22. Bölüm

4.2K 377 102
                                    

Villanın önünde durduk. King beni yarı kucaklar şekilde arabadan indirdi ve elimden çekiştirerek merdivenlere yöneldi. Olivia kapıyı açtı ama King onun yüzüne bakmadı. Bu yüzden Olivia'nın kalkmış kaşını indirmeyi ben görev bildim ve King beni çekerken onu sırıtarak işaret ederek "Kavga ettik de." dedim. "Bana bağıracak."

"Bağıracağım." diye mırıldandı ve elimi sıktı.

Kendi odasına beni ittirdi, arkasından kapattığı gibi üstüme gelip öptü. Geri geri yürüdüm ama ayaklarım yatağa çarpınca onu ceketinden tutup kendi yerime çektim. Yatağa oturduğunda üstüne bacaklarımı iki yana açıp yerleştim. "Hani beni özlememiştin?" diye sordum gömleğinin düğmelerini açarken.

"Öyle bir şey söylemedim." Askılarımı tuttu ve aşağı indirdi. Sabırsız davranıyordu. Ceketini omuzlarından ittirdim ve tam gömleğini çıkaracağım sırada ellerimi tuttu. Belindeki silaha uzandığında boynunun üstündeki nefeslerim durdu. Bana uzattı. "Başucuma koy."

Namlu kendisine dönük bir şekilde silahı bana uzattığında hemen aldım, yürürken ayakkabılarımı da çıkardım ve başucuna sakince bıraktım. Ayakta dikildiğim süre boyunca gözlerini benden çekmedi.

Ona adım adım yaklaştığımda bu kez daha sakin bir şekilde bileğimi yakaladı. Bacaklarının arasında durdum, eteğime uzanıp fermuarımı indirdi ama kıyafetimi çıkarmadı. Usulca dizimi yanına koydum, gözlerine bakmaktan kendimi alamıyordum. Arabada süren acı verici yarım saatlik öpüşme burada da on dakika uzadı. Nefes nefese alnımı alnına dayadım.

Bacaklarımda ellerini aynı anda gezdirirken gözleri kapalıydı. "Nasıl hissediyorsun?" diye sorduğunda tebessüm ettim. İki hafta önce kendimi rahat hissetmediğimi hatırlıyordu çünkü ilkti.

"Arzu dolu." dedim sık nefeslerimin arasında. "Güzel sözler duymaya muhtaç... ama söylemeyeceksin. Sadece bedenime iltifat edeceksin."

Başını yukarı kaldırdı ama öpmedi. "Romantik bir gece mi istiyorsun? Sana bunu veremem Laura."

"Önceki gecem de seninleydi ve sanıyorum sonrakiler de olacak. Gül yaprakları beklemiyorum ama beni yumuşatacak sözlere hayır demem. Belki de senin duymak istemediklerini -ama sabah hoşuna gittiğini- söylediğin sözleri istiyorumdur? Aklından ne geçiyorsa."

Kısacık saçlarıyla oynuyordum. Tam dudaklarımın üstünde iç çektiğinde parmaklarımı durdurdum. Belimi kavradı ve beni sırtüstü yatırıp üzerime eğildi. Elbiseyi aşağı doğru kaydırmaya başladı.

Çamaşırımla kaldığımda tekrar üstüme geldi. Ellerimi tutup tepeme koydu. Bir an sözlerimi hiç umursamadı sandım ama sonra yanağımda dudaklarını gezdirmeye başladı. "Eğer eve giren sen olmasaydın her şey farklı ilerlerdi."

"Nasıl?" diye mırıldandım.

"Yokmuş gibi davranırdım. Ama seni görmezden gelemiyorum Laura." Başka bir şey söyler sanmıştım ama söyleyebileceği en vurucu cümleleri sıralamıştı. Üstümde böyle bir etki bırakacağını düşünmezdim. Ve devam etti. "On beş gün aklıma gelmezsin sanıyordum. Hataydı." Gözlerimi yumdum, o ise konuşurken aşağıya iniyordu. "Küçük bir can sıkıntısı olmalıydın ama şimdi seni görmediğimde canım sıkılıyor."

Kıkırdadığımda tam göğüslerimin arasında durdu. "Bu büyük bir itiraftı."

"Kapat çeneni, daha bitirmedim." dedi ve karnıma indi. "Hayallerini sana vermek istiyorum ama bunu yaparsam bana şimdi baktığın gibi bakmazsın." Kollarından güç aldı ve gözlerime bakarken "Böyle bir yanın olduğunu bilmiyordum." dedi.

Kalbim altında gümbürdedi, belki de anlık olarak durdu. Angela'yı hatırlamak istemezdim ama söylediği gibiydi, her şeyi bana verebilirdi ama beni maddi olarak etkileyemezdi. Belki kısa süreliğine kapılırdım ama gerçek bir bağ olmazdı, onu tanımaya uğraşmazdım.

OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin