28

6.7K 460 112
                                    

Havanın soğumaya başlamasıyla birlikte arabanın arka koltuğuna geçmiştik. Uğur anında kafasını göğsüme koyarak, belime sarıldı. Saçlarını sevmeye başladım.

Şu an o kadar huzurluydum ki. Bütün gün bu şekilde durabilirdim. Kollarımın arasında o kadar güzeldi ki. Yanıma, kollarıma çok fazla yakışmıştı.

"Uğur." Dedim saçlarının arasında parmaklarımı dolaştırarak. Başını bana doğru çevirdi. Göğsümden kaldırmadı.

"Efendim."

"Bundan sonra ne olacak? Nasıl devam edeceğiz?" Kafamı karıştıran çok fazla şey vardı. Saklanmak zorunda kalacaktık. Sorun değildi ama yeri geldiğinde illa ki bir sorun olacaktı bu.

"Bilmiyorum. Umrumda da değil. Seninle olmak istiyorum her şeye rağmen." Dediğinde gülümsedim. Şimdiden bunu düşünmek istemiyordum ama bizi etkilemesinden çok korkuyordum.

"Düşünme bunları şimdi lütfen. Anın tadını çıkaralım." Dediğinde başımı salladım. Onu üzmek istemiyordum daha fazla. Zamanla yaşayıp görecektik zaten her şeyi.

"Olur güzelim." Ağzımdan çıkan kelimeyle yüzüme şaşkınca bakmaya başladı. Farkında olmadan söylediğim şeye utanmıştım resmen.

"Güzelim mi?" Başını göğsümden kaldırdı. Hayatımda onun kadar güzel birini tanımamıştım ben. Dünyanın en güzeliydi o. Benim güzelimdi.

"Evet. Sevmedin mi?" Diye sordum. Belki de böyle hitap edilmek hoşuna gitmeyebilirdi.

"Çok sevdim." Dediğinde memnuniyetle gülümsedim. Ona hep kendi içimde iltifatlar etmiştim. Ama artık yüzüne söyleyecektim tüm hislerimi. Saklamayacaktım artık.

"Hazan." Dediğinde hmladım. Artık ismimi ondan duymak istiyordum. Sürekli adımı sayıklasın istiyordum. Etrafımda Hazan diye saatlerce dolaşabilirdi.

"Öpeyim mi?" Diye utanarak sorduğunda kahkaha attım. Yanakları kıpkırmızı olmuştu resmen. Onun utangaç hallerini göreceğimi düşünmemiştim hiç. Çok güzeldi.

"Öp." Dediğimde elini yanağıma getirip yavaşça okşamaya başladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladığında ben de ona yaklaştım. Dudaklarımız yarı yolda birleşti.

Onu öpmeyi çok fazla sevmiştim. Elimde olsa nefes almadan öperdim onu. Onun da benden farkı yoktu. Dudaklarımı yercesine öpmeye çalışıyordu şu an. Aklımı kaybettirecekti bana.

Elimi ensesine sarıp daha çok kendime çektim onu. Alt dudağını, dudaklarım arasında eziyordum. Çıkardığı mırıltılar kendimi kaybetmeme neden oluyordu.

Sesli bir şapırtıyla ayrıldığımız da nefes nefese gözlerime bakmaya başladı. Kızarmış yanakları ve şiş dudaklarıyla mükemmel görünüyordu.

Elimi bacağına atıp kendime çektim onu. Ne yapacağımı anlamış olacak ki hemen kucağıma çıktı. Bana yukarıdan bakarken ensesinden tutup kendime çektim.

Hızlı mıydık, değil miydik bilmiyorum ama umrumda değildi. Böyle olmak için ikimiz de yıllardır beklemiştik. Birbirimize büyük hasretimiz vardı.

Nefes nefese ayrıldık birbirimizden. Sıcak nefesi ıslak dudaklarıma çarpıyordu. Kıkırdadı birden. Yüzünü boynuma sakladığında kolları da belime sarıldı.

"Çok aşığım lan sana." Dediğimde gülümsedi. Boynuma küçük bir öpücük verdi. Ellerimden biri saçlarında, biri de sırtına sarılıydı.

"Ben de sevgilim, ben de." İç çekerek söylediğinde takıldığım tek şey hitabıydı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu şu an. Rüyamda ki gibiydi. Aynı ses tonuydu.

GÜLTEPE|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin