21

7.4K 587 193
                                    

Oy ve yorum bazı bölümlerde çok değişik. Bölüm mü seçiyosunuz hı? Hı?? 😡

Bölüm istemeniz aşırı tatlı🥺 hikayeyi sevdiğinizi görmek mutluluk veriyor bana. Umarım hep seversiniz.

••••

"Abe azanım sen gelir miydin buralara?" Kampüse girdiğim gibi enseme yediğim tokatla öne doğru sendeledim. Bütün karizmam silinmişti resmen.

"Azanım ne rezil? Ben böyle mi konuşuyorum." Bizimkilerin konuşmasını taklit etmeye çalışıyordu 'h' harfini söylemeyerek.

"Olsun be kanka. Denemeye değerdi." Dedi kolunu omzuma atmaya çalışan ama boyu yetmeyen Şükran. Yetişemeyince koluma girdi en sonunda.

"Niye gelmiyorsun kaç gündür?"

"Boşver. Geldik işte."

Babama, 'sınavlarım başladı' diyerek çıkabilmiştim evden. Bu aptal cezayı bitirmem gerekiyordu acilen. Ufak çocuk gibi azar yiyip, ev cezası almak ağrıma gidiyordu.

Ona olan saygım da bitmek üzereydi artık. Bir yerde patlayacaktık ikimiz de. Büyük kıracaktık birbirimizi. O günü bekliyordum sadece.

"Bugün bir sınav var, değil mi?" Diye sordum.

"Evet. Zaten zor bir sınav, başka sınav koymamışlar sağolsunlar." Şakayla karışık söylendiğinde gülümsedim.

Bu sınav daha doğrusu bu seferki sınavlara köpek gibi çalışmıştım. O Uğursuza gününü gösterecektim bu sefer. Benimle alay etmenin ne olduğunu anlayacaktı o it.

"Oo kimleri görüyorum, Hazan bey gelmiş." Sınıfa girdiğimizde bizimkilerden yükselen seslerle gülümsedim. Çok fazla görüşemesek bile yakındık. Hepsini de çok seviyordum.

"Çok mu özlediniz lan beni?" Dedim Halil'in ensesinden tutarak. Başını salladı hemen.

"Ben de sizi özledim. Sınavlar başlamasıydı daha çok özleşirdik zaten." Dediğime şaşırsalar da üstüne gitmediler. Bir şey anlatmayı sevmediğimi biliyorlardı.

"Ben çok çalışamadım ya. Umarım götümde patlamaz."

"Çok çalışsan ne olacak oğlum? Birincinin kim olacağını hepimiz iyi biliyoruz." Her sınavda, her derste en yüksek puanı Uğur alıyordu. Üstelik ders bile çalıştığını görmemiştim. Zekası beni bazen hayrete düşürüyordu.

Ortaokul ve ilkokul da beraber okumuştuk. Bizim mahallede okul yoktu o sıralar ve onların mahallesine gitmek zorunda kalıyordum. Birinci sınıftan, son sınıfa kadar beraber okumuştuk. Lisede de peşini bırakmadım.

O sıralar yönelimimi yeni anlamıştım. Onun sayesinde değildi ama beni kendine çeken bir tarafı olmuştu hep. Nefret mi, başka bir şey mi çözememiştim açıkçası. Yine de onu takip etmiştim.

Üniversite tamamen sürpriz olmuştu. Ortaokuldan beri edebiyata ilgim olduğu için bu bölüme gelmeyi her şeyden çok istedim ve başardım da. Okula ilk geldiğimde onu da burda görmem benim için çok büyük şok olmuştu.

Bir süre sonra da alışmıştık ikimiz de. Sınav günleri gelene kadar tabii ki. İlk sınavımızda fakültede birinci olduğumda bir rekabet başladı sanki aramızda. İlk sene her sınavda birinci olmuştum.

Sonraki sene bok gibi olan mentalimle sınava çalışamadığım zaman ikinci oldum. Birinci ise Uğur'du. O an ki mutluluğunu hâlâ hatırlıyorum. O kadar çok mutlu olmuştu ki.

O mutluluğunu gördükten sonra vazgeçtim hepsinden. Sadece onun mutluluğu için ikinciliğe bile razı geldim. Sonuçta sevdiğim bir bölümü okuyordum ve bu bile yeterdi bana. Karşılığını alacaktım zamanı gelince.

"İt mi, iyi insan mı bilemedim." Şükran kapıya bakarak konuştuğunda ben de kafamı oraya çevirdim. Uğur gelmişti.

Bir anlık kalbim teklediğinde başımı çevirdim. Daha fazla bakarsam bakışlarımı ondan çekemeyeceğimi biliyordum çünkü.

"Herkes yerine! Sınav başladı! Hadi!" Son ses bağırarak sınıfa giren hocayla toparlanıp yerlerimize geçtik.

"Teşekkürler. Artık bir götüm yok. Sınav götüme girdi de." Kalçasını tutarak yürüyen Halil konuştuğunda kahkaha attım.

"Abartma. Gayet kolaydı."

"Sus be edebiyat adam. Bölüm ikincisi olsam bana da kolay gelirdi." Dedi Şükran. Haklı olabilirlerdi. Sonuçta sevdiğim bir bölümü okuduğum için kolay geliyordu bana. İsterse 10 senelik okul olsa yine okurdum.

"Görürüz kim ikinci olacak." Dediğimde şaşkınlıkla bana baktılar. Bütün soruları doğru yaptığıma emindim. Bu sefer birincilik bendeydi. "Bakalım. Bir açıklansın da." Dedim. Onunla tartışacağımı biliyordum bu konuda. Bu bile heyecanlanmamı sağlıyordu.

"Ben çok açım. Bir yere gidip yemek yiyelim mi?"

"Benim eve gitmem gerek." Açıkçası hiç halim yoktu. Eve gidip uyumak istiyordum. Belki Uğur yazardı. Onunla konuşurdum. Günlerdir konuşmuyorduk. Özlemiştim onu.

Bizimkilerle vedalaştıktan sonra yanlarından ayrıldım. Telefonumu çıkarıp mesaj kutusuna girdiğimde Uğur'dan mesaj var mı diye baktım ama yoktu.

Amına koyduğumun herifi beni paranoyak etmişti iyice. Aptal.

"Bana bak küçük kurt. Babana söyle, bir daha boyundan büyük işlere kalkışmasın. Sonu hayrolmaz yoksa."

Bağırışların olduğu kısma kaydı bakışlarım. Okulun depo tarzı yerinden geliyordu. Adımlarımı oraya ilerlettim. Kapıyı hafif açıp aralıktan içeri baktım. Uğur ve solcu tayfa vardı.

"Babam hakkında düzgün konuş şerefsiz herif." Uğur bağırdığında sol gözüne yediği yumrukla yerinde sendeledi. Kanımın kaynadığını hissediyordum. Ona benden başkası vuruyordu. Canını yakıyordu.

Kendime hakim olamadan içeri daldım. Uğur'a vuran herifin kolunu tuttum. Tayfası üzerime gelecekken durdurdu eliyle.

"Hayırdır Hazan? Bu herifi mi koruyorsun?"

"Benim kimseyi koruduğum yok. Eşkiya gibi gündüz vakti adam kıstırıyorsunuz. Hem de 5 kişisiniz, o ise tek başına. Adam mısınız siz?" Gururuna oynadığımda çenesi kasıldı. Kendine tek laf ettirmezdi bu piç.

"Bak Hazan, seni ilgilendirmeyen meselelere karışma."

"Uğur'u da ilgilendiren bir mesele yok duyduğum kadarıyla. Babasının yaptığı şeyi ona yıkıyorsun sen de."

Verecek bir cevabı yoktu çünkü haklıydım. Haklı olmam ise onu daha da sinirlendiriyordu. Elini bırakıp Uğur'a döndüm. Gözü morarmaya başlamıştı bile. İçim acıdı bu görüntüye.

"Sana ırkçılık yapan, aşağılayan mahalleden birine göre fazla iyi niyetlisin Hazan. Babasının sana neler yaptığını unutma." Dediği şeyler ile tekrar Selim'e döndüm. Canımı yakmaya çalışıyordu.

"Bu da benim, onun babasıyla aramdaki mesele. Sen de bunu unutma." Dedim kelimelerimin üstüne bastırarak.

"Git burdan. Senlik bir olay yok." Hâlâ üstelediğinde   sinirlerimin bozulmaya başladığını hissetmeye başladım. Papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayan insanlardan nefret ederdim.

"Selim işine git." Uğur'un kolundan tutup ordan çıkarmaya çalıştığımda Selim de koluma yapıştı. Ona doğru döndüğümde dişlerini kıracak kadar birbirine bastırdığını farkettim.

"Bunu unutmayacağım Hazan. Bana karşı gelmek neymiş, göreceksin." Kolumu hızla kendime doğru çektim. Cevap bile vermeden ordan dışarı çıktığımızda derin bir nefes aldım. Çenem kasılmıştı sinirden.

Sakinleşmeye çalıştığım sırada Uğur yanımdan uzaklaşmaya başladı. Arkasından ben de hızla ilerdim. Büyük ihtimalle yine kavga edecektik ama sorun değildi. Onunla konuşacak bir şeylerim vardı en azından.

••••

Çok fazla sağcı-solcu olayı bilmiyorum sırf kaos çıkarmak için ekledim.

GÜLTEPE|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin