç olduğum kadar vücuduna da muhtaçtım. Uğur beni her anlamda kendine hapsetmişti.

Onu düşünerek kendimi çekmeye devam ettiğimde sona yaklaştığımı hissetmeye başladım ve inlememek için kolumu ağzıma kapattım. Ardından karnıma ve göğsüme doğru boşaldım.

Komodin üzerindeki peçeteyi aldım elimi ve karnımı sildim. Duş almam gerekti fakat bizimkiler sese uyanabilir diye sabaha erteledim.

Penisimi eşofmanımın içine geri sokarak uzanır hâle geldim. Uyumaya çalıştığım sırada aklıma rüyam geliyordu sürekli.

Sevgilim diyordu, bebeğim diyordu, bir tanem, Hazan'ım bile demişti. Adımı söylemesine tahammülüm yoktu ama sahiplik eki getirdiğinde sürekli söylesin istiyordum.

Bana asla hitap etmeyeceği şeyleri rüyamda bile olsa görmek yetiyordu bana. Ona rüyamda bile dokunmak paha biçilemezdi.

Ona olan aşkım beni delirtecekti yakında. Bir beni değil, etrafımdaki herkesi etkileyecekti zamanla. Çünkü artık tahammülüm kalmamıştı onsuzluğa. Onu uzaktan sevmek güzeldi ama her an biriyle birlikte olabilirdi.

Ya da evlenirdi. Yaşı da vardı zaten. Evlenmesi sürpriz olmazdı. Buna asla dayanamazdım işte. Beni kimse tutamazdı artık. Ya kendi sonumu getirirdim ya da delirirdim. Onu bu şekilde kaybetmeye dayanamazdım asla.

Yanımda duran telefonumu elime aldım ve ekranı açtım. Ana ekranda beliren yüzüyle gülümseme sardı yüzümü. Onların mahallesine gittiğimde çekmiştim bu fotoyu. Yakalanmamak için kırk takla atmıştım resmen.

"Bu sevgi beni öldürecek gibi duruyor. Keşke beni sevsen Uğur. Sevsen bile kavuşmamız imkansız aslında. Belki seninle her şeye göğüs gerebilirdim. Şimdi gücüm çok az Uğur. Seni kaybedersem o zaman hiç gücüm kalmaz. Ben ölmeden evlenmezsen iyi edersin."

Kendi kendime konuşmamın saçmalığına güldüm ve ekranı açık bırakarak yastığın yanına koydum. Onun yüzünden uyandığım uykumdan, onun yüzüyle tekrar geri uyudum.

••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

••••

Çok sövmediğinizi umuyorum 🤨 şaka şaka ben olsam ben de söverim KSMDKDMDKSÖXSÖXLDÖ

İnstoş: bouquethero_

GÜLTEPE|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin