Oyun

23. Bölüm

Kingsley Drake

King sandalyesinde arkasına yaslandı ve karşısındaki iki adama baktıktan sonra Lexi'yle göz göze geldi. Üçü de ayaktaydı, üçü de onun bir şey demesini bekliyordu. Lexi ise birazdan bayılacakmış gibi duruyordu, hala uyumamıştı.

"Ben de gideyim mi?" dedi Lexi istemeyerek.

"Hayır. Eve git ve uyu."

Lexi sırtını yasladığı duvardan ayırdı ve ellerini kaldırıp "Şükürler olsun." diye mırıldandı. Dün geceki kıyafetlerini bile çıkarmamıştı, koca gözlüklerini takmıştı, güneşi görecek hali bile yoktu.

Lexi hiçbirine bakmadan arkalarından hızlıca geçti ve kapıya yöneldi. Dexter onu malikaneye bırakıp bırakmamak konusunda kararsız kalınca King'e döndü ama King parmağını kaldırarak beklemesi gerektiğini işaret etti.

Lexi odadan çıktığında King rahat bir şekilde oturmayı kesti. Dexter ve Logan yan yana duruyordu, ikisi de birbirine bakmıyordu. King'in ağzından çıkacak bir şey bekliyorlardı. "Benimle villaya döneceksin." dedi King Dexter'a, sonra Logan'a döndü. "Ve sen bana üç saatte bir rapor vereceksin."

"Tabii ki King."

King bardağına uzandı ve tek dikişte yarıladığı içkiyi bitirdi. Rahatlamış olması gerekiyordu ama duymayı reddettiği bir yanı gevşemesini önlüyordu. Zannar avucunun içindeydi, onu bulmuştu ve yarın Marcus'un küllerinin olduğu odaya onu kapatacaktı. Her şey bitmişti, intikam alacağı son adamın nefesini elleriyle kesecekti. Zannar sorunu ortadan kalkacaktı ve King yıllardır onu öldürmeyip süründürmeyi düşlüyordu, yaşatabildiği kadar yaşatacak ve acı çektirecekti. Onu uğraştırdığı için kolay bir ölümü sunmayacaktı, baştaki planı buydu. Ama şimdi Zannar'ın yaşaması onu tedirgin ediyordu. Elinden kaçıp gitmesine olanak yoktu ama o nefes alırken Laura'yı bırakmayacaktı, içine şüphenin tohumlarını yerleştirmeyecekti.

Zannar'ı kilitlediğinde başında kendisi beklemek istiyordu, her şeyin bitişinin her anına şahit olacaktı ama şimdi ormanın içindeki depoya değil, villaya dönecekti. Zorunluluktan değildi, istediği villaya gitmekti. Yıllardır düşlediği planın hızlıca yön değiştirmesi onu daha da sinirledi ve şişeye uzandı.

"Ne zamandır öğlenleri içki içiyorsun?" dedi Logan şaşırmış bir şekilde. King'in sinirli bakışlarıyla buluştuğunda ellerini kaldırdı. "Sadece sordum."

King güçlü bir şekilde soludu. O da ne zamandır sürekli içki içtiğini bilmiyordu, içkinin aklını dağıttığı da yoktu. Çiftlik evinde kaldığından beri aynı şeyi düşünüyordu, bir çift yeşil göz... Beş gün durabilmeyi ummuştu ama dördüncü günün sabahında kendisini arabada bulmuştu. Rahat edemediği için gittiğine kendisini inandırsa da yol boyunca Laura'nın suratını düşünmüştü. Onu asıl endişelendiren ise sadece odasında olduğu anları değil, çemkirdiği hallerin de aklına uğramasıydı.

Laura ona ruh hastası deyip duruyordu, artık buna kendisi de inanıyordu. Ona ilk tanıştıkları andaki gibi davranmak için kendisini zorluyor, bir an sonra ne söylemek isterse onu söylerken kendisini buluyordu. Bu onu hasta edecekti, aynı şekilde Laura'yı da delirtecekti.

King alnını sıktı, masasına doğru eğildi. Zannar'a ne yapacağını düşünmeye kendini zorluyordu ama bir saniye sonra aklına akşam yiyeceği yemek geliyordu. En son ne zaman villaya dönmek için dakika saydığını hatırlamıyordu. Bundan da nefret etmişti.

Dexter'ın boğazını temizlemesi King'i hayal aleminden kurtardı. "King," dedi Dexter ilgisini çekebilmek için. "Zannar öldüğünde Laura'ya çıkması için izin vermelisin. Kafayı yiyecek."